Mayıs 2017 Tarihinde Tekrar Baskılar

Kıymetli Şeylerin Tanzimi

Alışılmış bıkkınlıklar, küçük ve sıradan kıyıcılıklar, avuntular, fısıltılara kananlar… Kıymetli Şeylerin Tanzimi, bir aile tarihi, soluk ve pırpır eden bir ışığın altında geçen hayat muhasebesi… Sezen Ünlüönen duman gibi hafif, merakla ve sessizce geziniyor evin içinde...

Öykümü Kim Anlatacak

İlk kitabı Hanene Ay Doğacak ile büyük ilgi gören ve ne yazacağı, hatta yazıp yazamayacağı merakla beklenen Şebnem İşigüzel yoluna işte bu öykülerle, Öykümü Kim Anlatacak ile devam etti. 21 yaşında, kendi deyimiyle “dünyadan bihaber” genç bir yazar olarak kimsenin anlatmaya cesaret edemediği şeyleri anlattı.

Gurbet Pastası
Hemşinliler, Göç ve Pastacılık

Hemşinliler, geçtiğimiz yüzyıl dönümünde ekmek parası kazanmak için Rusya gurbetine gittiler. Orada, ekmek ve pasta yapmayı öğrendiler. Hem de çok iyi öğrendiler. Bizzat Rusya’da nam salacak, İran’da, Polonya’da muteber pastaneler açacak kadar. Sonra, Hemşinliler fırıncılığı, pastacılığı bütün Türkiye’ye taşıdılar. Memleketin hem büyük kentlerinde hem taşrasında pastaneler açtılar; pek çok yerde, oranın ilk pastanesiydi bunlar…

Küreselleşmenin Öteki Yüzü
Yoksulluk
Kavramlar, Nedenler, Politikalar ve Temel Eğilimler

İnsanlık, muazzam bir zenginlikle korkunç bir yoksulluğun olağanüstü kutuplaştığı bir zamanı yaşıyor. Çarpıcı açlık ve düşkünlük manzaralarına, sadece yoksulluğun gitgide derinleştiği ve kitleselleştiği “azgelişmiş” ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de rastlanıyor. Buna karşılık yoksulluk konusu, neoliberal küreselleşme söyleminin baskısı altında, hayli uzun bir süre kayıtsızlıkla karşılandı.

Kenarın Kitabı
“Ara”da Kalmak, Çeperde Yaşamak

Kenarın Kitabı, şehirlerin kentsel sahnesinin kenarlarına bakıyor. Kentsel dönüşümün gözden ıraklaştırılan sahne arkalarına bakıyor.

Ankara

Millî Mücadele yıllarında hiçbir çıkar gözetmeksizin yurtları için çalışan bazı subayların ve politikacıların zaferden sonra “sermaye çevreleriyle ilişkileri” ya da “arsa spekülasyonu”, “taahhüt işi” gibi girişimlerle zenginleşmeleri, “inkılap”a boş vermeleri. Romanın kadın kahramanı Selma’nın yaşamı izlenerek Millî Mücadele inancının ateşli dönemleri ve sonrası anlatılıyor.

Bedeni, Toplumu, Kâinatı Yazmak
İslâm, Cinsiyet ve Kültür Üzerine

Çağdaş Türkiye’nin kültürünün kökenleri kaçınılmaz olarak tarihinde aranıyor. İrvin Cemil Schick’in daha önce İngilizce yayımlanan kitaplarda ve süreli yayınlarda yer almış olan makalelerinin derlendiği bu kitapta, pek çok bileşene sahip kültür “alaşımı”nın birkaç boyutu işleniyor. Schick’in makalelerinde, Türkiye kültürünün özellikle İslâm dininden ve kültüründen miras aldığı bazı öğeler, örneğin yazının merkezî önemi, kılık kıyafeti belirleyen kurallar, harem kurumunun anlamı, cinselliğin edebi dışavurumları farklı açılardan inceleniyor.

Aşk İşaretleri

Latife Tekin Aşk İşaretleri’nde ötekiliğin izini sürmeye devam ediyor. Büyük kent varoşlarında yaşayan bir grup yoksul gencin, yol gösterici belledikleri bir “ağabey”in önderliğinde, yaşama nasıl katılacaklarını öğrenmeye çalıştıkları bir aydınlanma öyküsü anlatıyor.

Sanki Viran Ankara

Ankara'nın, Türkiye'de modern kentleşmenin vitrini olarak tanzim edilmesinin üzerinden on yıllar geçti. Vitrin eskidi, kıyafetler epridi, dekor yıprandı, mankenlerin kolu bacağı koptu. Funda Şenol Cantek'in derlemesi, Ankara'nın heyecanlı modernleşme tarihi içinde 'düşkünleşmesi' hakkında bir kitap.

Avrupa'nın Kıskacında Abdülhamit

Bu memlekette Abdülhamit’in seveni de çoktur, yereni de. Bir kesim, her türlü musibetin kaynağı olduğunu düşünür; imparatorluğun çöküşü ve hatta geri kalmışlığımızın vebali ondan bilinir. Muhipleri ise, ‘Ulu Hakan’ın her şeyini mükemmel ve de kusursuz bulur. İki kesimin bu farklı değerlendirmelerinin tek bir hedefi vardır; İttihatçılar’ Yerenlerin amacı İttihatçıları aklamaktır.

Cumhuriyet Yıllarında Türkiye Yahudileri
Bir Türkleştirme Serüveni 1923-1945

Bugüne kadar yazılıp çizilenler, bir-iki ufak hadise dışında ortamın güllük gülistanlık, herkesin durumdan hoşnut olduğuna işaret ediyordu. Resmî tarihçilerin çizdiği bu “mutluluk tablosu”na cemaatin ileri gelenlerinin katkısı da azımsanamazdı. Lozan Antlaşması’nın kendilerine tanıdığı haklardan feragat etmeye zorlanmşlar, ““eğer vatandaşsan Türkçe konuş!” dayatmalarına ses çıkarmamışlar, Trakya’da evlerinin, işyerlerinin yağmalanmasını sineye çekmişler.

Millî Savaş Hikâyeleri

Her biri başka bir yeri, başka kişileri, başka olayları konu edinen, bir yandan da sonu gelmez ve umutsuz bir arayışı dile getiren hikayeler. Güzel ve büyük yurdunu yitiren Hamdi, kocasını aramak için İstanbul’a gelen Ödemişli zavallı bir kadın, her şeyi allak bullak eden, “yurt”u “gurbet”e çeviren savaş ve geride kalanların hayatları.

Günlük

Oğuz Atay’ın edebiyatla ilgili herkes için sürekli merak konusu olmuş günlüğünün bütünü...

Yürümek

Yürümek, Sevgi Soysal’ın yazarlık çizgisinde bir eşik olarak nitelendirilir. Elâ ve Memet’in hayatta kesişmelerini ve ayrışmalarını anlatan bu romanında Sevgi Soysal, toplumca çizilen erkeklik, kadınlık sınırlarını ve sınıf değerlerini bireyin gözünden sorgular.

Yolgeçen Hanı

Bir kaçışın hikâyesi ve 12 Eylül’ün ardından gelen şarkılar… Kimliklerinin peşine düşmüş dört genç: Devrime olan inancını asla yitirmeyen ve bu uğurda sevdiklerini terk etmeyi göze alan Elif, hayatının anlamı müziği Fransa’da keşfeden Hasan, küçük bir mahallede masallarla kurduğu dünyasından ve annesiyle yaşadığı evden uzaklaşıp hayata tutunmaya çalışan Sema ve ailesine bakmak için ustası Artin’den zanaat öğrenen Salih…

Belki Bir Gün Uçarız

Belki Bir Gün Uçarız, yeknesaklığa celalleniyor, huzursuz, şedit ve enerjik... Yeni bir yazarın ilk kitabı... Aylin Balboa, deşeliyor, haykırıyor, söyleniyor... Şah damarı atıyor tıp tıp, sokak taşıyor yanında.

Kumarbaz

Dostoyevski’nin bizzat mücadele ettiği parasızlık ve kumar düşkünlüğünü anlatan Kumarbaz, korkunç ve amansız bir saplantının öyküsü.

En Çok Onu Sevdim

En Çok Onu Sevdim, acılaşan bir hayatın, eşyalara dokunan, durup durup dinleyen bir kadının romanı. Marazi bir aşk hikâyesi…

Devrim Üzerine

Fransız ve Amerikan devrimlerini karşılaştırarak devrim olgusunu modern perspektifte değerlendiren Hannah Arendt, devrim hareketlerinin amaçlarıyla vardıkları nokta arasındaki uçurumda bugünün yakıcı sorunlarının köklerini ortaya koyarken, devrimler tarihini başka bir gözle görmemizi sağlamakla kalmıyor,gerçek bir devrim ihtimaline uzanan yollara da ışık tutuyor.

Hegemonya ve Sosyalist Strateji
Radikal Demokratik Bir Politikaya Doğru

İlk kez 1985’te yayımlanan Hegemonya ve Sosyalist Strateji, sosyalist düşün dünyasındaki güncel açılımların merkezinde yer alan eserlerden biri. 2001 tarihli ikinci baskıya yazdıkları yeni önsözde Laclau ve Mouffe, 1980’lerden 2000’lere uzanan değişimler silsilesini incelerken, sosyalizmin bitmek bilmez krizlerinin tarihsel izini sürüyor.

Sosyoloji Notları ve Konferanslar

Yazan değil konuşan Cemil Meriç. İstanbul ÜniversitesiEdebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde 1965’ten 1969’a kadar Cemil Meriç’in anlattığı dersler, verdiği konferanslar ve bazı sohbetler sırasında tutulmuş notlar. Donmuş bir müfredatı anlatan bir “hoca” değil, öğrencileri ve dinleyenleriyle birlikte sesli düşünen bir fikir adamının görüşleri.

"Boşuna mı Okuduk?"
Türkiye’de Beyaz Yakalı İşsizliği

“Diploma = iş” denklemi gitgide geçersizleşiyor. Genç işsizliği ve ‘okumuşların’ işsizliği, dünyada da Türkiye’de de istisnai olmaktan çıktı. Zamanımız kapitalizminde işsizliğin yapısal niteliği aşikâr hale gelirken, tahsilli, kalifiye çalışanlar yani “beyaz yakalılar” da güvencesizleşme sürecinin kurbanı oluyor, imtiyazlarını kaybediyorlar.

İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon
Narsist Bir Partnerle Yüzleşmek

Basit küçük manipülasyonlar çiftlerin gündelik hayatlarının bir parçası olsa da, “narsistik sapkınlık” biçimini aldığında önemli bir soruna dönüşür. Narsist partner kendi iktidarını yerleştirmek ve eşini kendi istediği kişiliğe büründürmek için baştan çıkartıcı, kurnazca yollara başvurur. Avının kanını sonuna kadar emerek kendisinde eksik olanı çekip alır ve böylece kendisini tamamlar. Günümüzde gitgide daha sık rastlanan bir ilişki modeli haline gelen narsistik manipülasyon ilişkileri bu kitabın konusunu oluşturuyor.

Oyunlarla Yaşayanlar

Tanzimat’tan bu yana sürekli değişen politik ve toplumsal değerler karşısında tutunmaya çalışan Türk okur-yazarının kara güldürüsü.