Mayıs 2017 Tarihinde Tekrar Baskılar - 2. sayfa

Simon Bolivar
Latin Amerika’yı Özgürlüğe Kavuşturan Adamın Hayat Hikayesi

Güney Amerika’da üç yüz yıl kadar mutlak egemen olan İspanyol kolonyalizmine karşı giriştiği mücadeleyi zaferle taçlandırmış muzaffer bir general... Güney Amerika’nın yarısının “kurtarıcısı” ve siyasi mimarı, birkaç ülkenin devlet başkanı… Sayısız siyasi risale, cüretkâr anayasalar, zekice denemeler yazan, parlak bir üsluba sahip, eşsiz bir konuşmacı…

Bir Anne Dile!

Bir gün, bu üç çocuk okudukları dergide dünyanın en korkunç annesi yarışmasını görünce, bu yarışmaya başvuruyorlar. Sonra ne mi oluyor? Birkaç gün sonra kapı çalıyor ve her birinin kapısında, Anna Teyze diye biri beliriveriyor. Ve aynı gün, kendi anneleri ortadan kayboluyor.

Nur Baba

Vaktiyle toplumumuzdaki en önemli kültür müesseselerinden biri olan Bektaşi tekkelerinin İmparatorluğun son zamanlarındaki bozuluşu. Dionysos törenlerinin benzeri “zevk ve sefahat sanatının, buse ve aşk ilminin” Bektaşi “Ayin-i Cem”lerinde tasviri.

Deliduman

Tek başıma da kalsam, dünyanın bütün hükümetleri ve onlara oy verenler bana karşı da olsa, dünyanın bütün hükümetlerine karşı ayaklananlar ve onlara destek verenler bana karşı da olsa; bütün dünya, yedi milyar küsur insan tek tek bana karşı da olsa... Deliduman, dermansız ve güdük bir ilçeden haykırmaya başlıyor, İstanbul’a uzanıyor. Çocukluğumuzun, hatıralarımızın ve bütün sokaklarımızın üzerinden dangır dungur geçen imar ve para iştahına lanet!

Uygarlık Süreci / Cilt 1
Sosyo-Oluşumsal ve Psiko-Oluşumsal İncelemeler

Norbert Elias’ın başyapıtı Uygarlık Süreci kadri sonradan bilinen nadir kitaplardan biridir. İlk kez 1939’da İsviçre’de yayımlandığında kimselerin ilgisini çekmedi. 1969’da yapılan ikinci baskısı da pek dikkat çekmedi. Kitabın değeri ancak 1976’da Almanya’da yayımlandığında anlaşıldı ve Elias’a sosyolojinin klasikleri arasındaki hakkettiği yerini kazandırdı.

Bu Ülke

Meriç’in “aynı kaynaktan fışkırdılar” dediği eserler dizisinin önemli bir halkası. Bir çağın, bir ülkenin vicdanı olmak isteği Meriç’in bütün çabasına her zaman yön vermiştir: “Bu sayfalarda hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği."

Tante Rosa

İlk yayımlandığında "yerli" olmamakla eleştirilen Tante Rosa, Sevgi Soysal'ın, sinemaya da uyarlanan en özgün eseridir.

Marksizmle Maceram

Genç Berman’ın babası, New York’ta tekstil sanayisinin farklı kollarında yıllarca didinir durur. Ancak kalbi, henüz 48’ine gelmeden piyasanın vahşiliğine yenik düşer. İntikam almak isteyen oğlu, nereden ve nasıl başlaması gerektiğini bilememektedir. Birkaç yıl sonra Columbia Üniversitesi’nde öğrenciyken Marx’ın 1844 El Yazmaları’nı keşfeder ve tanesi 50 sentten yirmi tane alıp çevresine dağıtır.

Hanene Ay Doğacak

Bu kitabın takma isimle yazıldığı düşünüldü. Bunun haberi bile hazırlandı. Son anda gazetenin yazıişleri müdürü yazarın adını bilinmeyen numaralara sormayı önerdi. Uydurma olduğu düşünülen isimde, Şebnem İşigüzel diye birisi vardı. Hanene Ay Doğacak ilk kitabıydı. Aynı yıl Yunus Nadi Ödülü'nü alacak, çok okunacak, çok sevilecekti.

Kırk Ambar | Cilt 2
Lehçe-t-ül Hakayık

Rümuz-ül Edeb'in bir tür edebiyat tarihi olmasına karşın Lehçe-t-ül Hakayık bir tür düşünceler tarihi. Kırk Ambar'ın bu yeni 2. cildi, 1980'de yayımlanan ve tek bir baskı yapan Kırk Ambar'ın ikinci bölümünde ele alınan konuların yeni konularla zenginleştiği, 1981 yılında Ankara'da bir kez basılan Bir Facianın Hikâyesi adlı kitabın içeriğinin de bu konulara eklendiği çok daha kapsamlı ve tamamen gözden geçirilmiş bir hali.

Anamın Kitabı

Yakup Kadri bu kitabıyla, “insanların şimdiye kadar besledikleri bir zannı -çocukluğun en mutlu bir çağ olduğu zannını- kökünden sarsmak istediğini” söylemiş. Ön sözünde, “İnsan, şuurunun altına kadar inmeyince kendi kendini nasıl tanıyabilir? Bizim köklerimiz orada değil midir?” diye sorduğu kitabında “belki romanlarının bütün anahtarlarını vermiş.

Tehlikeli Oyunlar

Kişinin kendiyle savaşmasını ve yenmesini, kendini dönüştürmesini önemli bir sorun olarak algılamaya çağıran, çarpıcı ve sarsıcı bir roman.

Erken Kaybedenler

AnKara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz... Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafazakârlığın kalesi...İşçiler, yoksullar, teyzeler, abiler.