Kasım 2024 Tarihinde Tekrar Baskılar

Türk Metinlerinde
Konstantiniye ve Ayasofya Efsaneleri

Türkler “Kostantiniye”yi 1453’te fethettiler ve şehrin kuruluşuna ve o vakte kadar sembolik merkezi kabul edilen Ayasofya’ya ilişkin bir efsane geliştirdiler. Bu efsane, Bizans, Arap, hatta Helen yazılı metinlerindeki temalardan örülüydü. Araştırma literatürünün yıllardır tanıdığımız isimlerinden Stefanos Yerasimos, bu efsanenin imparatorluk tartışması ve ideolojisi ile ilişkisini araştırıyor. Osmanlı padişahları, Bizans başşehrinin temel sembolü Ayasofya’yı yeniden değerlendirerek, hatta anlamlandırarak, Bizans imparatorlarının projelerini sürdürme zorunluluğunu mu hissetmişlerdi? Yoksa lanetli şehir Kostantiniye ebediyen yok mu edilmeliydi? Stefanos Yerasimos, efsanenin oluşumunu ve gelişme aşamalarını inceleyerek, metinleri tahlil ederek ve tarihî bağlamla çelişkilerini araştırarak, bu efsaneyi yeniden ayakları üstüne oturtuyor.

Yağmur Beklerken

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminin ilk safhasını noktalayan Serbest Fırka denemesi... 1929 büyük ekonomik buhranı ve buna eşlik eden ağır kuraklık tehlikesi. Şeyh Sait ve ilk Dersim isyanları bastırılmış, Takrir-i Sükûn yasaları ile her tür muhalefet ezilmiş, dağıtılmış, “Atatürk devrimleri” yürürlüğe girmiştir. Yağmur Beklerken’de Tarık Buğra Serbest Fırka denemesi/girişimi ekseninde bütün bu gelişmelerin Anadolu taşrasındaki sonuç ve yansımalarını konu edinirken aslında on yıllık Cumhuriyet’in bir bilançosunu da yapmaktadır.

İstanbullu Rumlar ve 1964 Sürgünleri
Türk Toplumunun Homojenleşmesinde Bir Dönüm Noktası

1964 yılında İstanbullu Rumlar büyük bir felaket yaşadılar. Evlerini terk etmek zorunda bırakıldılar ve bilmedikleri bir dünyaya sürgün edildiler. Yabancı statüsüne alınmaları, bir bavulla vatanı terk etmeleri, hukukla korunan tüm haklarının bir anda ellerinden kayıp gitmesi gibi, bu trajik olayda yaşanan travmalar ve zorluklar bugüne dek birkaç araştırmanın ve filmin konusu oldu. İstanbullu Rumlar ve 1964 Sürgünleri, konunun derinlemesine incelenmesi için sözü bu acının muhataplarına bırakıyor.

Türkiye'nin 1970'li Yılları
Ciltli

1960’ların sonrası, 12 Eylül’ün öncesi, kimilerine göre yitik ve karanlık bir “ara dönem”… Türkiye’nin 1970’li yıllarını merak edenler için detaylı ve aydınlatıcı bir başucu kitabı.

Yaşamın İkinci Yarısında Anlam Arayışı
Sonunda Gerçek Anlamda Nasıl Büyürüz?

Jungcu psikanalist James Hollis, Yaşamın İkinci Yarısında Anlam Arayışı’nda, ancak orta yaşla birlikte gerçekten kim olduğumuzu bulabileceğimizi ve anlamlı bir hayat yaratabileceğimizi gösteriyor. Kariyerini artık tatmin edici bulmayanlara, evlilikleri veya uzun süreli ilişkileri yön değiştirenlere, aile hayatlarında yaşlılık ve ölüme bağlı büyük dönüşümler yaşayanlara şefkatle seslenirken, bu zorluklarla baş etmelerini sağlayacak önemli bir bakış açısı ve güven verici bir mesaj veriyor.

Dağlardan Denize
Artvin

Denizle arasına duble yolun girdiği Hopa Deniz Feneri’nin öyküsü, Artvin’in uğradığı altüst oluşun timsali gibidir. Fakat Dağlardan Denize Artvin, Artvin’i yalnızca “doğa olayı” cephesiyle anlatmıyor. Sadece Çoruh kayıklarıyla, boğa güreşleriyle, geleneksel mimariyle, halk oyunlarıyla, müzik kültürüyle bir folklor olayı olarak da anlatmıyor. Bunları da anlatıyor fakat bunların yanında: Etnik coğrafyanın… Yerel siyasetin ve 1980 öncesi devrimci hareketin anısının… Artvin öğretmen okullarının tarihsel serüveninin… Mevsimlik işçilikten yazlıkçılığa gurbetçiliğin… Gündelik hayatın, insan ve mekânın… “Ah Nataşa!” travmasının da resimlerini çekiyor.

Tüfekle Vurulacak Şeyler

Vuslat Çamkerten, hayatın hiçbir zaman tek bir renkten ibaret olmadığını hissettiriyor öykülerinde. Her şeyi kapkara veya tam aksine toz pembe gördüğümüz anların, içlerinde zıddını da barındırdığını gösteriyor. Dünyadan umudunu kesmeyen ama ipleri de tamamen onun eline bırakmayan karakterler yaratıyor. Hiç bitmeyen hevesler, duygulardan çok planlar üzerinden yürümeye başlayan aşklar, intikam hissiyle geçen dakikalar, gizli saklı korkular…

Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri
Yusuf Akçura (1876-1935)

François Georgeon, Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri-Yusuf Akçura’da yalnızca bir biyografi sunmuyor, Türk Derneği’nin kurucuları arasında yer alan, Türk Yurdu dergisinin de yöneticiliğini yapmış Akçura’nın düşünce dünyasının izlerini çocukluğundan başlayarak sürüyor, Birinci Dünya Savaşı’ndaki çabalarından, Cumhuriyet kurulduktan sonra Meclis’te yürüttüğü çalışmalara dek bu izlerin eyleme nasıl dönüştüklerini inceliyor. Akçura’nın düşünce hayatına katkılarının, özgün fikirlerinin altını çiziyor. Döneminin diğer Türkçü düşünürlerinden farkını ortaya koyarak pantürkizmin mucidi Yusuf Akçura’yı, kendi eserleri ve düşünce hattı üzerinden değerlendirerek ihmal edilmiş eleştirel, modern ve yenilikçi yönünü ortaya çıkarıyor.

05.45 İstanbul

Gökçe Bilgin, 05.45 İstanbul adlı romanında bir seri katil hikâyesi anlatıyor. Ama kahramanımız alışılageldik bir seri katil gibi davranmıyor. Öldürdüğü insanların çeşitli uzuvlarından bir robot yaratıyor. Bazen İstanbul'un sokaklarını, bazen hapishanede geçen günlerini, bazen de hayata karşı hissettiklerini ona, kendine, hatta boşluğa bile anlatıp duruyor. Gürültülü şehirlerde yaşayanlara suskunluğun yakışmayacağını ispat etmek ister gibi.

Ateş Sönene Kadar

Ateş Sönene Kadar, bazen boğazda bir düğüm, bazen de manyakça bir kahkaha. Aylin Balboa’dan, o kendine özgü bıçkın ve muzip anlatımıyla, geçmişle hesaplaşıp geleceğe kafa tutan sarsıcı ve tesirli öyküler.

Turuncu Geçmişin Kıyısında

“Ömrümden, sürüye sürüye yanımda en çok kendimi getirdim. Bugün ve geçmişin teknesinin temel direğiyim ben. Pas dolu bir limanda, paslı bir direk…”

Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik

Tolstoy Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik’te kendi hayatından hareketle, varlıklı bir ailenin oğlu olan Nikolenka’nın iç dünyasını keşfe çıkıyor.

Hikâye Anlatma Sanatı

Ashley Ramsden ile Sue Hollingsworth Hikâye Anlatma Sanatı’nda yirmi yılı aşkın süredir bu alanda edindikleri deneyimi aktarıyor ve konuya ilgi duyup yeteneğini açığa çıkarmak isteyenlere denenmiş özel teknikler, pratik öneriler ve önemli tüyolar eşliğinde yol gösteriyorlar. Hikâyeleri seven ve onlara daha yakından bakmak isteyen herkes için eşsiz bir kılavuz.

Mutlu Prens

Çocuk edebiyatının şaheserlerinden Mutlu Prens, Oscar Wilde’ın sihirli kaleminden dökülen beş masaldan oluşuyor.

Psikolojik Dayanıklılık
Hayattaki Büyük Zorluklarla Başa Çıkma Sanatı

Travma sonrası stres bozukluğu ve psikolojik dayanıklılık çalışmalarının önde gelen uzmanlardan Steven M. Southwick ile Dennis S. Charney Psikolojik Dayanıklılık Hayattaki Büyük Zorluklarla Başa Çıkma Sanatı’nda konuyu genetik, psikolojik, biyolojik, sosyal ve spiritüel açılardan ele alarak ortaya derinlemesine bir analiz çıkarıyorlar. Sarsıntılar karşısında sağlam durmanın ve duygusal, zihinsel, fiziksel dayanıklılık kapasi tesini artırmanın inceliklerini öğrenmek isteyen herkes için eşsiz bir bilgi kaynağı.