Avrupa Birliği Hukuku'nda Birey
Avrupa Birliği baş döndürücü bir hızla gelişimini sürdürüyor. 1950´li yıllarda 6 ülkeyle yola koyulan `topluluk`, bugün 15 üyeli `birlik` çatısı altında varlığını devam ettiriyor. Önümüzdeki yıllarda birliğe girecek yeni ülkelerle hem üye devlet sayısında bir artma olacak, hem de birlik daha çeşitli ve farklı bir kompozisyona sahip olacak.
Avrupa Birliği'nin Genişleme Süreci
Bugün Avrupa Birliği dördüncü ve en kapsamlı genişleme sürecini yaşıyor. Bu süreç, 1945´ten bu yana bölünmüş Avrupa´yı Soğuk Savaş sonrasında yeniden birleştirme amacını ve bu sayede de, yeni bir güç olarak dünya sahnesine çıkacak Büyük Avrupa´yı yaratma amacını taşıyor. Bu sürecin dinamiğini de üye ve aday ülkeler oluşturuyor.
Doğmamış Bir Devletin TarihiBirleşik Kıbrıs Cumhuriyeti
Elinizdeki kitap, Kıbrıs’ta neden bir ortak devlet kurulamadığının tarihsel ve siyasi nedenlerini ele alıp, sorguluyor. 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin arkasında bir siyasi iradenin olmaması, devletin uzun soluklu olamayışına yol açtı. Ortak devlet kurma yönündeki bu irade eksikliği, 2004 yılında bir kez daha baskın çıktı. Dış koşullar uygun olduğu halde "Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti"nin doğması mümkün olmadı.
Bizim AvrupamızÇözülüyor mu, Yoksa Başkalaşıma mı Uğruyor?
Avrupa, çoğu zaman sancılı olan dönüşümlerin, başkalaşımların tarihidir. Bir ve bölünmüş olmayı, farklılıkla birlik özlemlerini aynı zamanda içinde taşır. Hukukun ve keyfî kararların, demokrasi ve zulmün, medeniyet ve barbarlığın iç içe olduğu bir tarihtir bu.
Geçmişten Bugüne YunanlılarDil, Din ve Kimlikleri
Hep tekrar edilen bir konudur: Türkler komşularıyla gerçek anlamda ilgilenmezler. Bütün merak “milli güvenlik” konusu etrafında yoğunlaşır. Komşunun tarihi, kültürü, dini hakkında kalıp yargılar yeterli kabul edilir. Herkül Millas, Geçmişten Bugüne Yunanlılar’da dilleri, dinleri ve kimlikleriyle Yunanlıları, dilin oluşum sürecini, antik Yunan’dan Hıristiyanlığa uzanan dinsel tarihi, Yunan milliyetçiliğinin doğuşunu anlatıyor.
Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 9 / Dönemler ve Zihniyetler
Modern Türkiye’de Siyasî Düşünce dizisi Dönemler ve Zihniyetler cildi ile tamamlanıyor. 19. yüzyılda başlayan Osmanlı-Türk modernleşmesi ve bunun siyasal düşünce âlemi üzerindeki etkisi farklı kaynak tartışma, aktör ve hareketlerle ortaya konuyor. Dönemler ve Zihniyetler bu süreç içerisinde yaşanan farklı tartışmaları ve bu tartışmaların aktığı farklı mecraları bir araya getirirken, siyasal düşünce dünyamızın zenginlik, farklılık ve “araz”larının bir dökümünü sunuyor.
Avrupa Yol Ayrımında Türkiye
Türkiye’nin çağdaşlaşması devlet eliyle başladı ve sürdürüldü. İki yüz yıllık bu süreci aynı zihniyetle sürdürmeye olanak yok. Çünkü bu zihniyet artık iflas etmiş durumda. Eğer ülke çağdaşlaşmasını sürdürmek istiyorsa bunun yolu Avrupa’dan, Avrupalılaşmadan geçiyor. Tarihî ve coğrafî nedenlerden bu ülkenin pek başka seçeneği yok. Bugünkü kavga, bu yolu tıkayanlarla açmaya çalışanlar arasında.
Memalik-i Osmaniye'den Avrupa Birliği'ne
Bu kitapta derlenen yazılar, yüzyıllık bir tarihi ve günümüzdeki gelişmeleri çeşitli yönleriyle ele alıyor. Ama hepsinin temelinde çok önemli bir tespit var: Dünya, ulus-devletlerin aşındığı, ulus-üstü oluşumların ağırlık kazandığı yeni bir döneme girmekte. Bu dönemde, Osmanlı İmparatorluğu gibi eski tür imparatorlukları ve ulus-devletlerin başarı ve başarısızlıklarını yeniden değerlendirip günümüzün yeni imparatorluklarının oluşum süreci için dersler çıkarmak mümkün.
Geçmişle HesaplaşmaUnutma Kültüründen Hatırlama Kültürüne
“Her insanın ve her toplumun bir geçmişi vardır; bunun yanında bir de geçmişle bir ilişkisi. Bireyler ve toplumlar ya geçmişlerini hesaba katarak onunla ilişkilerini karşılıklı etkileşim içinde kendileri biçimlendirirler ya da geçmiş kendisi harekete geçer, takip eder, bugünü işgal etmeye çalışır. Geçmişi görmezden gelme tutumunda diretildikçe, geçmişin bugün üzerindeki etkisi artar; bir süre sonra bugün, korkulan ve kaçılan geçmişin bir ürünü haline gelir.
21. Yüzyılda MilliyetçilikTeori ve Siyaset
Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra bir yeni uyanış yaşayan milliyetçilik, 21. yüzyılda nasıl biçimlenecek, ne gibi roller oynayacak? Elinizdeki derleme, geniş bir bakış açısıyla bu sorulara cevaplar arıyor.
Türkiye ve Rusya İlişkilerinde Değişen DinamiklerKuşku ile Komşuluk
Kuşku ile Komşuluk: Türkiye ve Rusya İlişkilerinde Değişen Dinamikler iki ülke arasındaki etkileşimin bir yandan tarihsel panoramasını çizerken diğer yandan bu tarihselliği günümüzdeki sorunlar ve ortaya çıkan yeni uyuşmazlık başlıkları etrafında ele alıyor. Çatışma, gerginlik, uzlaşma ve işbirliği parametrelerinin yetip yetmediği sorun alanlarını olabildiğince ayrıntılı bir şekilde incelerken, iki ülkede mevcut olan medya rejiminden siyasal muhalefetin konumuna kadar önemli pek çok meseleyi de araştırma çerçevesine dahil ediyor.
Putin Ne İstiyor?
15 yılı aşan bir süredir Rusya’da iktidarda olan Putin’in hedefinde ne var? SSCB yıkıldıktan sonra Rusya’nın sahip olduğu kırılganlıkları saklamaya çalışırken, “yakın yabancı”daki renkli devrimler, Arap Baharı, Ukrayna çatışması ve Suriye krizindeki rolleri nedir? Bunlar iktidarını nasıl etkiliyor? Batı ile kurduğu ilişkiler ne kadar gerçek? Sonuç olarak Putin gerçekten ne istiyor? Jean-Robert Jouanny bu soruların peşinde, Putin’i ve Putin’in Rusyası’nı mercek altına alıyor.
Ekonominin Küreselleşmesi
Küresel ekonomi belki son yıllarda ortaya çıkmış bir kavram, ama ekonominin küreselleşmesi hiç de yeni değil. Dünyanın toprak altı ve toprak üstü kaynakları hem farklı farklı oldukları, hem de her yerde bulunmadıkları için eski tarihlerden itibaren ticaret yoluyla gezegen etrafında dolaşmaya başladılar. Bu dolaşım döngüsü kimi ulusların lehine olurken birçoğunun da aleyhine gerçekleşti.
Ötekilerin HaklarıYabancılar, Yerliler, Vatandaşlar
Vatandaşlık, belirli bir toprağa bağlılığı ya da bu toprak üzerinde kan bağıyla varolmayı gerektirecek şekilde tarif edilir. Oysa üzerinde yaşanılan topraklara yabancı, göçmen ve mülteci olarak gelenler; vatansızlar, vatandaşlıktan çıkarılanlar vardır. İnsanların vatandaşlıklarını belirli sınırlarla tarif eden, bu sınırların gerektirdiği şartları, bu şartlara bağlı hukuku tayin eden "merciler" mevcuttur.
Yaklaştıkça Uzaklaşıyor mu? Avrupa Birliği ve Türkiye
Türkiye tarihinin son iki yüz yılına damgasını Batılılaşma vuruyor. Bir çizgide ilerlemiyor bu süreç, bir adım ileri iki adım geri. Sakallı Celal’in dediği gibi “Batı’ya giden gemide, Doğu’ya koşuyoruz”. Murat Belge, kitapta toplanan yazılarında bu sancılı sürecin son etabını, Avrupa Birliği sürecini anlatıyor. Sekiz yıla yayılan zaman dilimindeki yazılardan sürecin zorluklarını daha iyi görebiliyoruz.
Türkiye'de AzınlıklarKavramlar, Teori, Lozan, İç Mevzuat, İçtihat, Uygulama
Azınlıklar konusu, her yerde “hassas” bir konudur. Türkiye’de, daha da hassas!