Tarih

Selçuklular
Siyaset, Toplum, Kültür

Selçuklular-Siyaset, Toplum, Kültür Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar genişlemiş bir imparatorluğun ideolojik temellerinin yanı sıra, Selçuklu iktidarının temsillerine, göçebeler ve yerleşik halk arasındaki ilişkilere, dönemin hukuk anlayışına, kervan yollarının, kütüphanelerin toplumu nasıl şekillendirdiğine odaklanıyor. Selçukluların güçlü dönüşümünü anlatırken, toplumsal tarihini ihmal etmiyor, kentleşme sürecine, edebi ve mimari gelişime de ışık tutuyor. Christian Lange ve Songül Mecit’in derledikleri ve A.C.S. Peacock, C. Edmund Bosworth, Carole Hillenbrand, D.G. Tor, Daphna Ephrat, David Durand-Guédy, Jürgen Paul, Massimo Campanini, Robert Hillenbrand, Scott Redford, Vahid Behmardi ve Vanessa Van Renterghem’in katkı sundukları bu çalışma Selçuklu araştırmalarına yeni bir boyut kazandırıyor.

Erken Cumhuriyet'ten Günümüze
Türkiye'de Ulaştırmanın Siyaseti

Siyaset, devlet ve sermaye arasındaki ilişkiye odaklanan Ahmet Cemal Ertürk’ün çalışması, Cumhuriyet Türkiyesi'nin ulaştırma alanındaki siyasi uygulamaların yol açtığı ekonomik ve toplumsal dinamikleri inceleyen kapsamlı bir kaynak...

1977
Bugünün Bir Kısa Tarihi

Marksist filozof Ernst Bloch, siyah kadın insan hakları savunucusu Fannie Lou Hammer, “cinsellik devrimcisi” Anaïs Nin, gerçeküstücü şair Jacques Prévert, neoliberal iktisadın öncü uygulayıcılarından Ludwig Erhard. Beşi de 1977 yılında hayatını kaybeden bu şahsiyetlerin düşünce dünyalarından ilhamla Philipp Sarasin, “hakikatin kurallarının” değiştiği bir büyük dönüşümü inceliyor. Kızıl Ordu Fraksiyonu’ndan feminizmin ilk kavgalarına, disko ve rap müziğinin yükselişinden yeni ruhanî tarikatlara, insan hakları kavramının dönüşümünden jogging deliliğine, hayatın her alanından hikâyelerle, 2000’lerin dünyasının 1970’lerdeki miladı. Bir çağ dönümü analizi…

Hep O Şarkılar Geliyor Aklıma

Şenol Morgül, bir yandan, 1970’lerin Rizesi’ndeki devrimci hareketi anlatıyor. Sadece siyasi bir hikâye olarak değil, toplumsal bir hikâye olarak, bir arkadaşlık hikâyesi olarak... O siyasiliğin içinde, Karadenizlilerin kendileriyle ve hayatla alay edişi de var üstelik: “Devrimimiz mizahi bir devrim olacaktı!” Aynı zamanda “müzikal” bir hikâye, bu. Akrabalık kuran şarkıların, türkülerin, marşların, horonların hikâyesi. Rize’nin ilk caz orkestrası “Los Lazikos”tan Rize’nin ilk kadın kemençecisine, elli yıldır tükenmeyen devrimci şarkılara.

Hapishaneden Mektuplar

Ölümünden yıllar sonra bir araya getirilen Hapishaneden Mektuplar, 1926-1937 yılları arasında Gramsci’nin kaleme aldığı, bilinen 489 mektubun tamamını içeriyor. Bir entelektüelin düşünce dünyasını, insani yönlerini en açık biçimde sergileyen mektupların her satırında küçük sevinçler ve kederler kadar derin ahlâki ve entelektüel yargılar da yer alıyor. Cemal Erez ve Meral Erez’in titiz çalışmalarıyla, tamamı ilk kez Türkçe yayımlanan Hapishaneden Mektuplar, Antonio Gramsci’nin düşünsel mirasının önemli bir parçası…

Cihan Harbi’nin Cephe Gerisi

Yiğit Akın, Birinci Dünya Savaşı’nın toplumsal tarihine bakıyor; başka bir deyişle, savaşı salt askerî-siyasi boyutunun ötesinde, toplumsal bir olay olarak inceliyor.

Nesrin Sipahi
Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi

Murat Beşer, Türk müziğinin zarif sesi Nesrin Sipahi’nin yaşamı ve sanat serüvenini titizlikle anlatıyor: Yeşilköy’de başlayan çocukluğun radyolardan plak kayıtlarına, turnelerden gazinolara uzanan büyük bir başarı öyküsüne dönüşümünü olduğu kadar Sipahi’nin bilinmeyen yönlerini de ortaya koyuyor. Sanatçının kariyerinden dostluklarına, aile bağlarından renkli anılarına pek çok detay barındıran Nesrin Sipahi-Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi aynı zamanda bir dönemin kültürel portresi.

Reformasyon'un Kısa Tarihi

Helen L. Parish, Reformasyon’un Kısa Tarihi kitabında her şeyden evvel tek bir Reformasyon hikâyesinin olmadığının kabulüyle hareket ediyor ve onu kadınların değişen/değişmeyen konumuyla, evlilik gibi kurumlarla, ruhani-seküler otorite çekişmesiyle, Katoliklik itişmesiyle, matbaanın gelişimiyle birlikte ele alıp çok çeşitli toplumsal dinamiklerle etkileşime sokuyor.

Çapanoğulları
Taşra Elitinin Dönüşümü

Çapanoğulları, Yozgat havalisinin köklü ve büyük bir hanedan ve elit sülalesi. Popüler hafızada, Milli Mücadele dönemindeki Çapanoğlu İsyanı ile ve “altından Çapanoğlu çıkar” deyimiyle biliniyorlar. Büşra Nur Topal Akdoğmuş, bu incelikli çalışmasında, Çapanoğulları’nı Osmanlı’dan Cumhuriyet’e taşra elitinin dönüşüm sürecinin canlı bir “sahası” olarak ele alıyor. Çapanoğulları’nda taşra eliti olgusu, merkez-çevre diyalektiği, patrimonyalizm, sultan rejimleri ve “güçlü devlet geleneği” gibi “büyük” modelleri de zihninin gerisinde tutarak, fakat esasen devlete toplumdan bakan bir görüş açısıyla inceleniyor. Güçlü analitik yaklaşımıyla, aynı zamanda aile romanı lezzeti taşıyan bir tarihsel sosyoloji anlatısı…

"Lütfen Ellerinizi Kaldırır mısınız?"
Bir Devrimcinin "Kamulaştırma" Anıları

Zafer, sosyalizm fikriyle nasıl tanıştığını, Kurtuluş hareketi içinde özel olarak görevlendirilip “kibar bir biçimde” yaptığı banka soygunlarını, cezaevi günlerini ve idama mahkûm edilişini şaşırtıcı bir heyecanla, mizah dozu yüksek bir dille ve macera tadında anlatıyor. “Profesyonel devrimcilik” hayatını anlatırken kişiliğinin gelişmesinde önemli yer tutan Çerkes geleneklerini, yetiştiği İnegöl’ü, aile ilişkilerini, âşık olduğu kadınları da es geçmiyor.

Başka Kentler, Başka Denizler 5

Murat Belge, Başka Kentler, Başka Denizler adını taşıyan seyahatnamesine 5. cildiyle devam ediyor. Okuyucusuyla çıktığı bu yolculukta Belge önce her daim çalkantılı bir geçmişe sahip olan Balkanlar’a, Belgrad ve Bulgaristan’a gidiyor ve ardından tarihi, politikası, sanatı ve kültürüyle derinlemesine anlattığı Britanya’ya uğruyor, İrlanda’yı da ihmal etmiyor.

Dünya Tarihinde Kadınlar
1450'den Günümüze

Dünya Tarihinde Kadınlar, Çin’den Rusya’ya, Afrika’dan Asya’ya, kabile yaşamından modernizme, Sanayi Devrimi’nden kurtuluş mücadelelerine, kıtaları ve çağları aşıyor, tarihi kadınların gözünden okumak isteyenler için eleştirel bir pencere sunuyor.

Geç Osmanlı Döneminde Yahudiler ve Filistinliler (1908-1914)
Anavatanda Hak İddiası

Bugün İsrail’in Gazze’deki katliamlarıyla şekillenen İsrail-Filistin çatışmasını, dar ve kısır bir popüler tarihçi bakıştan ayıklayıp kökleri Osmanlı’nın son dönemlerine kadar giden toplumsal temellerine bakarak anlamak mümkün mü? Louis A. Fishman, Geç Osmanlı Döneminde Yahudiler ve Filistinliler (1908-1914): Anavatanda Hak İddiası kitabında bu sorunun peşine düşüyor. İsrail-Filistin çatışmasını imparatorluğun son döneminde bağlamlaştırmayı öneriyor. Yahudi nüfusun Balfour Deklarasyonu’ndan da önce Filistin’de hâkim güç olmaya başladığını öne sürerken Filistinlilik kimliğinin oluşum alanlarına dikkat çekiyor. Bugün şiddetin her çeşidinin devreye sokulduğu bir çatışmanın tarihsel ve toplumsal temellerini merak eden okura seslenen bir kitap.

Türkiye'nin Gizli Ermenileri

Türkiye’nin Gizli Ermenileri, ülkenin “görünürde” geçmişiyle yüzleşmeye başlıyor gibi gözüktüğü bir dönemde , 1915’ten hayatta kalabilmiş Anadolulu Ermenilerin izini sürme çabasını anlatıyor. “Gizli” veya “saklanmış” Ermeniler olarak tanımlanan bu insanlara ulaşma çabası Hadjiyan’ı Sivas’tan Van’a, Bitlis’ten Antep’e dek uzanan uzun ve meşakkatli bir yolculuğa çıkarıyor. Soykırımdan önce ya da sonra Müslümanlaşmış Ermenilerin yanı sıra Hıristiyanlıklarını sürdürmeye çalışan; Ermeni olduklarını açıkça söyleyen ve Ermeni olduklarını kesin bir dille inkâr eden çeşitli gruplarla karşılaşıyor. Ermeni “tanımını” da genişleten bu yolculukta Avedis Hadjian, bizzat yaşadığı acı bir deneyimle “görünür”deki özgürlüklerin, yeni bir çağ müjdesinin kısa süre içinde –tekrar– suya düşeceğini seziyor. Yine de bu kitapta, hem halkının hem de insanlığa olan umudunun peşinde olan bir hikâyeye tanıklık ediyoruz…

Osmanlı İmparatorluğu'nun Son Döneminde Lazlar (1877-1923)

İrfan Çağatay Aleksiva, Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Döneminde Lazlar 1877-1923 başlıklı çalışmasıyla, Osmanlı İmparatorluğu’nu konu edinen tarihyazımında oldukça eksik bırakılmış bir alan olan Lazlar ve Lazistan üzerine detaylı bir inceleme sunuyor. Dönemin gazete ve arşivlerinden yararlanan Çağatay Aleksiva, Lazistan’ın 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda bölünmesinin canlandırdığı Laz hareketinin evrimini, Laz aydınlarının ortaya çıkışı, cemiyet ve derneklerinin kuruluşu üzerinden takip ediyor.

Franco
General - Diktatör - Efsane

Carlos Collado Seidel, ayrıntılı çalışmasında, Francisco Franco Bahamonde’nin, yani General Franco’nun hayatını, askerî ve siyasi eylemlerini, fikriyatını, zihniyet dünyasını ve özel hayatını anlatıyor.

Cumhuriyet Düşüncesi

Cumhuriyet Düşüncesi, Maurizio Viroli ve Norberto Bobbio’nun 21. yüzyılın toplum hayatı ve politik sorunlarıyla bağ kurulup okunabilecek, eşine az rastlanan olgunlukta bir entelektüel diyalog. Aynı zamanda, aktüalitenin hızıyla yolunu yönünü kaybedenlere bir soluklanma, durup yeniden düşünme, etik ve politik sorunların köklerini keşfetme çağrısı. Cumhuriyetçi geleneğin temel varsayımlarını ve önerilerini cumhuriyetçilik, yurtseverlik, yurttaşlık erdemi, haklar, ödevler, din, Tanrı, demagoglar, siyasi partiler etrafında gezinerek gündemleştiren canlı ve dinamik bir tartışma.

1930’lar Türkiyesi'nde Müziğin Ekonomi-Politiği
Erken Cumhuriyet'in Sesleri
A. Sırrı’nın Kaleminden “Kimlerdir, Ne Kazanırlar?”

Erken Cumhuriyet’in Sesleri, 1930’lar Türkiyesi’nin müzik ortamını ve müzisyen portrelerini birlikte ele alıyor. Bilen Işıktaş, söz konusu dönemde dünyadaki ve ülkedeki ekonomik koşulların müzik üretimi üzerindeki etkilerini inceleyerek bu üretimin sosyoekonomik ve kültürel bağlamlar içinde şekillenişini analiz ediyor. Işıktaş, gerek teknoloji, müzikteki yeni türler, müzisyenlerin icra platformları gibi konulara gerek o dönem yapılan tartışmalara (alaturka-alafranga kavgası, içkili yerlerde müzik icrası vb.) panoramik biçimde bakıyor.

Fitness Çağı
Beden Nasıl Başarı ve Performansın Simgesi Haline Geldi?

Tarihçi Jürgen Martschukat fitness düşüncesinin doğuşunu 18. yüzyılda modern toplumların ortaya çıkmasına kadar geri götürerek, bu kavramın modernitenin sürekli optimizasyon ve yenilenmeye verdiği önemle nasıl iç içe geçtiğini anlatıyor. Yazara göre gerçek anlamda fitness çağı 1970’lerden itibaren gelişmeye başladı ve neoliberalizmin bireylere kendilerini hem bedenen hem zihnen geliştirmelerini telkin etmesiyle sosyal yaşamın yol gösterici bir ilkesi haline geldi. Böylece fitness beden çalışmasının ötesinde kişesel sorumluluk, performans, piyasa, rekabet, başarı konularında belirleyici bir araca dönüştü. Fitness Çağı, sadece spor ve fitness ile ilgilenenler için değil, aynı zamanda günümüzün kültürel söyleminde kabul ve dışlanma, başarı ve başarısızlık koşullarına merak duyan herkes için ufuk açıcı bir kaynak.

Siyaset Sosyolojisi
Siyasallaşmanın Alanları, Özneleri ve Araçları

Ahmet Bekmen’in derlediği Siyaset Sosyolojisi: Siyasallaşmanın Alanları, Özneleri ve Araçları hem alanla ilgilenenlere/öğrencilere hem de genel okura hitap ederek siyaseti toplumsal ilişkilerin içerisinden ve yalnızca kurumsal yapılara odaklanmadan ele alıyor. Hazır ve basit açıklamalara yaslanmaktan kaçınıyor, günümüzün temel politik gündemlerini ıskalamadan “siyasal alanla toplumsal alan arasındaki ilişkiyi yeniden ele almayı” öneriyor.

“Hey Allah'ın Zalımları”
Dersim 1938 Anlatıları

Dersim üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Cemal Taş, “Hey Allah’ın Zalımları”nda hem “içeriden” hem “dışarıdan” tanıklarla yaptığı görüşmeleri bir araya getirerek, 1937 ve 1938’de devletin Dersim’de yürüttüğü harekâtların “yok etme”ye yönelik kapsamına dair zengin bir panorama sunuyor. Dağların Kayıp Anahtarı’nın devamı niteliğindeki çalışma, Dersim ’38’i tanıklar ve tanıklıklar üzerinden anlamanın ve anlatmanın önemini ortaya koyuyor. Zira en yakınlarını kaybedenlerin, bizzat “süngü yarası” taşıyanların, evlerinden yurtlarından olanların iç yakıcı anlatıları, o dönem Dersim’de görev yapanların tanıklıklarıyla tamamlanıyor kitapta.

Toplumsal Yapı
Türkiye'de Eşitsizlik, Tahakküm, Değişim

Yirmi beş bilim insanının katkılarıyla kapsamlı bir temel referans kitabı olarak hazırlanan Toplumsal Yapı - Türkiye’de Eşitsizlik, Tahakküm, Değişim, sermaye birikimi, nüfus değişimleri, ailenin dönüşümü, tarımda dönüşüm, üretimin yapısı, devlet-sermaye ilişkilerini güncel veriler ışığında ele alıyor. Kent ve çevre sorunları, kadın işgücünün durumu, toplumsal cinsiyet rejimi, eşitlik sorunları, ırkçılık, sendikal ve mesleki örgütlenmeler, orta sınıfların ve esnafın konumunda değişimler, toplumsal mücadele alanları gibi konulara eğiliyor. Bu değişim ve mücadelelerin kültürel alana yansımasına ve aile içinde, çalışma hayatında ve dinsel alanda hüküm süren tahakküm ilişkilerine ışık tutuyor.

Rüyaların Üçüncü Reich'ı

Charlotte Beradt, bu olağanüstü vurucu kitabında, terzisinden, komşusundan, teyzesinden, sütçüsünden, arkadaşlarından dinlediği, Nazi döneminde gördükleri rüyaları aktarıyor ve içgörüyle yorumluyor. Rüyalardaki keskin imgeler üzerinden, bu baskıcı totaliter rejimin insanları nasıl bir ruhsal yabancılaşmaya, köksüzleşmeye, izolasyona, kimliksizleşmeye ittiğini gösteriyor. Edebi bir tatla, ürpertili hikâyeler gibi de okunabilecek bu metinler, faşizmin bilinçdışındaki aynası gibidir. Alabildiğine politik bir “rüya tabiri” kitabı… Yayımlandığı 1962’den beri faşizm incelemeleri literatüründe saygın bir yer edinen Rüyaların Üçüncü Reich’ı, bugün her zamankinden daha güncel sayılıyor.

Eva Perón
Bir Efsanenin Yaşamı ve Ölümü

Ursula Prutsch, Eva Perón kitabında, yoksul bir taşralı genç kızın, “sahneye çıkma” arzusunun peşinde, nasıl o “azize”ye dönüştüğünü anlatıyor. Askerî erilliği temsil eden General Juan Perón’un eşi olarak, mücadeleci bir dişilliği temsil edişiyle... “Kendini ulusun çocuklarına adamak uğruna çocuk yapmaktan feragat etmiş bir kadın” kimliğiyle; mazlum, ama mağdur rolünü kabul etmeyen iradeciliğiyle... “Şefkatli, debdebeli, kendine münhasır ve her kuvvetli popüler hareket için vazgeçilmez olan o yararlı kabalığı” ile... Başının üzerine kondurulan Meryem Ana’yı andıran haleyle... Ölümünden sonra da devam eden, hatta gerçeğinden daha büyük bir global şöhrete ulaşan “Evita” imgesiyle...