Çağdaş Türkiye Edebiyatı - 20. sayfa

Gece Kelebeği
Perperık-a Söe

Hayatta beni üç roman ağlattı. Biri, 1965 yılında, on dokuz yaşındayken okuduğum, John Steinbeck’in Gazap Üzümleri romanı; ikincisi, dört-beş yıl önce okuduğum ve tanıtımını yaptığım, Robert Sabatier’in İsveç Kibritleri; üçüncüsü ise, şu anda elinizde tuttuğunuz Perperık-a Söe.

Atatürk
Bir Biyografi

Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı bugüne kadar yerli ve yabancı birçok yazar tarafından anlatıldı bize. Osmanlı ve Türkiye tarihinin uluslararası düzeyde önemli uzmanlarından Klaus Kreiser’in çalışması, bu yığın içinde, öncelikle malzemesinin zenginliği, konuya hâkimiyeti, onlardan da önce soğukkanlılığıyla bunlar arasında ayırt edilecektir.

Gözün Kahverengi Suyu
Hikâyeler (1974-1994)

Gözün Kahverengi Suyu’ndaki öyküler, Memet Baydur’un cesur, sınır tanımayan, sansüre, yasaklamaya karşı olan sanat anlayışının en güzel örneklerindendir. İroni dozu yüksek, mizahla iç içe geçen eleştirisinin hedefinde ukala aydınlar, görmemiş zenginler, kendini beğenmiş burjuvalar, ama en çok da zalimler vardır.

Spor, Sağlık, Yemek İçmek Proceleri
Porof. Zihni Sinir Proceler Külliyatı 6

Tekerlek öncesi dönemlerdeydi. İnsanlara “PERGELLİ ARABA” procesi yapmıştım. Çok şaşırdılar. Güldüler ama onu işe yaramaz buldular. Çöpe attılar. Yıllar sonra bir çöp karıştırıcısı benim bu procemi buldu. Ona bakarak hayal kurdu.

Rita

Samsunlu Rita, Kayseri’de sahneye çıktığında, hayır, şehre adım attığında kıyametin kopacağını, tesadüfün şuursuz rüzgârıyla hayatının değişeceğini nereden bilebilirdi. Kabadayı Ali Osman, Kayseri Cezaevi’ne girince, onun arkasından ta Ankara’dan Kayseri’ye gelen Rita, Pavyoncu Nuri’nin açtığı Elhamra’da çalışmaya başlamıştı.

Kalbin Böcüü

Bi keresinde Oğuz Abi söylediydi, “Herşeyi yazıp çizdikten sonra bir çeki taşı kalır insanın içinde,” dediydi. “Çeki taşı” nedir bilmiyorum. Ama tüm o komikliklerden sonra, insanın içine oturan, ağır ve kıpırdatılamaz acıklı bişeylerin kaldığı doğrudur.

Korkma Ben Varım

“Öldürdüğüm insanlarla iyi arkadaş olacağımızı düşünmüşümdür hep.” Dublörün Dilemması’nın yazarından komik, hızlı, şoke edici bir roman daha.

Ölü Zaman Gezginleri

Kaldı ki, kendi kendime bir açıklama yapsam bile, hangi kendime yapacaktım? Masanın birinde genç, birindeyse yaşlı ve yorgundum. Ben bana, ben bana bakıyordum. Daha sonra, bu bakışım sırasında, ayrı zamanların çakışmasından apayrı bir zaman mı doğdu pek bilemiyorum ama, birdenbire kendimle göz göze geldim.

Gölgenin Canı

Gürsel Korat Gölgenin Canı’nda, yedi farklı iklimi, yedi farklı zamanı hissettiriyor okuruna. Eksik bırakılmışlığın, tamamlanamamışlığın insan hayatındaki yerini, acı bir gerçek olarak değil, tatlı bir varoluş özü olarak yaşatıyor.

Aksak Ritim

On beş yaşında, cinselliğini keşfetmeye çalışan bir “Çingene” kızı ile otuz beşine merdiven dayamış “maço” bir taksi şoförünün yolları İstanbul’un ortasındaki bir kavşakta kesişir. Üzerinden dumanlar tüten bir aşk hikâyesi böyle başlar. Sonrası: Yoksulluğun ortasında, hayallerin aynasında bir samanlık seyranı…

Sonsuzluğa Nokta

Sonsuzluğa Nokta, merhametsiz zamanı, uyumsuzları, kayıpları, geçip gidenleri, unutulmayanı, uçurumu, elleri, bıyıkları, tuhaf belirsizlikleri, küfürbazları, kısılıp kalmayı anlatıyor.

Tiyatro Oyunları

Memet Baydur, çoğu Devlet Tiyatrosu sahnelerinde ve özel tiyatrolarda sahnelenmiş yirmi üç oyun yazmış, seksenli ve doksanlı yıllarda Türk tiyatrosunun önde gelen oyun yazarı olmuştur. Öyküleri, denemeleri, gazete yazılarıyla da dikkat çekmiş, oyunlarıyla tartışma yaratmıştır

Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer

“Büyüyordum… Nenem Xacê’nin eteğinin altında, jandarma baskınları arasında, radyonun dibinde, duydukları haberlerle asılan yüzleri izleyerek, asılanların isimlerini duyarak, toprak yiyip, köpek kovalayarak, telden arabalarla ıı-ınnn yaparak büyüyordum. Arada bir annemden mektuplar geliyordu. "

Bin Hüzünlü Haz

Hikâyenin bütünlüğü daha fazla çözülmesin diye, bu bölümde de boş bırakılmış birkaç sayfa tadı bulunsun istiyorum çünkü ve böylece hikâye, bir süre de olsa benliğimin sınırlı bakışından kurtulup rahat bir soluk alabilsin, kendisi kalabilsin, ya da anlatmakla ben onu bir yandan yaşatıp bir yandan öldürüyorsam bu güzel günahın birazı da sizin olabilsin istiyorum.

Uykuların Doğusu

Sonra, biliyor musun, aslında zihin denen fahişe de bir hikâye anlatıcısıdır, derdi. Sonra, görünmeyeni anlatmak hüner değildir, tam tersine bir çeşit kabalıktır ve ayıptır, görünmeyeni sadece görünür kılacaksın Hasanım Ali, derdi.

Kadın Düşkünü

Zırık Hasan’ın oğlu Bayram, güçlü kuvvetli, erkek güzeli bir adam. Bir zaafı var: Kadınlar. Onlara dayanamıyor. Askere bile orada kadınsız duramayacağını düşünerek gitmek istemiyor. Bu yüzden de başına olmadık işler açıyor.

Yalnızlıklar

Metinlerini varoluş ve yokoluş üzerine kurarak varoluşçuluğu taşraya taşımasıyla özgünlük kazanan, sade dilinden yükselen müzikle giderek hayatı yazıya, yazıyı ise büyülü bir hayata benzeten bir yazar...

Erken Kaybedenler

AnKara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz... Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafazakârlığın kalesi...İşçiler, yoksullar, teyzeler, abiler.

Cehenneme Övgü (Ciltli)
10. Yıl Özel Baskısı

Bazı eleştirmenlerin “şeytanın avukatı” sıfatını yakıştırdıkları Gündüz Vassaf’ın “gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskısı”yla sunduğumuz Cehenneme Övgü’sü, içimizde büyütüp yaşattığımız küçük ‘totaliter dünyalar’ımızı afişe ediyor, daha doğrusu ‘yüzümüze vuruyor’.

Porof. Zihni Sinir Proceler Külliyatı No:5
Alet, Edevat, Askerlik ve Silah Proceleri

Tekerlek öncesi dönemlerdeydi. İnsanlara “PERGELLİ ARABA” procesi yapmıştım. Çok şaşırdılar. Güldüler ama onu işe yaramaz buldular. Çöpe attılar. Yıllar sonra bir çöp karıştırıcısı benim bu procemi buldu. Ona bakarak hayal kurdu.

Kayıp Hayaller Kitabı

Belki de kasabanın üstünde asa tıkırtılarını andıran yorgun kanat sesleriyle uçup duran bir kuşum artık ben, miniminnacık bir bulutum, ya da ne bileyim, sokaklarda savrulan herhangi bir şeyin hâlâ görülememiş herhangi bir yanıyım.

Eski Sinagog Meydanı

Almanya’nın Köln ve Freiburg kentlerinde geçen tekinsiz bir hikâye. Cesedi Ren Nehri’nden çıkan eski dazlak Kerstin… Kerstin’in cinayetten mahkûm sevgilisi Türk göçmen Cihad, uyuşturucu bağımlısı Tina’nın kayboluşunun sırrı ve Neo-nazilerin oynadığı 14 kelimelik dehşet oyunu…

Ben Bir Gürgen Dalıyım

… ben de, neden olmasın belki uçarım diye, hemen kanat çırpmaya başladım. Daha doğrusu, ne kadar yaprağım varsa hızla açıp kapadım. Böyle yapınca, ilkin, yemyeşil bir hışırtıya boğuldum tabii. Öyle ki, ellerindeki baltalarla üzerime yürüyen adamlar bile bu hışırtıyı duyunca bir an için duraksadılar. Derken, onların şaşkın bakışları altında, tıpkı bir kuş gibi yerden havalandım ben ve boşlukta, tıpkı bir kuş gibi uçmaya başladım.

Gizliajans

Özgün üslubuyla, ilk kitabı Tatlı Rüyalar’dan itibaren geniş bir hayran kitlesi edinen Alper Canıgüz’den yine eğlenceli, heyecanlı ve kışkırtıcı bir absürd macera…