Mart 2006 Tarihinde Tekrar Baskılar

Bir Serencam

Kadın, namus, din, cehalet; savaşın Anadolu’da bıraktığı izler; aşk, toplum parazitleri, ruh sapıklıkları, umutsuzluk ve görev duygularını konu edinen kitapta Yakup Kadri’nin biçim, içerik ve teknik yönünden başarılı hikayeleri yer alıyor.

Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski

“Çok katlı” bir çalışma. Hem Gencebay’ın eserlerini salt “mesaj”ıyla, “imaj”ıyla değil müziğiyle, nağmesiyle, iç anlamıyla önümüze seriyor hem aydınların arabesk müziğe bakışını, sol teorideki popüler kültür tartışması çerçevesinde sorguluyor. Gencebay’la yapılmış uzun sohbet, Türkiye’nin toplumsal-kültürel yapısına “teşhis” koymakla ilgilenenlerden “Orhanseverlere” kadar geniş bir kesim için ilginç.

Rua, Dam, Vale

“Bütün romanlarımın en şenliklisi, şu hergelenin cingözüdür. Karmaşık ve esritici oluşunu ne sürgün, ne yokluk, ne özlem etkiledi. 1927 yazında Pomeranya Körfezi’nin kumsallarında yaratıldı, ertesi kış Berlin’de kuruldu ve orada, 1928 yazında tamamlandıktan sonra ekim başlarında, sürgün Rusların yayımevi ‘Slovo’ tarafından Korol’, Dama, Valet adıyla yayımlandı..."

Türk Dininin Sosyolojik İmkanı
İslam Protestanlığı ve Alevilik

Türkiye’de dine nizam verme, dini bir siyasal projeye bağlı olarak biçimlendirme çabaları, her zaman bir “hassas konu” idi. Yasin Aktay’ın kitabı, İslâm’la ilgili yığınla tartışma ve yayın arasında ihmale uğrayan bu hassas konuya giriyor: Türkiye’de devletin ya da resmî ideolojinin “din projesi”nin mahiyetini tartışıyor. Türkiye’de devlet geleneğininin yöneldiği modernleşme güzergâhında izlediği din siyasetini "Protestanlık"la tanımlıyor.

Büyük Dönüşüm
Çağımızın Siyasal ve Ekonomik Kökenleri

İlk kez 1944`te `vahşi kapitalizm`in kalesi Amerika`da yayımlanan Büyük Dönüşüm şu cümleyle başlar: `Ondokuzuncu yüzyıl uygarlığı çöktü.` Karl Polanyi`nin çöktüğünü ilan ettiği ondokuzuncu yüzyıl uygarlığının can damarı ve temel biçimlendiricisi, kendi kurallarına göre işleyen piyasaydı; emek, toprak ve parayı metalar haline getiren ve insan toplumlarını uluslararası düzeyde eşi görülmemiş bir kurumsal tekdüzeleşme içinde kendine kayıtsız şartsız bağımlı kılan piyasa sistemi…

Hatırladıklarıyla ve Unuttuklarıyla
Türkiye'nin Toplumsal Hafızası

Tarihin romanlar üzerinden tartışıldığı, anı kitaplarının yok sattığı, Osmanlı mirasının ticarileştiği, tehcir tartışmalarının kavgaya dönüştüğü ve mübadil çocuklarının Yunanistan’a turlar düzenlediği bir dönemi yaşıyoruz. Böyle bir ortamda toplumsal bellek çalışmaları ayrı bir önem kazanıyor. Bellek, bireysel ve kendiliğinden bir olgu değil, sosyal alanla kesişen, içinde bulunulan ânın dinamiklerince belirlenen ve toplumsal kimliklerimizi kuran, değişken bir süreç.

Küreselleşmenin Öteki Yüzü
Yoksulluk
Kavramlar, Nedenler, Politikalar ve Temel Eğilimler

İnsanlık, muazzam bir zenginlikle korkunç bir yoksulluğun olağanüstü kutuplaştığı bir zamanı yaşıyor. Çarpıcı açlık ve düşkünlük manzaralarına, sadece yoksulluğun gitgide derinleştiği ve kitleselleştiği “azgelişmiş” ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de rastlanıyor. Buna karşılık yoksulluk konusu, neoliberal küreselleşme söyleminin baskısı altında, hayli uzun bir süre kayıtsızlıkla karşılandı.

Türkiye'de Sekülarizm Ve Modernlik
Hermenötik Bir Yeniden Değerlendirme

Türkiye’nin modernleşme sürecinin kilit aşamalarını ele alan bu kitapta, Andrew Davison siyaset biliminde hermenötik yaklaşımın ne denli yararlı olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de Sekülarizm ve Modernlik’te, önce hermenötik analizin teorik temellerine ve uygulama alanlarına açıklık getiriliyor, ardından Türkiye’nin deneyimi alternatif modernlikler çerçevesine yerleştiriliyor.

Bir Zamanlar Kırklareli'de Yahudiler Yaşardı...
Kırklarelili Adato Ailesi'nin Öyküsü

Erol Haker bu araştırmasıyla hem bir ailenin hayatını hem de artık çok uzak bir geçmişte kalan bir yaşam tarzını gözlerimizin önüne seriyor. Yazar, aile mensuplarıyla yapılan mülakatlar üzerinden, beş kuşak boyunca Kırklareli’de yaşamış olan Adato ailesinin öyküsünü anlatıyor.

Askerî Müdahalelerin Orduya Etkisi
Hiyerarşi Dışı Örgütlenmeden Emir Komuta Zincirine

Doğan Akyaz, 27 Mayıs 1960 ve 12 Mart 1971’deki askerî müdahaleleri, bununla birlikte müdahalelerin öncesi ve sonrasındaki girişimleri, arayışları, tartışmaları inceliyor. Her iki dönemdeki cunta yapılanmalarını ayrıntısıyla ele alıyor. Hükümetlerin ve sivil siyasi otoritenin cuntalaşmayı önlemeye dönük çabasının, ki bu çaba bizzat ordu yönetimi tarafından da paylaşılıyor, sonuçta ordunun siyasetteki ağırlığının yerleşikleşmesini, kurumlaşmasını beraberinde getirdiğini görüyoruz.

Bak Bir Varmış Bir Yokmuş
Hafif Türk Pop Tarihi

Bak Bir Varmış Bir Yokmuş, ‘60’lardan bugüne “Türkçe sözlü hafif müzik”, “pop müzik” tarihi... Besteciler, sözler, yorumcular, albümler ve hikâyeleri... Tülay German, Ayten Alpman, Erol Büyükburç, Ayla Dikmen, Gönül Turgut, Ay-Feri, Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Tarkan... Dergiler... Popüler Melodi, Müzik Kulübü, Diskotek, Hey, BoomMüzik, Blue Jean... Yarışmalar... Apollonia Festivali, Eurovision, Balkan Melodileri Festivali...

Bir Ot Masalı

Tijen İnaltong otlarla, bitkilerle, doğayla bir aşk ilişkisi yaşıyor. Aşkını da bu kitapta, Bir Ot Masalı’nda anlatıyor. Gençlik çağı aşkı değil bu, daha olgun daha gerçekçi. Otların faydalarını, mevsimlerini şekillerini, huylarını Latincesinden Lazcasına kadar tüm adlarını ve otlarla hazırlanan 153 tane yiyecek-içecek tarifini öğreniyoruz.

Anahtar Sözcükler
Kültür ve Toplumun Sözvarlığı

18. yüzyıldan 19. yüzyıla dönüldüğünde İngiliz toplumu, Fransız Devrimi ve Endüstri Devrimi arasında değişiyor, bu değişim gündelik hayatta, dil ve anlayış farklılıklarını beraberinde getiriyordu. Kültür denen büyük gövdeye sınıf, sanat, endüstri ve demokrasi sözcükleri dahil oluyor, başka sözcükler de yeni bir tanımlama, anlamlandırma için dilin dünyasına sızıyordu.

Sosyal Politika Yazıları

Küreselleşme, özellikle zengin ülke devletlerinin yerleşmiş sosyal güvenlik programlarını sürdürebilme kapasitesini tehdit ediyor. 1945 sonrası dönemde fabrikalar işlerken ve insanlar hayat boyu sürdürecekleri işlerde çalışırken, gerek patronlar gerekse refah devletleri cömert bir sosyal güvenlik platformunun oluşmasını kabullenmişlerdi.