"Öl Dediler Öldüm"Türkiye’de Şehitlik Mitleri
Serdar M. Değirmencioğlu’nun hazırladığı derleme, sosyal bilimlerin bu önemli ve tabu konu karşısındaki sessizliğini bozarak, şehitlik mitolojisinin türevlerini ve yansımalarını inceleme amacı güdüyor. Kitapta, şehitlik kavramının farklı dönemlerdeki ve farklı bağlamlardaki kullanımları ele alınıyor: Çanakkale Savaşı, 27 Mayıs… İslâmcılıkta, Alevilikte ve radikal solda şehitlik kavramının yeri ve dönüşümleri...Şehitlik söylemi nasıl yeniden üretiliyor...Şehitlik mitolojisi kamusal alanı nasıl çatışma belleğinin hâkimiyetine sokuyor?
“Şehitler ölmez, vatan bölünmez”...
Türkiye’de son yirmi yılda en fazla işitilen sloganlardan biri bu… Zaten öteden beri üzerinde koyu bir kutsallık hâlesi bulunan bu kavram, yakın dönemde kendine giderek artan bir atıf alanı buldu. Öncelikle “terör şehitleri” bahsinin ağırlığı var burada. 2002 yılında 18 Mart’ın resmen Şehitler Günü ilan edilmesi de şehitlik kavramının kamusal söylemdeki yerini pekiştirdi.
Serdar M. Değirmencioğlu’nun hazırladığı derleme, sosyal bilimlerin bu önemli ve tabu konu karşısındaki sessizliğini bozarak, şehitlik mitolojisinin türevlerini ve yansımalarını inceleme amacı güdüyor. Kitapta, şehitlik kavramının farklı dönemlerdeki ve farklı bağlamlardaki kullanımları ele alınıyor: Çanakkale Savaşı, 27 Mayıs… İslâmcılıkta, Alevilikte ve radikal solda şehitlik kavramının yeri ve dönüşümleri... Kitlesel şehitlik turizminin oluşumu...
Şehitlik söylemi nasıl yeniden üretiliyor, iktidarın yeniden üretiminde nasıl bir rol oynuyor? Edebiyatta, sanatta şehitlik teması nasıl temsil ediliyor? Şehitlik mitolojisi kamusal alanı nasıl çatışma belleğinin hâkimiyetine sokuyor? Bu temel sorular, yazıların pek çoğunun arka planında kendini duyurduğu gibi, adlı adınca da ele alınıyor. Asker oğlunu kaybeden annelerin deneyimleriyle ilgili, askerlerin şehitlik kavramıyla olan imtihanıyla ilgili, psikologların şehit yakınlarıyla yüzleşmeleriyle ilgili izlenimler, bu çok yönlü ve öncü çalışmayı tamamlıyor.
Gülsüm Cengiz, Serdar M. Değirmencioğlu, Bekir Düzcan, Esra Gedik, Can Gezgör, Turgay Gülpınar, Çağdaş Günerbüyük, Rezak Küçükkaya, Asım Öz, K. Eylem Özkaya Lassalle, Bülent Sezgin, Sezai Ozan Zeybek ve Besim Can Zırh’ın katkılarıyla.
Türkiye’de son yirmi yılda en fazla işitilen sloganlardan biri bu… Zaten öteden beri üzerinde koyu bir kutsallık hâlesi bulunan bu kavram, yakın dönemde kendine giderek artan bir atıf alanı buldu. Öncelikle “terör şehitleri” bahsinin ağırlığı var burada. 2002 yılında 18 Mart’ın resmen Şehitler Günü ilan edilmesi de şehitlik kavramının kamusal söylemdeki yerini pekiştirdi.
Serdar M. Değirmencioğlu’nun hazırladığı derleme, sosyal bilimlerin bu önemli ve tabu konu karşısındaki sessizliğini bozarak, şehitlik mitolojisinin türevlerini ve yansımalarını inceleme amacı güdüyor. Kitapta, şehitlik kavramının farklı dönemlerdeki ve farklı bağlamlardaki kullanımları ele alınıyor: Çanakkale Savaşı, 27 Mayıs… İslâmcılıkta, Alevilikte ve radikal solda şehitlik kavramının yeri ve dönüşümleri... Kitlesel şehitlik turizminin oluşumu...
Şehitlik söylemi nasıl yeniden üretiliyor, iktidarın yeniden üretiminde nasıl bir rol oynuyor? Edebiyatta, sanatta şehitlik teması nasıl temsil ediliyor? Şehitlik mitolojisi kamusal alanı nasıl çatışma belleğinin hâkimiyetine sokuyor? Bu temel sorular, yazıların pek çoğunun arka planında kendini duyurduğu gibi, adlı adınca da ele alınıyor. Asker oğlunu kaybeden annelerin deneyimleriyle ilgili, askerlerin şehitlik kavramıyla olan imtihanıyla ilgili, psikologların şehit yakınlarıyla yüzleşmeleriyle ilgili izlenimler, bu çok yönlü ve öncü çalışmayı tamamlıyor.
Gülsüm Cengiz, Serdar M. Değirmencioğlu, Bekir Düzcan, Esra Gedik, Can Gezgör, Turgay Gülpınar, Çağdaş Günerbüyük, Rezak Küçükkaya, Asım Öz, K. Eylem Özkaya Lassalle, Bülent Sezgin, Sezai Ozan Zeybek ve Besim Can Zırh’ın katkılarıyla.
Kitapta yer alan bölümler
Sunuş ve Önsöz | Serdar M. Değirmencioğlu |
Bu Bir Cinnet: “Bizi de Askere Al Komutanım!” | Serdar M. Değirmencioğlu |
Anlam Kaybının Telafisi ile Siyasî Konumlar Arasında: Türkiye’deki İslâmcılığın Şehitlik ve Şahitlik Anlayışları Üzerine Bir Tasvir Denemesi | Asım Öz |
Alevilikte Şehadet: Kerbela’dan Gezi’ye Hüseyin’in Tarih Dışına Taşan Nefesi | Besim Can Zırh |
Çanakkale İçinde Kurdular Beni: Şehit(lik) İmgesi Üzerinden Toplumsal Bedenin İnşası | Bekir Düzcan |
Turan Emeksiz: Bir Simgenin Doğuşu ve Yok Edilişi | Turgay Gülpınar |
Savaşları Yeniden Yazmak: Şehitler ve İktidarın Seçici Belleği | Sezai Ozan Zeybek |
Kurgunun Deşifresi: Şehitlik Söylemini Anlamak | Serdar M. Değirmencioğlu |
Ömer Seyfettin’den Bugüne Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Şehitlik | Gülsüm Cengiz |
Tabutlara Sarılan Beyaz Perde | Serdar M. Değirmencioğlu, Çağdaş Günerbüyük |
Militarizm ve Ölüm Kıskacında Törenler ve Drama Etkinlikleri: “Şehit Olacaksın İnşallah!” | Bülent Sezgin |
“Ölüm” ve “Şehitlik” ile Yeniden Kurulan Hayatlar: Oğlunu Silahlı Çatışmada Kaybeden Asker Anneleri | Esra Gedik |
Radikal Sol Örgütlerde Şehitliğin İnşası | K. Eylem Özkaya Lasalle |
Kamusal Alanın Çatışma Belleğine Dönüştürülmesi | Serdar M. Değirmencioğlu |
Şehit Turizmi: Kitlelerin Çanakkale Seferberliği | Serdar M. Değirmencioğlu |
Buraya Henüz Merhamet Gelmedi | Can Gezgör |
Sivas Şehitler Anıtı ya da Sessizliğin Üç Hâli | Serdar M. Değirmencioğlu |
1966’da Ankara Altındağ’da doğdu. İhsan Sungu İlkokulu’na başlayınca yoksul çocukların yaşam mücadelesiyle, babası Komotini (Gümülcine) Azınlık Lisesi’ne atanınca sınırda askerler, sokakta tanklar, televizyonda cuntacı albaylarla tanıştı. Azınlık ilkokulu İdadi’de iki yıl okudu; Yunanca ve Arapça öğrendi, milliyetçilik ve militarizmi soludu. Orta ve liseyi Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nde okudu. Okulda işlenmeyen konuları, 12 Eylül’e dek gazete ve duvar yazılarından öğrendi. Beceriksiz öğretmenlerle, zorbalık ve haksızlıklarla, 12 Eylül’ün ürettiği öğretmen türü ile çok mücadele etti; “kötü öğrenci” damgası yedi. Sonuçta okulları değiştirmeyi kafaya koydu ve ODTÜ Psikoloji Bölümü’ne girdi. Gelişim Psikolojisi doktorasını ABD’de yaptı ve ardından iki yıl Northwestern Üniversitesi Sosyal Politika Araştırmaları Enstitüsü’nde çalıştı. Türkiye’ye döndükten sonra Burdur’da bir ay bedelli askerlik yaptı. ODTÜ Psikoloji Bölümü ve başka psikoloji bölümlerinde çalıştı. Türkiye Çocuk Hakları Koalisyonu ve 27 ülkeyi kapsayan Regional Network for Children adlı kuruluşun başkanlığını yaptı. Sesimi Duyun! Benim de Sesim Var! başlıklı kampanyayla 3 bin çocuk ve gencin görüşlerini 23 Nisan ve 19 Mayıs tarihlerinde Başbakan ve kamuoyuna iletti. Çocukların seslerinden bir seçki, Sesimi Duyun: Benim de Sesim Var başlığıyla 2005’de kitap olarak yayımlandı. Gençlik Çalışmalarında İyi Örnekler (2009), Some Still More Equal than Others: Or Equal Opportunities for All (derleme, 2011), Yükseköğretimin Serbest Düşüşü: Paralı, Güvencesiz, Niteliksiz Özel Üniversiteler (Kemal İnal ile derleme, 2014) başlıklı kitap çalışmaları yanında 3 Saat: Bir ÖSS Belgeseli (Can Candan ile 2008) başlıklı bir belgesel çalışması da vardır. 2008’den bu yana her Pazar çocukları ilgilendiren meseleleri Evrensel gazetesindeki Benim de Sesim Var başlıklı köşesinde ele almaktadır. Çalışmalarını çocuk ve gençlerin toplumu ve dünyayı değiştirebileceklerine inanarak yürütmektedir. ([email protected])
Kitabın Adı | "Öl Dediler Öldüm" |
Alt Başlık | Türkiye’de Şehitlik Mitleri |
ISBN | 9789750515576 |
Kapak Görseli | Hüseyin Türk, Kızılcahamam’da “Şehit Ağacı” |
Yayın No | İletişim - 2016 |
Dizi | Bugünün Kitapları - 165 |
Alan | Politika/Siyaset |
Sayfa | 407 sayfa |
En | 150 mm |
Boy | 215 mm |
Ağırlık | 424 gr |
Perakende Satış Fiyatı | 345,00 TL |
Baskı | 1. baskı - Haziran 2014 |
Derleyen | Serdar M. Değirmencioğlu |
Editör | Tanıl Bora |
Kapak | Suat Aysu |
Uygulama | Hüsnü Abbas |
Düzelti | Birhan Koçak |
Baskı | Sena Ofset |
Cilt | Sena Ofset |