Dünyanın Zenginliği, Ulusların Fakirliği
‘Küreselleşme’, bugün pek çok şeyi açıklamakta kullandığımız anahtar bir kavram. Birçok farklı olguyu bu kavramla açıklıyor, bir sürü olumsuz gelişmenin müsebbibi sayıyoruz; Seattle ve Washington’daki protesto gösterilerini destekliyoruz. Bizim için küreselleşme, zengin ülkelerdeki fakirliğin ve fakir ülke halklarının daha da fakirleşmesinin nedeni...Peki gerçekten tüm sıkıntılarımızın sorumluluğu küreselleşmede mi? Daniel Cohen, birçok dile çevrilen bu kitabında sorumluluğun küreselleşmede değil “yeni sanayi devrimi”nde olduğunu iddia ediyor.
Neo-Klasik İktisat
Günümüzün iktisat öğretimi ve araştırmalarında neo-klasik iktisat kuramı egemendir. Öyle ki Nobel iktisat ödüllerinin neredeyse tamamı neo-klasik akın içinde yer alan iktisatçılara verilmektedir.
Kalkınma İktisadıYükselişi ve Gerilemesi
Kalkınma İktisadı, 1940'lardan 80'lere kadar sadece iktisatçıların değil, "dünya meseleleri" üzerine düşünen hemen herkesin ilgi odağıydı. Özellikle "azgelişmiş" ülkelerde, yani Üçüncü Dünya'da 21. yüzyıla yaklaşırken bu konu kenara itilmiş görünüyor. Oysa Üçüncü Dünyalıların sorunları derinleşerek sürüyor. Dünya nüfusunun yüzde 75'ini oluşturan bu ülkelerin gelişme sorunlarını dert eden iktisatçıların da nesli tükenmiş değil, neyse ki...
Devlet ve İşadamları
Cumhuriyet’in ilk yıllarından 90’lara, Türkiye’nin “girişimcilik” tarihi ve devletle işadamlarının bir türlü gevşemeyen ilişkileri... Holdingleşme eğiliminin köklerinden liberalizmin tanımına ve Türkiye’deki algılanış biçimine, girişimci derneklerinin işlevinden Türkiye’nin iktisat politikalarındaki dönüm noktalarına... Yetmiş küsur yıllık bir süreç üzerine derinlikli tezler...
İktisatçılar ve İnsanlar
İktisat kuramlarıyla gerçek hayat arasındaki kopukluk, gerçek hayatın bireylerini, “insanlar”ı nasıl etkiliyor? İktisatta yöntem ya da yöntemler ne olmalı ki, iktisat krizleriyle insanî krizlerin paralel seyri engellenebilsin? Ekonomik aklın çok şeye egemen olduğu, hayatın merkezine yerleştiği bir dönemde, iktisattaki yöntem tartışmalarına “insan”ı unutmadan gerçekleştirilen bir katılım, çok yönlü bir araştırma.
Osmanlı'da Ekonomik Yapı ve Dış Borçlar
Osmanlı borçlanması, dünya ekonomisiyle bütünleşme babında evrensel bir olgu; ancak tipik bir sömürgeleşme yapısı ortaya çıkarmayışıyla kendine özgülük kazanıyor. Kıray 16./17. yüzyılda Osmanlı’yı borçlanma zorunluluğuna sürükleyen gelişmeleri ve borçlanma dinamiğinin seyrini; borçlanmayla biçimlenen ekonomik yapı ve sınıf ilişkilerini; bu yapı ve ilişkilerin nasıl borçların ödenemeyişine yol açtığını ve bunalımı kronikleştirdiğini ortaya koyuyor.
Yuppieler, Prensler ve Bizim Kuşak
Dünyada ve Türkiye’de “başarı ve kazanma”nın, paranın, “business”in, statünün, kariyerin “yükselen değer” oluşuyla ortaya çıkan ve bu gidişatın simgesi olan Yup-pieler... Yuppieliğin, Yup- pielerden daha zenginleri de daha yoksulları da saran “havası”... Yuppielerin hası ve bürokrasideki koçbaşı olarak “Prensler”.
Mafya AhlâkıKapitalizmin Ruhu
Adının Max Weber’in ünlü başyapıtı Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu’nu çağrıştırması boşuna değil: Arlacchi’nin araştırması, mafyanın özgün toplumsal işleyişinin, “aslında” bağdaşmadığı kapitalizmin mantığına nasıl uyarlandığını son derece ilginç örneklerle tahlil ediyor. Kitap, filmlerde, romanlarda, gazetelerde binbir suretiyle boy gösteren mafya vak’asının kaynağından canlı kesitlerle dolu.
Türkiye Köy İktisadiyatı
Yaklaşık 50 yıl önce Kadro dergisi yayınları arasında çıkan bu kitap, Türkiye’de köy ve tarım sorunları üstüne ilk Marksist analiz sayılır. Korkut Boratav’ın sunuş yazısıyla yayımladığımız kitapta toprak ağalığı sisteminin Ortaçağ feodalizmiyle benzeşen ve farklılaşan yönleri inceleniyor, sistemde meydana gelen değişimler Doğu’dan Batı’ya farklılaşan toprak mülkiyeti düzeni çerçevesinde ele alınıyor.
Alternatif Büyüme Stratejisiİktisat Politikası Yazıları
“İktisat İdeolojisi Üzerine Bir Deneme” ile başlayan kitabında yazar, Türkiye ekonomisinin çeşitli somut sorunlarına ilişkin alternatif görüş ve önerilerini açıklıyor. 1980’lerin başındaki ekonomi tartışmalarında adı en çok geçen kaynaklardan biri olan kitabıyla Akat, Sedat Simavi Vakfı Bilimler Ödülü’nü kazandı.
