Mart 1993 Tarihinde Yeni Çıkan Kitaplar

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği

Romanlarımdaki kişiler kendime ilişkin gerçekleşmemiş olabilirliklerdir... Her biri benim ancak kenarında dolaştığım bir sınırı aşmıştır... Çünkü romanın sorguladığı sır o sınırın ötesinde başlar. Roman yazarın itirafları değildir; bir tuzak haline gelmiş dünyamızda yaşanan insan hayatının araştırılmasıdır.

Yuppieler, Prensler ve Bizim Kuşak

Dünyada ve Türkiye’de “başarı ve kazanma”nın, paranın, “business”in, statünün, kariyerin “yükselen değer” oluşuyla ortaya çıkan ve bu gidişatın simgesi olan Yup-pieler... Yuppieliğin, Yup- pielerden daha zenginleri de daha yoksulları da saran “havası”... Yuppielerin hası ve bürokrasideki koçbaşı olarak “Prensler”.

Ypsilon

1. Dünya Savaşı ertesindeki yıkıcı-yaratıcı sanatsal hareketlilik ortamının çok yönlü simalarından Alman yazar Spengemann’ın küçük romanının arkaplanında “sanatı anlama” sorunu yatıyor. Başka birçok özelliğinin yanısıra, insanın eğlenmesinin düşünmesine engel olmadığının canlı bir kanıtı bu kitap.

Türk Metinlerinde
Konstantiniye ve Ayasofya Efsaneleri

Türkler “Kostantiniye”yi 1453’te fethettiler ve şehrin kuruluşuna ve o vakte kadar sembolik merkezi kabul edilen Ayasofya’ya ilişkin bir efsane geliştirdiler. Bu efsane, Bizans, Arap, hatta Helen yazılı metinlerindeki temalardan örülüydü. Araştırma literatürünün yıllardır tanıdığımız isimlerinden Stefanos Yerasimos, bu efsanenin imparatorluk tartışması ve ideolojisi ile ilişkisini araştırıyor. Osmanlı padişahları, Bizans başşehrinin temel sembolü Ayasofya’yı yeniden değerlendirerek, hatta anlamlandırarak, Bizans imparatorlarının projelerini sürdürme zorunluluğunu mu hissetmişlerdi? Yoksa lanetli şehir Kostantiniye ebediyen yok mu edilmeliydi? Stefanos Yerasimos, efsanenin oluşumunu ve gelişme aşamalarını inceleyerek, metinleri tahlil ederek ve tarihî bağlamla çelişkilerini araştırarak, bu efsaneyi yeniden ayakları üstüne oturtuyor.

Kahin

Türkiye’de hemen hiç tanınmayan Güney Kore edebiyatından, bilmediğimiz bir alemin bize esrarlı, büyülü görünebilecek görüntülerini, seslerini taşıyan bir örnek. Müşterilere ve garsonlara maske takma zorunluluğu getirilen, herkesin geceleri kişilik değiştirdiği tuhaf bir düzenin kurulduğu “Arılar Kraliçesi” barında... Barın müdavimi bir kahin... Hep doğru çıkan kehanetlerini dillendirmesi barın yeni düzeni içinde “yasaklanan” kahinin, bir cinayeti önceden haber vermesi.

İşgal Altında İstanbul 1918 -1923

İstanbul’un 1. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiliz, Fransız ve İtalyan kuvvetlerinin işgali altında geçirdiği yılların toplumsal ve siyasi panoraması... Kitabın odağında, bütün yönleriyle, İstanbul’da yürütülen direniş hareketi var. Sadece Türkleri içermeyen çok odaklı ve çok eksenli güçlü yapısıyla bu direniş hareketi, zamanında işgal güçlerince küçümsendiği gibi, Cumhuriyet döneminde de resmî tarih yazımınca dikkate alınmamıştır.

Biraz da Ben Konuşayım

Rıza Tevfik, yakın tarihimizin en ilginç kişiliklerinden biridir. II. Meşrutiyet devrinde sivrilmiş bir politika adamı, şair ve filozoftur. II. Meşrutiyet’in ilan edildiği günlerde İstanbul halkına günlerce hürriyet hakkında nutuklar atmış, İttihad ve Terakki Fırkası’nın Edirne mebusu olarak Meclis’e girmişti.