Eylül 2014 Tarihinde Tekrar Baskılar

Hikâyem Paramparça

Emrah Serbes, hayatı kendine katık eden, sokaktan çağlayan bir sesle yeraltının dumanını anlatıyor bize. Bitmez bir ergen öfkesiyle kuyuya düşmüş çocuklara sesleniyor. Emrah Serbes’ten parça parça anlar, parça parça anılar, paramparça hikâyeler.

Antropoloji Tarihi

Antropolojinin bir disiplin haline gelmesi bir asırdan uzun sürdü. Kültür nedir, insan topluluklarının özellikleri nelerdir, insan topluluklarının farklılıkları ve benzerlikleri niçin önemlidir gibi sorular, disiplini kuran entelektüellerin araştırma rotasını belirledi. Antropoloji Tarihi, antropolojinin ne olduğunu, kültürün tanımının nasıl yapılması gerektiğini, yapılacak tanımlamalar arasındaki farkın disiplinin özelliklerini nasıl belirlediğini anlatıyor.

Korkuyu Beklerken

Oğuz Atay’ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okuru alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmaz. Kitaba adını veren hikayenin korkuyu beklerken kendini evine hapseden kahramanı, Atay’ın edebiyat güzergahındaki farklılığının en büyük kanıtlarından.

Oyunlarla Yaşayanlar

Tanzimat’tan bu yana sürekli değişen politik ve toplumsal değerler karşısında tutunmaya çalışan Türk okur-yazarının kara güldürüsü.

Siyasal ve Sosyal Bilimler

Şerif Mardin’in 1950’lerden beri sosyal bilimlere ilişkin olarak yazdığı makalelerin ve kitap eleştirilerinin derlemesi. Derlemede yönteme, metin analizine, ideolojik sembol tahliline, sosyolojik kavramlara v.b. dair, daha “teknik” özellikli metinler yeraldığı gibi Türkiye’nin siyasî ve toplumsal kültür yapısını yorumlayan eleştirel makaleler de var.

Yaban

Millî Mücadele sırasında Orta Anadolu’da bir köy. Tanzimat aydınının sosyo-psikolojik özelliklerinin uzantılarını taşıyan Ahmet Celal. Kendini kurtarıcı olarak gören, halkı eğitmeyi (ya da adam etmeyi) görev edinmiş, kafasında yarattığı gerçekle yaşanan gerçeğin çatışması sonucu “yaban”laşan tipik aydın.

"Zor Kişilikler"le Yaşamak

Problemlerimizin kaynağını, çoğu zaman hayatımızdaki “başka kişiler”in yaşantımızı ne derece etkilediklerini fark etmeksizin yanlış yerlerde ararız. Sorunlarımızın odağındaki “başka kişiler”i fark ettiğimizde, onların birer “zor kişilik” olarak en yakın dostumuz, iş arkadaşımız hatta eşimiz olduğunu görürüz. “Zor kişilikler”in çevresi, bu kişilerin sürekli olarak sergiledikleri davranışlar karşısında şaşkınlığa düşer:

Gençlik ve Edebiyat Hatıraları

Yakup Kadri, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları adlı kitabıyla hem portreleri, hem onların yaşadığı yılların edebiyat ortamını, hem de kendisini farklı yönleriyle okura sunuyor.

Türk Dış Politikası - Cilt 1: 1919-1980
Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar Cilt 1: 1919-1980

Türk Dış Politikası'nın 1. Cildi 1919 - 1980 döneminde Türkiye'nin dış politikasına bütün yönleri ile ışık tutuyor.

Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 1 / Tanzimat ve Meşrutiyet'in Birikimi (Ciltli)

Cumhuriyet Türkiyesi’nin siyasi fikirleri ve rejimin ideolojik/kurumsal kanavası, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde örülmüştür. “Yeni Türkiye”nin bütün akımlarının izleri, Osmanlı modernleşmesinin siyasal fikirlerinden, İslamda reform arayışından, Tanzimat ve 2. Meşrutiyet’in tartışmalarından başlayarak sürülebilir.

Veciz Sözler

Bir radyo programı ve cümle cümle Sulhi Saygılı’nın hayatı.

Başka Kentler, Başka Denizler 1

Kavafis “Yeni bir ülke bulamazsın, başka denizler bulamazsın...” diyordu “Kent” şiirinde. Kendinden kaçamama haline gönderme yapan, adeta bir kıstırılmışlığı ya da imkânsızlığı dile getiren bu şiirin satırlarında bir taraftan hüzünlü, bir taraftan tahrik edici bir çağrı var; gidebilmeyi ve gidilen farklı yerlerde de kendinizle yüzleşmeye devam etmeyi içeren bir çağrı.

Küçük Ağa

Küçük Ağa, Kurtuluş Savaşı yıllarında, siyasal karar ve tartışma merkezlerinin uzağında, Kuvvacı/Millici denilen, ama ne oldukları, neyi temsil ettikleri pek bilinmeyen birilerinin açtığı savaşa katılıp katılmamanın vebalini tartarak bir karar verme durumunda kalan insanları anlatır. Asırlardır sadece “halife-i ruyi zemin”in, padişahın açtığı sancağın altında savaşılacağı bilgi ve inancıyla yaşamış taşra insanlarının, halife-padişah çağrısının yokluğunda ve işgal haberleri yayılırken yaşadıkları ikilemlerin, açmaz ve iç çalkantıların, kendileri ve kaderlerine sahip çıkma hakkında yeniden düşünmek zorunda kalışlarının hikâyesidir.

Oğullar ve Rencide Ruhlar

Alper Canıgüz, Tatlı Rüyalar'dan bilinen sürükleyici diliyle, 5 yaşındaki bir çocuğun içine düştüğü bir hikayeyi anlatıyor.

Yağmur Beklerken

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminin ilk safhasını noktalayan Serbest Fırka denemesi... 1929 büyük ekonomik buhranı ve buna eşlik eden ağır kuraklık tehlikesi. Şeyh Sait ve ilk Dersim isyanları bastırılmış, Takrir-i Sükûn yasaları ile her tür muhalefet ezilmiş, dağıtılmış, “Atatürk devrimleri” yürürlüğe girmiştir. Yağmur Beklerken’de Tarık Buğra Serbest Fırka denemesi/girişimi ekseninde bütün bu gelişmelerin Anadolu taşrasındaki sonuç ve yansımalarını konu edinirken aslında on yıllık Cumhuriyet’in bir bilançosunu da yapmaktadır.

Kırk Ambar | Cilt 2
Lehçe-t-ül Hakayık

Rümuz-ül Edeb'in bir tür edebiyat tarihi olmasına karşın Lehçe-t-ül Hakayık bir tür düşünceler tarihi. Kırk Ambar'ın bu yeni 2. cildi, 1980'de yayımlanan ve tek bir baskı yapan Kırk Ambar2ın ikinci bölümünde ele alınan konuların yeni konularla zenginleştiği, 1981 yılında Ankara'da bir kez basılan Bir Facianın Hikâyesi adlı kitabın içeriğinin de bu konulara eklendiği çok daha kapsamlı ve tamamen gözden geçirilmiş bir hali.

Her Temas İz Bırakır
BEHZAT Ç. - Bir AnKara Polisiyesi

Kızılay, Sakarya Caddesi, SSK İşhanı, Dil-Tarih, Atakule, öğrenci evleri... ve Emniyet... Cinayet Masası. Behzat Ç., "yeni müktesebata" uyum sağlayamamış, lambur lumbur, "dişli" bir başkomiser. Müzik dinlemez, polis telsizi dinler. Kitap okumaz, gazeteye spor sayfasından başlar. Herhangi bir siyasi görüşü yok. "İçimizden birinin" üçüncü sayfa haberlerine yansımış hali gibi, adı bile tam değil.

Suskunlar

Eflâtun rengi hayaller kuran bir “suskun”un sözleridir, bu roman. İşittiğini gören, gördüğünü dinleyen, dinlediğini sessizliğin büyüsüyle sırlayan ve tüm bunların görkemini hikâye eden bir adamın alçakgönüllü dünyasına misafir olacaksınız, satırlar akıp giderken. O ise, muzip bir tebessümle size eşlik edecek, sessizce... Sayfaları birer birer tüketirken, benzersiz erguvanî düşlerin “gerçekliği”nde semâ edeceksiniz ve bu düşlerden âdeta başınız dönecek.

Gizliajans

Özgün üslubuyla, ilk kitabı Tatlı Rüyalar’dan itibaren geniş bir hayran kitlesi edinen Alper Canıgüz’den yine eğlenceli, heyecanlı ve kışkırtıcı bir absürd macera…

Yalnızlıklar

Metinlerini varoluş ve yokoluş üzerine kurarak varoluşçuluğu taşraya taşımasıyla özgünlük kazanan, sade dilinden yükselen müzikle giderek hayatı yazıya, yazıyı ise büyülü bir hayata benzeten bir yazar...

Bin Hüzünlü Haz

Hikâyenin bütünlüğü daha fazla çözülmesin diye, bu bölümde de boş bırakılmış birkaç sayfa tadı bulunsun istiyorum çünkü ve böylece hikâye, bir süre de olsa benliğimin sınırlı bakışından kurtulup rahat bir soluk alabilsin, kendisi kalabilsin, ya da anlatmakla ben onu bir yandan yaşatıp bir yandan öldürüyorsam bu güzel günahın birazı da sizin olabilsin istiyorum.

Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer

“Büyüyordum… Nenem Xacê’nin eteğinin altında, jandarma baskınları arasında, radyonun dibinde, duydukları haberlerle asılan yüzleri izleyerek, asılanların isimlerini duyarak, toprak yiyip, köpek kovalayarak, telden arabalarla ıı-ınnn yaparak büyüyordum. Arada bir annemden mektuplar geliyordu. "

Lili ve Yedi Çocuğu: Bu Ne Tatlı Şey Böyle! - Loli

Loli küçük kardeşini hiç sevmez, ama herkes sürekli onun çok tatlı olduğunu söyler. Loli de nasıl kardeşinden daha tatlı olabileceğinin yollarını aramaya koyulur… "Büyümeye" dair "büyük" sorunları işleyen renkli ve eğlenceli bir çocuk dizisi.

Gece Kelebeği
Perperık-a Söe

Hayatta beni üç roman ağlattı. Biri, 1965 yılında, on dokuz yaşındayken okuduğum, John Steinbeck’in Gazap Üzümleri romanı; ikincisi, dört-beş yıl önce okuduğum ve tanıtımını yaptığım, Robert Sabatier’in İsveç Kibritleri; üçüncüsü ise, şu anda elinizde tuttuğunuz Perperık-a Söe.