Cennetin Dibi
Cehenneme Övgü’de “bu dünya”yı sorgulayan Gündüz Vassaf ikinci kitabında “cennet”e, hem de cennetin ta dibine el atıyor. Mizahla bilimkurgunun, düzyazıyla bilimsel makale üslûbunun harmanlandığı kitapta, ‘yanlışla doğru’, ‘yalanla dolan’ sırt sırta duruyor.
Günlük
Oğuz Atay’ın edebiyatla ilgili herkes için sürekli merak konusu olmuş günlüğünün bütünü...
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri
Çok uzak zamanlarda değil, günümüzün otuz, bilemediniz elli yıl öncesinde, üstelik hep “ülkemizde” geçiyor Efrâsiyâb’ın Hikâyeleri. Ancak... Sanki o zamanlardan ve o mekânlardan değil de, başka zaman ve mekânlardan, hatta başka dillerden aşina olduğumuz hikâyeler...
Okuyucu
Okuyucu, İkinci Dünya Savaşı ertesinde, on beşindeki lise öğrencisi Michael Berg ile otuz altı yaşındaki Hanna Schmitz arasındaki tutkulu aşk üzerine kurulu bir hikâye anlatıyor.
Sıdıka
Bir “Atilla Atalay kitabı”, yani yalın, derinlikli, mizahî, hüzünlü, efendi ve fırlama bir kitap.
Puslu Kıtalar Atlası
Geçmiş üzerine, dünya hali üzerine, düşler ve "puslu kıtalar" üzerine bir roman...
Domuz Toprak
“Onların Emeklerine” üçlemesinin ilk kitabı olan Domuz Toprak, John Berger’ın edebiyat dünyasında kazanacağı saygınlığın habercisi niteliğinde bir başyapıt.
Karanlıkta Kahkaha
Nabokov’un Berlin dönemi romanlarından biri olan bu kitap, bir eleştirmenin deyişiyle, “zalimane bir başeser”dir; okuru, en “fotoroman” bir durumdan, şu “insanlık komedyası” denen şeyin karanlık uçurumlarına yuvarlayıverir.
Kiralık Konak
İmparatorluğun çöküş çanlarının sesi işitilirken kuşaklar arasında farklılaşan değer yargılarının, yaşam biçimlerinin çatışmasını sergileyen bir roman. Seniha-Faik-Hakkı Celis üçgeni. Tedirgin, yerleşememiş insanlar topluluğunun ortak ruh halleri, aranan nedenler, bulunan farklı gerekçeler.
Gençlik ve Edebiyat Hatıraları
Yakup Kadri, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları adlı kitabıyla hem portreleri, hem onların yaşadığı yılların edebiyat ortamını, hem de kendisini farklı yönleriyle okura sunuyor.
Bir Zamanlar Europa'da
Berger, yüzyıllardır toprağa bağımlı olan insanların metropollere göçünün ulaştığı boyutları, köylülüğün yeni durumuna ilişkin özgün tasvirlerle anlatıyor.
Bir Bilim Adamının Romanı
Ülkemizde pek benimsenmemiş bir dalda, biyografik roman türünde, Oğuz Atay’ın, kendine özgü üslubu ve kurgusuyla, kendi hocası da olan Mustafa İnan’ı anlatışı.
Korkuyu Beklerken
Oğuz Atay’ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okuru alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmaz. Kitaba adını veren hikayenin korkuyu beklerken kendini evine hapseden kahramanı, Atay’ın edebiyat güzergahındaki farklılığının en büyük kanıtlarından.
Politikada 45 Yıl
Atatürk, Millî Şef, DP ve 27 Mayıs dönemlerinin İsmet Paşa portresi çerçevesinde değerlendirilmesi. Kendisi de aktif politikanın içinde bulunmuş olan yazar, Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki iktidar mücadelesinin kurulmak istenen yeni düzeni hedeflerinden saptırdığını, özellikle Atatürk’ün ölümünden sonra onun devrimlerine ters düşüldüğünü ileri sürüyor.
Yaban
Millî Mücadele sırasında Orta Anadolu’da bir köy. Tanzimat aydınının sosyo-psikolojik özelliklerinin uzantılarını taşıyan Ahmet Celal. Kendini kurtarıcı olarak gören, halkı eğitmeyi (ya da adam etmeyi) görev edinmiş, kafasında yarattığı gerçekle yaşanan gerçeğin çatışması sonucu “yaban”laşan tipik aydın.
Bir Serencam
Kadın, namus, din, cehalet; savaşın Anadolu’da bıraktığı izler; aşk, toplum parazitleri, ruh sapıklıkları, umutsuzluk ve görev duygularını konu edinen kitapta Yakup Kadri’nin biçim, içerik ve teknik yönünden başarılı hikayeleri yer alıyor.
Ankara
Millî Mücadele yıllarında hiçbir çıkar gözetmeksizin yurtları için çalışan bazı subayların ve politikacıların zaferden sonra “sermaye çevreleriyle ilişkileri” ya da “arsa spekülasyonu”, “taahhüt işi” gibi girişimlerle zenginleşmeleri, “inkılap”a boş vermeleri. Romanın kadın kahramanı Selma’nın yaşamı izlenerek Millî Mücadele inancının ateşli dönemleri ve sonrası anlatılıyor.
Sodom ve Gomore
Mütareke döneminin İstanbul’u. Batı hayranı Türkler, düşman subaylarıyla aşk serüvenleri yaşamak için çırpınan Türk kızları, çıkarlarını emperyalist İtilaf Devletleri’nin zaferine bağlamış adamlar... Çöküşü ve kokuşmuşluğu anlatan roman, Anadolu’daki dirilişi önce sezdirir, sonra giderek artan bir şekilde duyurur.