Adı Anaydı...
Daha önce yayımladığımız Mahallemizdeki Ermeniler isimli kitabında bir Anadolu kasabasındaki Ermenileri anlatan İsmail Arıkan, bu defa kalemini aynı yıllarda ve aynı yerlerdeki Türklerin hayatlarına çeviriyor.
Türkiye Köy İktisadiyatı
Yaklaşık 50 yıl önce Kadro dergisi yayınları arasında çıkan bu kitap, Türkiye’de köy ve tarım sorunları üstüne ilk Marksist analiz sayılır. Korkut Boratav’ın sunuş yazısıyla yayımladığımız kitapta toprak ağalığı sisteminin Ortaçağ feodalizmiyle benzeşen ve farklılaşan yönleri inceleniyor, sistemde meydana gelen değişimler Doğu’dan Batı’ya farklılaşan toprak mülkiyeti düzeni çerçevesinde ele alınıyor.
Sudan SebeplerTürkiye’de Neoliberal Su-Enerji Politikaları ve Direnişleri
Sudan Sebepler, bu sürecin bir kolunu, neoliberal su-enerji politikalarının ekonomi-politiğini ve hidroelektrik santralleri (HES) ile büyük barajlara karşı yirmi yıla yakın bir zamandır sürmekte olan mücadele deneyimlerini şekillendiren saikleri, süreçleri ve failleri birçok boyutuyla kayda geçirmeyi hedefliyor.
Kürtlerde Aşiret ve Akrabalık İlişkileri
Lale Yalçın-Heckmann’ın Hakkari’de yürüttüğü saha çalışmasına dayanan Kürtlerde Aşiret ve Akrabalık İlişkileri, antropoloji dalındaki doktora tezinin kitaplaşmış biçimi. Akademik açıdan çok parlak ve doyurucu nitelik taşıyan bu yapıt, uzman olmayan okurlara da hitap edecek ölçüde anlaşılırlığa ve sürükleyici bir kurguya sahip.
Kaçkarlar'da Bulut Olsam
"Pokut, Samistal, Amlakit, Hazindağ, Kavrun... Ayrı vadilerin aynı hikâyeleri... Aynı türkülerin farklı lehçeleri...”
Orada Bir Köy Var UzaktaErken Cumhuriyet Döneminde Köycü Söylem
Köy ve köylü romantizmi, Türkiye'de Cumhuriyet'in inşâ döneminin muteber temalarından biriydi. Asım Karaömerlioğlu, bu romantizmin arkasını kurcalıyor. Cumhuriyet elitinin, bir yandan sanayileşmenin ve kentleşmenin sonuçlarından duyduğu endişe sebebiyle köylüyü köyde tutmaya dönük yollar ararken; bir yandan da köylülerin özerk bir inisiyatif geliştirmesine mahal vermek istemediğini gösteriyor. Yazara yol gösteren kritik soru şu :"Uzun 20. yüzyılda", neden Türkiye'de köylülük özellikle uzun sürdü?
Taşraya Bakmak
Taşra: Darlık, boğuntu, kasvet, tekdüzelik, kenarda kalmışlık, gerilik, bağnazlık, kavrukluk, güdüklük...
Taşra: Saflık, samimiyet, sıcaklık, sahicilik-otantiklik, sükûnet, asûdelik...
Buna benzer olumlu-olumsuz klişelerle anılır taşra. Peki o klişelerin ötesinde ne var?
Tohum ve ToprakTürk Köy Toplumunda Cinsiyet ve Kozmoloji
Erkeğin rahme tohumu bırakan yaratıcı; kadının da bunu besleyen toprak olduğuna inanılır. Tohum ve toprak – görünürde masum iki imge. Oysa aralarında bir hiyerarşi var; erkeklere atfedilen yaratıcılık ve hayat verme gücü onları simgesel olarak Tanrı’ya yaklaştırırken, kadınların besleyici rolü onları Tanrı tarafından yaratılanla, yani dünya ile eşleştiriyor.
Eski Köye Yeni RomanKöy Romanının Tarihi, Kökeni ve Sonu (1950-1980)
Erkan Irmak, bir yandan 1950’den 1980’e uzanan bir süreçte “köy romanı tarihi” kılavuzu oluşturmaya çalışırken diğer taraftan köy romanı türünü etraflıca tartışan bir kaynak ortaya çıkarıyor.
Geleneksel Alevilikİnanç, İbadet, Kurumlar, Toplumsal Yapı, Kolektif Bellek
Aleviliğin, gitgide kaybolmakta olan bir katmanını ele alıyor bu kitap: Rıza Yıldırım’a göre, günümüz Aleviliğinin en alt katmanını oluşturan geleneksel Aleviliği. “Yalıtılmış, sıkdokulu, kırsal” ilişkilere dayanan, “mistik ve mitik nitelikli dogmalar”la kendini sözlü iletişimle yeniden üreten bir kültür olarak tasvir edilen geleneksel Alevilik, aktarım kanalları hayli tıkanmış olduğundan, bir tür “gizli kaynak” havası taşıyor.