Ekim 1993 Tarihinde Yeni Çıkan Kitaplar

Taamüden Cinayet

Baba ölmüştür. Anne gözyaşları içindedir, kız şaşkın, oğul altüst. Baba tamamen doğal bir ölümle dünyaya veda etmiştir. Ama yolcumuz, yani bay yargıç da yargıçtır. Ve ne pahasına olursa olsun yargıçlığını ifa edecektir. Doğal ölüm de ne demekmiş?

Sosyoloji Notları ve Konferanslar

Yazan değil konuşan Cemil Meriç. İstanbul ÜniversitesiEdebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde 1965’ten 1969’a kadar Cemil Meriç’in anlattığı dersler, verdiği konferanslar ve bazı sohbetler sırasında tutulmuş notlar. Donmuş bir müfredatı anlatan bir “hoca” değil, öğrencileri ve dinleyenleriyle birlikte sesli düşünen bir fikir adamının görüşleri.

Pascali'nin Adası

Abdülhamit’in son saltanat günlerinde küçük bir Ege adasında yıllardır sabırla Osmanlı hükümetine ya okunmayan ya yerine ulaşmayan ya hasıraltı edilen jurnaller yollayan küçük, garip bir adam, Basil Pascali. Görünüşteki zavallılığına rağmen sanattan, güzellikten habersiz değil. Esrarengiz bir seyyahın gelip Pascali’nin platonik aşkı ressam Lydia’yı baştan çıkarmasıyla, kendimizi entrikalarla dolu sürükleyici olayların ortasında buluveririz.

Öbür Dünya Bilgisi

Özen Yula’nın hikayelerini adres tutanları tanıyoruz, çünkü yıllardır Yeşilçam filmlerinden, ’68 nostaljisi muhabbetlerinden, kadın dergisi tipi feminizmlerden, ‘kahır mektupları’ndan v.b. biliyoruz. Tanımıyoruz, çünkü yazarken değiştiriyor onları. Bir kaleydoskoptan, bir çiçek dürbününden bakar gibi bakıyor hepsine ya da el çabukluğu marifet, bu bildiğimiz malzemeden beklenmedik yüzler, durumlar türeyiveriyor.

Olduğu Gibi
Rus Biçimi Sosyalizm

Çıkardığı Tan gazetesinin bir provokasyon sonucu yakılmasının ardından yurtdışına çıkan ve uzun yıllar Sovyetler Birliği’nde yaşayan Sertel’in, başta Azerbaycan, Asya cumhuriyetlerine ilişkin ilginç gözlemleri.

Jurnal 2. Cilt

Düşünür-yazarın 1960’lardan 1980’lere ruh ve düşünce dünyasındaki dalgalanmalar. Meriç’in kitaplarına geçmemiş fikirleri, notları. Zaaflarını, tutkularını döktüğü mektuplar. “Tekdim ve bütünümle seviyordun, sevmeğe mahkumdun” diyecek kadar iddialı ve özgüvenli, ama bir yandan da anlaşılmamışlıkla, hayal kırıklıklarıyla yüklü.

Hiçlikte Randevu

Ailesiyle yabancı bir ülkenin ıssız bir yöresinde sıkıntıları, krizleri ve uçsuz bucaksız denizle, dalgalarla başbaşa kalan bir Fransız genç kızın günlüklerini aktarıyor Kriton Dinçmen. Cécile’in serüvenini kendi ağzından dinlerken bir uzmanın size her adımda yardımcı olduğunu fark edeceksiniz.

Aylaklar

Kendini “düşüncelerim, korkularım basit, sıradan biriyim” diye anlatan yetmişlerindeki bir gezgin satıcının, nereden geldiği, asıl işi belli olmayan bir zencinin kurduğu hayal dünyasına kendini bırakışı. Bu esrarengiz siyahînin, toplumsal rutin dışında bir hayat arayan birçok insanı peşine takıp bambaşka bir aleme sürükleyişi.