Kırılgan Umut
Türkiye'de Göç ve Aidiyetin Sınırları

Ayşe Parla, Kırılgan Umut’ta tam da bu süreci mercek altına alıyor. Doğu Bloku’nun çöküşünden sonra, ekonomik sebeplerle Türkiye’ye göç etmeyi seçen Bulgaristanlı göçmenlerin deneyimlerini yansıtan Parla, onların makbullük hiyerarşisi içindeki yerine bakıyor ve devletin bu hiyerarşiyi var eden kriterlerine dikkatimizi çekiyor. Umudun ve güvencesizliğin ontolojisine eğilirken göçmenlerin kendi sesine, sözüne yer veren Kırılgan Umut, hem farklı göçmenlik kategorileri hem de aidiyet hissi üstüne düşünmek için yeni bir zemin, incelikli bir bakış açısı sunuyor.

Türkiye, sonuncusu 1989’daki Büyük Göç olmak üzere, kuruluşundan beri Balkanlar’dan “anayurda” gelmiş yüz binlerce göçmene de, bu göçler üzerine yazılmış kitaplara da aşina. Ancak zorunlu göçlerin,mübadelelerin aksine, ’90’lardan itibaren Türkiye bireysel “soydaş” göçlerine de sahne olmaya başladı. Bu yeni “soydaş”lar, öncekilerden çok farklı hukuki ve sosyal koşullarla ülke değiştirdiler; toplu göçün sağladığı imkânlardan faydalanamadılar ve hemen tüm göçmenler gibi, güvencesiz çalışma koşulları ve kayıt dışı ekonominin yarattığı sömürüye maruz kaldılar.

Onların dirayetini artıran bir ayrıcalıkları vardı: Başka ülkelerden gelen, değişik etnik kökenlere sahip göçmenlerin aksine, Türk hukuk sisteminin onlara Türklük üstünden tanıdığı bir hakka, vatandaşlık alma umuduna sahip olmaları. Bu, günlük hayat içinde tekrar tekrar kanıtlamaları gereken Türk ve Müslüman kimliklerini öne çıkardıkları, pratikte diğer göçmenlerin çektiği birçok sıkıntıyı paylaştıkları ama yine de kendilerini onlardan farklı gördükleri bir süreç yarattı.

Ayşe Parla, Kırılgan Umut’ta tam da bu süreci mercek altına alıyor. Doğu Bloku’nun çöküşünden sonra, ekonomik sebeplerle Türkiye’ye göç etmeyi seçen Bulgaristanlı göçmenlerin deneyimlerini yansıtan Parla, onların makbullük hiyerarşisi içindeki yerine bakıyor ve devletin bu hiyerarşiyi var eden kriterlerine dikkatimizi çekiyor. Umudun ve güvencesizliğin ontolojisine eğilirken göçmenlerin kendi sesine, sözüne yer veren Kırılgan Umut, hem farklı göçmenlik kategorileri hem de aidiyet hissi üstüne düşünmek için yeni bir zemin, incelikli bir bakış açısı sunuyor. 

1991’de Robert Kolej’den mezun olan yazar, lisans derecesini Harvard Üniversitesi’nden Magna Cum Laude Ödülü’yle, Kültürel Antropoloji alanındaki doktora derecesini ise New York Üniversitesi’nden 2005 yılında aldı. 2005-2015 yılları arasında Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. 2016-2018 yılları arasında Princeton’da İleri Çalışmalar Enstitüsü’ne davet edilmesinin ardından, 2018 yılı itibarıyla Boston Üniversitesi Antropoloji Bölümü kadrosuna katıldı. American Ethnologist, Citizenship Studies, Comparative Studies in Society and History, Differences,History and Anthropology, International Migration ve Public Culture gibi dergilerde vatandaşlık, göç ve aidiyet, imtiyaz ve güvencesizlik, duyguların politikası, mülksüzleştirme, soykırıma tanıklığın imkân(sızlık)ları ve ampirik kurmaca üzerine makaleleri yayımlandı. 2019 yılında Stanford Üniversitesi Yayınevi tarafından yayımlanan Precarious Hope: Migration and the Limits of Belonging in Turkey (Kırılgan Umut:Türkiye’de Göç ve Aidiyetin Sınırları) kitabı, Amerikan Antropoloji Derneği bünyesindeki Siyaset ve Hukuk Antropolojisi Derneği’nin Mansiyon Ödülü’nü kazandı.

Kitabın Adı Kırılgan Umut
Alt Başlık Türkiye'de Göç ve Aidiyetin Sınırları
Orijinal Adı Precarious Hope. Migration and the Limits of Belonging in Turkey
ISBN 9789750535208
Yayın No İletişim - 3314
Dizi Araştırma-İnceleme - 557
Alan Sosyoloji
Sayfa 312 sayfa
En 130 mm
Boy 195 mm
Perakende Satış Fiyatı 265,00 TL
Baskı 1. baskı - Temmuz 2023
Yazar Ayşe Parla
Çeviren Yunus Çetin
Yayına Hazırlayan Merin Sever
Dizi Kapak Tasarımı Ümit Kıvanç
Kapak Suat Aysu
Kapak Fotoğrafı Behiç Günalan
Uygulama Hüsnü Abbas
Düzelti Berkay Üzüm
Dizin Berkay Üzüm
Baskı Ayhan Matbaası
Cilt Güven Mücellit