"Diyarbekir Diyarım, Yitirmişem Yanarım"
Diyarbakır, tarihi üç bin yıla dayanan bir kadim şehir. Defalarca işgal edilmiş, yıkılmış, tekrar kurulmuş... Son yüzyılda ise Diyarbakır, büyük siyasi olayların ve hükümet politikalarının yanısıra, modernliğin ve kapitalizmin bu coğrafyadaki ilerleyişiyle de altüst olmuş.
Türk Romanında Moda ve Toplumsal Değişim (1923-1940)
Çilem Tercüman, modernleşme sürecinin yarattığı özgürleşme dinamikleri ile bunlara verilen tepkilerin moda alanındaki tezahürlerini “yanık ten” modasından “Beyoğlu modası”na, “monokl” modasından “çay modasına”, “kumar” modasından “balo” modasına çeşitli modalar ışığında incelerken Türkçe edebiyat tarihçiliğinde ender rastlanır cinsten keyifli bir inceleme yapıyor.
Küreselleşme Çağında GöçKavramlar, Tartışmalar
İnsanlar, ezelden beri dünya üzerinde göç halindeler. İçinde bulunduğumuz küreselleşme çağında göçün hem boyutları olağanüstü arttı hem karmaşıklaştı. Açık, döner ve mühürlü kapılar var; herkes her yere göçemiyor... Çok farklı göç deneyimleri var. Göçmenler, umutları ve mağduriyetleri ile, bütün yerleşik düzenleri değişime zorluyorlar.
Geleneksel Alevilikİnanç, İbadet, Kurumlar, Toplumsal Yapı, Kolektif Bellek
Aleviliğin, gitgide kaybolmakta olan bir katmanını ele alıyor bu kitap: Rıza Yıldırım’a göre, günümüz Aleviliğinin en alt katmanını oluşturan geleneksel Aleviliği. “Yalıtılmış, sıkdokulu, kırsal” ilişkilere dayanan, “mistik ve mitik nitelikli dogmalar”la kendini sözlü iletişimle yeniden üreten bir kültür olarak tasvir edilen geleneksel Alevilik, aktarım kanalları hayli tıkanmış olduğundan, bir tür “gizli kaynak” havası taşıyor.
Türkiye'de Devlet ve Sınıflar
Keyder kapitalist gelişmenin Türkiye tarihinin özgüllükleri çerçevesinde nasıl şekillendiğini inceliyor. Osmanlı devlet ve toplum mirasının dolaylı ve karmaşık yollarla Cumhuriyet’in sınıf dengelerini oluşturması, Türkiye devletinin toplumsal yapılanmadaki işlevi, burjuvazinin olgunlaşması ve niteliği, sürecin dönemleri boyunca izleniyor.
Türk Modernleşmesi
Türkiye’nin modernleşme/Batılılaşma eksenindeki müzmin tartışma konularına Mardin’in yaklaşımı, modernleşme sürecini “ileri”-“geri” kutuplaşmasına indirgemiyor. Derlemede, modernleşmeyi ve farklı düşünce akımlarının modernleşmeyi algılayışlarını ele alan makaleler yanında modernleşme sürecinin gençlik, kültür, kitle, demokrasi gibi kurumsal-kavramsal çerçevelerdeki özgül izdüşümlerini, dinamiklerini tartışan yazılar yeralıyor.
Cumhuriyetin Büluğ Çağı
Türkiye’nin çokpartili hayata adım attığı 1945-1950 döneminde “açılıp saçılan”, sadece politika değildi. Cumhuriyetin kuruluş sürecinin, Tek Parti döneminin ve İkinci Dünya Savaşı’nın endişeli günlerinin biriktirdiği basınç azaldı, gündelik hayatta, toplumsal ilişkilerde bir canlanma yaşandı. Dünya biraz daha yakına geldi, “mevzular” çeşitlendi, popüler kültür olanca cazibesiyle serpilmeye başladı.
Kenarın Kitabı“Ara”da Kalmak, Çeperde Yaşamak
Kenarın Kitabı, şehirlerin kentsel sahnesinin kenarlarına bakıyor. Kentsel dönüşümün gözden ıraklaştırılan sahne arkalarına bakıyor.
Japon Modernleşmesi ve OsmanlıJaponya’nın Türk Dünyası ve İslam Politikaları
Japonya ve Türkiye genellikle modernleşme/kalkınma tartışmalarının iki kutbu olarak ele alınır. 1960’lardan günümüze uzanan bu kısır tartışmanın, genel geçer bakışların dışına çıkabildiğini söylemek çok zor. Selçuk Esenbel Japon Modernleşmesi ve Osmanlı’da, konuyu Japonya tarihi bağlamına yerleştirerek bambaşka bir perspektif sunuyor.
Modernleşen Türkiye'nin TarihiGözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 4. Basım
Daha önce Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemiyle ilgili önemli araştırmalara imza atan, Amsterdam ve Nijmegen üniversiteleri öğretim üyesi olan, “Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü Türkiye Bölümü” başkanlığı da yapan Prof. Zürcher, Türkiye’deki modernleşme sorunsalının bütün boyutlarını bir ders kitabından beklenemeyecek bir vukufla, derinlikli teşhislerle ve sade bir anlatımla ele alıyor.
Sokrates'ten JakobenlereBatı'da Siyasal Düşünceler
Türkiye’de genel olarak siyaset bilimi, özel olarak siyasal teori, siyaset felsefesi ve siyasal düşünce tarihi alanında en köklü eğitim kurumu olan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin deneyimli isimleriyle genç kuşak akademisyenlerinin ortak ürünü olan bu çalışma, üniversite lisans öğrencileri için bir kaynak kitap olmasının yanında, siyasal düşüncenin serüvenini izlemek isteyen bütün okurlara keyifli bir yolculuk imkânı sunuyor.
Çin İşi Japon İşiCinsiyet ve Cinsellik Üzerine Antropolojik Değiniler
“‘Erkeklik’ en çok erkeği ezer.” Tayfun Atay’ın kitabındaki ilk yazısının başlığı, erkeklik meselesinin özünü söylüyor aslında! “Maçoluğun dayanılmaz ağırlığı” altında erkek erkeğin kurdu oluyor. Erkeklik rolünün dayatmalarının yol açtığı kasılmalar, erkekleri ebedi ergenlere dönüştürüyor.