#aile Etiketindeki Kitaplar

Bukalemun Erkek

Ataerkillik, gerek bilimsel dilde gerekse günlük dilde ‘uluorta’ kullanıldığı için anlam kaybına uğramış bir kavram. Kimi zaman fazla geniş kullanılıyor, kimi zaman fazla dar. Kimi zaman -“maçoluk” eşliğinde- küçümseyici, aşağılayıcı bir ifade olarak kullanılıyor, kimi zaman da ‘teknik’ bir terim olarak uzmanlık jargonuna sıkışıyor.

İstanbul Haneleri

1880-1940 döneminin İstanbul’u ve İstanbullu’su evlilik, aile ve doğurganlık ilişkileri açısından ele alındığında, tahmine ve kanıya dayalı çizgilerin çok dışında bir tablo çıkıyor ortaya. İstanbul, başka bir Müslüman kentinde ya da Ortadoğu kentinde rastlanmamış özgün bir modelin sahnesi olarak gösteriyor kendini.

Kuşaktan Kuşağa Aktarım
Çocuklarımız Çocuklarını Nasıl Eğitiyor?

Aile tarihi, kuşkusuz, kişinin değerlerinin ve sosyal alışkanlıklarının şekillenmesinde en önemli etkenlerden biri. Her kuşak, içine doğduğu ailenin aktardığı genetik ve psişik yapıya, sosyokültürel modele dayanarak sosyalleşiyor ve kendisini bu çerçeve içinde tanımlıyor. Öte yandan, bir kuşaktan diğerine geçişte, toplumsal değişime paralel olarak, pek çok ekonomik, sosyokültürel, sembolik, psikolojik ve pedagojik dönüşüm de yaşanıyor. Her kuşak, aileden devraldığı bilgiyi yeniden üreterek yeni düşünme, olma ve yapma biçimleri geliştiriyor.

Eski İstanbul Yaşayışı

Musahipzade Celal’in, İstanbul’daki geleneksel gündelik hayatı tasvir eden zengin bir folklor çalışması. Çocukluk yaşantısından ticaret ve alışveriş ilişkilerine, eğlencelere kadar, günlük hayatın çeşitli çehreleri hakkında, büyük tiyatro adamının canlı anlatımı. Yaklaşık 200 resim ve çizim bu dolgun kitabı süslüyor.

Sosyolojinin İlkeleri

Henri Mendras, kökenleri Eski Yunan kültürüne kadar götürülse de, aslında 18. ve 19. yüzyıl felsefesinden doğan sosyolojinin günümüzdeki önemli düşünürlerinden biri. Sosyolojiye giriş niteliği taşıyan bu kitap, temel sosyolojik kavramları akıcı ve basit bir dille anlatmasının yanı sıra, sosyolojiye yön veren Durkheim, Weber, Marx gibi önemli düşünürlerin temel kuramlarını, öğrencileri düşünerek kolay anlaşılır bir üslûp ve akılcılıkla ele alıyor.

Dünden Bugüne
Aile, Kent, Nüfus

Özbay’ın çalışmalarında sınıf, cinsiyet, iktidar ve emek birarada tarihsel bir perspektif içinde yer buluyor.

Kadınlık mı? Annelik mi?

Annelik, kadın olmanın bittiği nokta mıdır? Eğer günümüzün “ideal anne”sinden söz ediyorsak, evet… Beklentiler öylesine ağır ki kadının anneliği “hak etmek” için ekonomik özgürlüğüyle birlikte sosyal ve cinsel hayatından da vazgeçmesi gerek… Hayatından ödün vermeye yanaşmayan “anne-kadın”ın ise sinirleri sağlam olmalı.

"Nasıl Korunabilirdik?"
Şiddete Uğrayan Kadınlar ve Çocuklar

Çalışma, ev içi şiddeti bir deneyim olarak inceliyor: Şiddetin “takvimi” nedir, nasıl başlıyor, nasıl işliyor, nasıl bir döngüsü var? “Nedenler” neler - “gerçek” nedenlerden öte, “bulunan”, “tutunulan” ve algılanan nedenler? Mağdurlar, uğradıkları şiddeti nasıl yorumluyor ve anlamlandırıyorlar? Baş etme mekanizmaları nelerdir, nasıl işliyor?

Yeni Bir Hayat Kurmak
Kadınlar Anlatıyor: Babalık,Evlilik ve Boşanma

M. Esra Yıldırım, Türkiye’nin çeşitli illerinden kadınlarla yaptığı bire bir görüşmelerle boşanma deneyiminin kadınlar üzerindeki etkilerini teorik ve pratik olarak sergilemeye girişiyor.

Yengeler Cumhuriyeti

Yenge… Ne kadar sık duyduğumuz bir hitap, bir ad. Kadını evlilik ilişkisi üzerinden tanımlayışıyla, onun “sahipli” olduğunu vurgulayarak “korumaya” almasıyla, ataerkilliğin bir alâmeti. “Yengelik realitesi” üzerine zevkli denemeler…

İstanbul'da Bekâr Kadın Olmak

Ceren Lordoğlu, mekâna feminist açıdan bakan çalışmasında, İstanbul’da farklı sınıfsal ve kültürel konumlardan bekâr kadınların bu meseleyle nasıl baş ettiklerini inceliyor. Nasıl taktikler geliştiriyor, arkadaş, aile, komşuluk, mahalle ilişkilerini nasıl kuruyor ve nasıl hissediyorlar?

Ebeveynin Ölümü
Yeni Bir Yetişkin Kimliğine Geçiş

Birçok yetişkin, ortayaş yıllarının en yoğun döneminde, tam da kendi yaşlanmalarıyla yüzleştikleri bir sırada ebeveynlerini kaybeder. Bu kayıp her ne kadar beklenen bir olay olsa da, kişi üzerindeki etkileri beklenmedik ölçüde sarsıcı olabilir. Bu kitap ebeveyn kaybı olgusunun, yetişkinin hayatında ne anlama geldiğini ve nasıl sonuçlara yol açtığını ele alıyor.

Kaynana Ne Yaptı, Gelin Ne Dedi?
Ailedeki Kadınlar ve İlişkileri

Dikmen Yakalı Çamoğlu’nun Kaynana Ne Yaptı, Gelin Ne Dedi? ile mercek altına aldığı ilişkiler, bireysel güç arayışının toplumsal konumlara ve imkânlara göre şekillenişini göstermenin yanı sıra aile hikâyelerinin nasıl kurulduğu, kimlerin “ayrıkotu” gibi görülerek aile hikâyelerinden dışlandığı, anısı kuşaktan kuşağa aktarılanların hangi tarzda aile üyeleri olduğu gibi soruların cevaplarını da gözler önüne seriyor.

Ergenlik: Sıkıntılı Yıllar
Ergen Çocuklarımıza Keyifle Ebeveynlik Etmenin Yolları

Deneyimli çocuk ve ergen psikoloğu Sara Villanueva, akademik ve klinik bulgulara dayanarak insan hayatının en karmaşık dönemlerinden biri olan ergenlik dönemini incelerken, kendi ebeveynlik tecrübesi ışığında ailelere ergen çocuklarıyla yaşamanın zenginleştirici ve keyifli yanlarını gösteriyor.

Geçmişimden Sesler ve Renkler

Zaman zaman hüzünlü ama asla mutlu olmaya pes etmeden… Merak ve sevgiyle bakan bir gözle ve ince, hünerli bir dille anlatılmış bir hayat hikâyesi.

Kardeşler
Hayatımızın En Uzun İlişkisi

Kardeşlerimiz yetişkinlik hayatımızın hangi alanlarına, nasıl etki ederler? Karşılıklı destek ve dayanışma, rekabet ve kıskançlıktan daha mı zordur? Kardeşlerin aynı ya da farklı cinsiyetten olması aralarındaki ilişkiyi nasıl etkiler? Yaş farkı önemli midir? Kardeşler arasında yaşanan sorunlarda ebeveynlerin payı nedir? Kardeşlerle iyi ve yapıcı ilişkiler sürmek için ne yapılmalıdır?