Özet: Bu yazı, Türkiye'de sanatın kendine özgü modernist kırılmasını yaşadığı, yani hem konu hem malzeme hem mecra çeşitliliği açısından kendi çağının dinamiklerini yakalamaya başladığı 1970'li ve 80'li yıllarda Füsun Onur (1937- ), Nil Yalter (1938- ), Nur Koçak (1941- ) ve Gülsün Karamustafa (1946- ) gibi günümüzün "güncel sanat" pratiği içinde hâlâ üretkenliklerini sürdüren sanatçıların erken dönem yapıtlarını gündeme getiriyor. Toplumsal inşa süreçlerinin kültürel ve psikolojik etmenleriyle ilgilenmeye, bu dinamiklerin arka planını sorgulamaya, cinsiyetle ilgili kodların kültürel ve sınıfsal farklılıklar bağlamında şekillendirici etkisini irdelemeye çalışan bu sanatçıların genellikle 1970'ler-de ya da 80'lerde bir kez sergilenen sonra unutulan, o yıllarda tamamen başka bağlamlarda tartışılan, tarihselleşemeden tarihin çöplüğüne gömülen yapıtlarının, bugünün güncelliği karşısındaki konumunu irdeliyor.
Anahtar sözcükler: Cinsiyet, sanat, feminizm, feminist sanat, Türkiye'de sanat