Ocak 2014 Tarihinde Tekrar Baskılar - 2. sayfa

Erken Kaybedenler

AnKara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz... Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafazakârlığın kalesi...İşçiler, yoksullar, teyzeler, abiler.

Antonio Gramsci
Bir Devrimcinin Yaşamı

Teorisyenliğiyle olduğu kadar siyasal duruşu ve mücadeleci yanıyla da en önemli Marksist düşünürlerden olan Antonio Gramsci’nin hayatını tüm yönleriyle ele alan bu kitap, Gramsci üzerine yapılmış en iyi çalışmalardan birisi.

Karanlık Oda

Uzak, sanki hiç varolmamışçasına hatırlanmayacak uzak bir İstanbul semtinde başlıyor Karanlık Oda… Boş bir belediye otobüsü, pırpır eden floresanlar, ıssız ve alelacayip vitrinlerle giriyor söze… Suya daldırıldıkça ağırlığı artan paçavra gibi dibe giden, kendini ve unuttuklarını hatırlamaya çalışan bir fotoğrafçı çıkıyor karşımıza. Sezgileriyle yürüyen, rutinlerle yaşayan, ürkek ve takıntılı bir adam bu…

24 Nisan 1915

“...Üç ay sonra, karım ve çocuklarımla beraber mutlu olacağımı düşündüm. Sonra bakındım, tek başıma serbest bırakıldığımı görünce, yoldaşlarımın yüzlerindeki korku ve hayal kırıklığını fark ettim. İnce yapılı insanlar. Hükümete karşı bir parmağını bile kaldırmamış insanlar vardı aralarında. Bunların çoğu asla benim kaderimi paylaşmayacaklardı. Bunların çoğu yakında öldürülecekti. Gerçekleşecek olanlar içime doğmuştu, kederimle sevincim neredeyse eşitlenmişti.” AVEDİS NAKAŞYAN

Ahmet Haşim

Yakup Kadri, Ahmet Haşim adlı monografisiyle şiiri kadar latif, fakat doğrudan doğruya yakalanması güç bir "insan"ı bize sunuyor.

Adabıyla Rakı ve Çilingir Sofrası

“Adabı, erkanı var/ Zamanı mekanı var,/ Kimin ki iz’anı var,/ Ona şifadır rakı./... Had bilmezsen eğer ki,/ Öyle rüzva eder ki, Başa beladır rakı.” Bu topraklarda yaşamış, yaşayan birçok kültürün sentezi gibi olan rakının ‘şahsiyeti’ üzerine.

Heba

Heba, göz gözü görmez insafsızlığın, doğruya benzemeye muvaffak olan yalanın, utanmazlığın, lincin, kıstırılmışlığın romanı. Edebiyatın kirişlerini çatlatan büyük bir yazardan yalnızlığın, pişmanlığın, askerliğin, heder olmuş bir ömrün romanı. İpek kadar yumuşak ve ipek kadar sağlam.

Anamın Kitabı

Yakup Kadri bu kitabıyla, “insanların şimdiye kadar besledikleri bir zannı -çocukluğun en mutlu bir çağ olduğu zannını- kökünden sarsmak istediğini” söylemiş. Ön sözünde, “İnsan, şuurunun altına kadar inmeyince kendi kendini nasıl tanıyabilir? Bizim köklerimiz orada değil midir?” diye sorduğu kitabında “belki romanlarının bütün anahtarlarını vermiş.