Mayıs 2002 Tarihinde Tekrar Baskılar

Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri

Ahmet Yaşar Ocak'ın bu incelemesi, onun "kitabî"-"ortodoks" İslâmiyet dışındaki Müslümanlık anlayışları ve pratikleri hakkındaki araştırma zincirinin önemli halkalarından birini oluşturuyor. Türkler, Türkiye ve İslâm ve Türk Sufîliğine Bakışlar'dan bildiğimiz kuramsal bakışı ayrıntıya indiren bu usta zanaatkâr ürünü çalışma, "Anadolu heterodoksisi" tarihine değerli bir katkı sunuyor.

Bu Çağın Soylusu

“Nöbetimde başka idarî ve teknik aksaklık olmamıştır.” İdare amirlerince -kendilerinde nasıl bir yetki görüyorlarsa- nöbetçi memurlarına emanet edilen, amir-memur ilişkisi içinde kıvranıp duran; bekleneceği gibi, idarî ve teknik aksaklıklardan, tuhaf vukuatlardan kurtulamayan bir hayat...

Türkiye'de Futbol
Bu Maçı Alıcaz

Transfer hikayelerinden sürgünle sonuçlanan mağlubiyetlere, çocukluk umutlarından emeklilik yıllarına, futbolcu kimdir, “hoca” kimdir? Bir insan niçin hakem olur? Sonra tribünler, taraftar kimliği, “alaturka holiganlar”... Talat Paşa’dan bugüne devlet-kulüp ilişkileri, iktidar-futbol ilişkileri; asker-sivil futbol darbeleri; “militarist futbol”dan “polis devleti” futboluna geçiş.

Efendilik, Şarkiyatçılık, Kölelik

Jale Parla, 19. yüzyıl başı romantiklerinin yarattığı Doğu mitosunun süreç içinde geçirdiği evrimi araştırıyor. Bu mitosun sömürgeci politikalara ve bu politikaların geliştirdiği kamuoyu tepkisine paralel olarak nasıl değiştiğini anlatan özgün bir çalışma.

Hüküm Gecesi

1908-1911 yılları arasındaki siyasî olaylar. İttihat ve Terakki Fırkası’nın egemen olduğu dönemin muhalif gazeteci gözüyle eleştirisi. Kişisel çıkarlar uğruna girişilen ve halkın yararına herhangi bir düşünceye, ülküye dayanmayan çatışmalar. Bir devrin çözülüşü.

İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları

Althusser’in Marksist teoriye en önemli katkılarından biri. Klasik felsefenin ezelî “ruh-madde” karşıtlığının dışına çıkan düşünür, “ruh”u ya da “düşünce”yi, maddenin bir yansıması değil, toplumun somut pratikleri ve aygıtları içinde oluşan maddî bir nesne olarak tanımlıyor. “İdeoloji”yi sınıf mücadelesinin özgül bir alanı sayan bu anlayış, politik sorun alanına uzanan düşünce yazıları.

Menekşe İstasyonu

Atilla Atalay’ın H.B.R. Maymun ve Öküz dergilerinde yayımlanmış yazılarından “sıkı” bir derleme. “Sıdıka”lar ve yine “düşkovalayan” hikayeler: İstasyonlar, trenler, otomobiller, cep telefonları, insanlar, kediler, köpekler, içip içip dağıtanlar, susup oturanlar, ayrılanlar, ayrılamayanlar.

Umrandan Uygarlığa

Cemil Meriç’in, 21. yüzyıla taşacağı anlaşılan “batılılaşma-çağdaşlaşma-uygarlık” tartışmalarına çok yıllar öncesinden katkı sağlayan, ufuk açan denemeleri, makaleleri... “İki yol var insanlık için:Kendi kendini imha veya gerçekten insanlaşmak. İnsanlık tek merkeze yönelen bir tür; öteki türler gibi dağılıcı değil. Bu biricik düşünen türün sonu, çözülüş olamaz. Mekan ve zamanı aşacak insan."

Yine mi Yazılı Var?
Dikkat yazılı var/ 2

Dikkat Yazılı Var! kitapçıların raflarında yerini aldığında, büyük bir ilgi görmüştü. Kitabı okuyan herkes önce kahkahayı patlatmış, ardından “mesele” üzerinde -derin derin olmasa da- düşünmüştü: “Mesele”, Türkiye’deki eğitimin acıklı haliydi... Bu küçük kitap, “büyüklerimize” rağmen bunu becermişti.

Türk Düşünce Dünyasının Bunalımı

Türkiye'de düşünce hayatının kısırlığından, düşünce dünyasındaki hafızasızlıktan sık sık yakınılır. Kurtuluş Kayalı, kitabında, bu yakınmayı aktif ve verimli bir biçimde yapmaya davet ediyor: Kısırlığın ve hafızasızlığın nedenlerini sorgulayarak, bu zaafları aşmaya çalışarak... Bunun için, toplumsal ve siyasal düşüncenin devingenlik kazandığı bazı tarihsel bağlamlara dikkat çekiyor.

Havariler
(1972-1983)

“Gün Zileli, ‘herhangi bir ‘68’li... değil. Aydınlık hareketinin kurucu kadrosunda yer alan, 1970’ler boyunca bu hareketin önderlerinden olan, 1980’lerin ardından anarşizme yönelen bir figür. Bunca ‘kariyerin’ ve badirenin ardından, hatıratındaki sakınmasız ama dürüstlüğü gözeten tutum bilhassa değer kazanıyor.

İhtiyar Kemancı

"İnsanlara iyi davrandığım için beni arayıp sormazlar. Hayatlarına dair ne anlatsalar şaşkınlıkla dilimi yutmuş gibi, vay anasını, yok ya, doğru mu ya, gibi elimde olmayan tepkiler verdiğim için. Etraflarında her gün yaşadıkları bu olaylara şaşıracak kimse kalmamış mı? Ya da yaşadıkları olayları ancak benim gibi bir manyağa mı anlatabiliyorlar?"

Dünya Kupası

Coupe du Monde, World Cup, Weltmeisterschaft, Dünya Kupası, dünyanın kupası... Futbol dünyasının en büyük seyir arenası, `seçme eserler` albümü... Tadı damakta, limitsiz, `her gün` ziyadesiyle futbol keyfi. Böyle bir şölene kim kayıtsız kalabilir ki? Elinizdeki kitap, karnavala kayıtsız kalamayanların Dünya Kupası hakkındaki görüşlerinin derlenmesinden oluştu.

Marx'ın Sosyolojisi

Jean-Pierre Durand bu eserde Marx’ta var olan sosyolojiyi ayrıntılı bir şekilde ele alıyor.