Jigolo Cinayeti
Giriş Sayfası:
Süper yakışıklı Haluk yanımıza döndüğünde rengi atmıştı. Salonun karanlığında bile bembeyaz olduğu belliydi.
“Arayan Faruk’tu, cinayet suçuyla tutuklanmış.”
Şaşkınlıkla ona baktık.
“Anlamadım?” dedi Nişantaşı kızı kılıklı karısı Canan.
“Bir minibüs şoförünü öldürdüğü suçlamasıyla tutuklamışlar.”
Bunu söylerken bana özür dilercesine bakıyordu, böylesine hoş olabilecek bir geceyi cinayetle mahvettiği için.
Süper yakışıklı Haluk yanımıza döndüğünde rengi atmıştı. Salonun karanlığında bile bembeyaz olduğu belliydi.
“Arayan Faruk’tu, cinayet suçuyla tutuklanmış.”
Şaşkınlıkla ona baktık.
“Anlamadım?” dedi Nişantaşı kızı kılıklı karısı Canan.
“Bir minibüs şoförünü öldürdüğü suçlamasıyla tutuklamışlar.”
Bunu söylerken bana özür dilercesine bakıyordu, böylesine hoş olabilecek bir geceyi cinayetle mahvettiği için.
Giriş Sayfası:
Süper yakışıklı Haluk yanımıza döndüğünde rengi atmıştı. Salonun karanlığında bile bembeyaz olduğu belliydi.
“Arayan Faruk’tu, cinayet suçuyla tutuklanmış.”
Şaşkınlıkla ona baktık.
“Anlamadım?” dedi Nişantaşı kızı kılıklı karısı Canan.
“Bir minibüs şoförünü öldürdüğü suçlamasıyla tutuklamışlar.”
Bunu söylerken bana özür dilercesine bakıyordu, böylesine hoş olabilecek bir geceyi cinayetle mahvettiği için.
Her şey böyle başladı. İstanbul’un en gözde, sevilen ve pahalı gece kulüplerinden birinde, canım arkadaşım Ponpon sahnede şaşaalı şovunu yaparken bir cinayet daha kucağıma düşüverdi. Dedektiflik damarım hemen kabarıp, içimde birşeyler kıpır kıpır etti.
Elbette bir öncesi vardı. Aslında hayatımın en depresif dönemlerimden birinin tam içindeydim. Bir renk olacaksa koyu mordu. Adeta bir ametistin içine hapis olmuştum.
Evden çıkmayalı uzun zaman oluyordu. Günlerdir tıraş olmamıştım. Önünden geçerken gözüm aynaya takılınca gördüğümü tanıyamıyordum: Kadavrayla hayalet arası bir şeydi. Bu ben olamazdım. Kendimi derin bir depresyondan kurtaramıyordum. Elbette ilk terk edilişim değildi, ama bu seferki farklıydı.
Süper yakışıklı Haluk yanımıza döndüğünde rengi atmıştı. Salonun karanlığında bile bembeyaz olduğu belliydi.
“Arayan Faruk’tu, cinayet suçuyla tutuklanmış.”
Şaşkınlıkla ona baktık.
“Anlamadım?” dedi Nişantaşı kızı kılıklı karısı Canan.
“Bir minibüs şoförünü öldürdüğü suçlamasıyla tutuklamışlar.”
Bunu söylerken bana özür dilercesine bakıyordu, böylesine hoş olabilecek bir geceyi cinayetle mahvettiği için.
Her şey böyle başladı. İstanbul’un en gözde, sevilen ve pahalı gece kulüplerinden birinde, canım arkadaşım Ponpon sahnede şaşaalı şovunu yaparken bir cinayet daha kucağıma düşüverdi. Dedektiflik damarım hemen kabarıp, içimde birşeyler kıpır kıpır etti.
Elbette bir öncesi vardı. Aslında hayatımın en depresif dönemlerimden birinin tam içindeydim. Bir renk olacaksa koyu mordu. Adeta bir ametistin içine hapis olmuştum.
Evden çıkmayalı uzun zaman oluyordu. Günlerdir tıraş olmamıştım. Önünden geçerken gözüm aynaya takılınca gördüğümü tanıyamıyordum: Kadavrayla hayalet arası bir şeydi. Bu ben olamazdım. Kendimi derin bir depresyondan kurtaramıyordum. Elbette ilk terk edilişim değildi, ama bu seferki farklıydı.
Mehmet Murat Somer Ankara 1959 doğumludur. ODTÜ’de mühendislik eğitimi yapmış, kısa süre mühenis, uzun zaman bankacı olarak çalışmıştır. 1994 yılından bu yana kurumlara yönetim ve bireysel gelişim eğitimleri vermekte, yönetim danışmanlığı yapmaktadır. Tamamı ısmarlama sinema filmi ve TV dizi senaryoları yazmış, gazete ve dergilerde klasik müzik eleştirileri yayımlamıştır. Halen İstanbul’da yaşamaktadır.
Kitabın Adı | Jigolo Cinayeti |
ISBN | 9789750501739 |
Yayın No | İletişim - 936 |
Dizi | Türkçe Edebiyat - 129 |
Alan | Çağdaş Türkiye Edebiyatı |
Sayfa | 277 sayfa |
En | 130 mm |
Boy | 195 mm |
Ağırlık | 208 gr |
Perakende Satış Fiyatı | 1,85 TL |
Baskı | 2. baskı - Kasım 2003 (1. baskı - Ekim 2003) |
Yazar | Mehmet Murat Somer |
Kapak | Utku Lomlu |
Uygulama | Hüsnü Abbas |
Düzelti | İlker Uğur |
Kapaktaki Görsel | Utku Lomlu |
Dizi Editörü | A. Ömer Türkeş |
Baskı | Sena Ofset |
Cilt | Sena Ofset |