Buse CinayetiBir hop-çiki yaya polisiyesi
“Bunlar, ucuz cinsinden takipçi, erkete ya da tetikçiydiler. İşin ne olduğundan bile haberleri olduğuna şüpheliydim. Sadece beni izliyor, nereye gitsem ellerindeki telefonla, temasta oldukları her kimse ona, bilgi veriyorlardı...”
Öldürülen “Buse”nin, ya da eski adıyla “Kız Fevzi”nin, öyle olmadık bir ilişki ağının ortasında olduğu anlaşılıyor ki sorup soruşturdukça...Normalin normali bir orta halli mahalle muhiti... Tuhaf bir gazeteci kadın... “Hipnoz”la meşgul olan birileri... Ve otoriter-muhafazakâr bir partinin üst düzey yöneticisi... Ne adına, niçin işlenmiş bir cinayet ki bu
Öldürülen “Buse”nin, ya da eski adıyla “Kız Fevzi”nin, öyle olmadık bir ilişki ağının ortasında olduğu anlaşılıyor ki sorup soruşturdukça...Normalin normali bir orta halli mahalle muhiti... Tuhaf bir gazeteci kadın... “Hipnoz”la meşgul olan birileri... Ve otoriter-muhafazakâr bir partinin üst düzey yöneticisi... Ne adına, niçin işlenmiş bir cinayet ki bu
“Bunlar, ucuz cinsinden takipçi, erkete ya da tetikçiydiler. İşin ne olduğundan bile haberleri olduğuna şüpheliydim. Sadece beni izliyor, nereye gitsem ellerindeki telefonla, temasta oldukları her kimse ona, bilgi veriyorlardı...”
Öldürülen “Buse”nin, ya da eski adıyla “Kız Fevzi”nin, öyle olmadık bir ilişki ağının ortasında olduğu anlaşılıyor ki sorup soruşturdukça... Normalin normali bir orta halli mahalle muhiti... Tuhaf bir gazeteci kadın... “Hipnoz”la meşgul olan birileri... Ve otoriter-muhafazakâr bir partinin üst düzey yöneticisi... Ne adına, niçin işlenmiş bir cinayet ki bu?
Polisiye edebiyatta, yazarlar kadar dedektifler ya da çözümleyici kahraman tipleri de meşhurdur. Sherlock Holmes, Hercule Poirot, Maigret ve diğerleri kimi zaman yazarlarını bile gölgede bırakmışlardır.
Hop-çiki-yaya Polisiyeleri dizisinin de merkezinde böyle bir tip var: İyi eğitim almış, kültürlü, sevimli, “sosyal”, aynı zamanda hayatına istemediği kimseyi sokmamakta kararlı, yakışıklı, Uzakdoğu sporlarına vâkıf bir travesti… Cinâî vakaların çözümlendiği merkez üssü de, onun işlettiği gay bar…
Mehmet Murat Somer bizi bu kahramanın peşinden travestilerin dünyasına, parıltılı İstanbul gecelerinin karanlıklarına, şiddet dolu cinayetlere götürüyor... “Kim yaptı?”, “Neden yaptı?” sorularının yanıtını ararken kurbanların sıradışı hayatlarına konuk ediyor. Ve “genel ahlâk” nazarında “sapık” olanlarla (ki bunlar çoğunlukla kurbanlar) “düzgün” sayılanların (ki bunlar çoğunlukla failler) aslında hayata ve “zevklere” dair ne kadar çok şey paylaştıklarını gösteriyor!
Her sınıftan İstanbullu hayatların girdisi çıktısıyla rengârenk bir fon… Heyecan, gerilim, hızlı tempo… Kadın ve erkek cinselliklerini ti’ye alan özel bir mizah… Akıcı, ferah bir dil… Hop-çiki-yaya Polisiyeleri, polisiye tutkunları için gerçek bir sürpriz!
Öldürülen “Buse”nin, ya da eski adıyla “Kız Fevzi”nin, öyle olmadık bir ilişki ağının ortasında olduğu anlaşılıyor ki sorup soruşturdukça... Normalin normali bir orta halli mahalle muhiti... Tuhaf bir gazeteci kadın... “Hipnoz”la meşgul olan birileri... Ve otoriter-muhafazakâr bir partinin üst düzey yöneticisi... Ne adına, niçin işlenmiş bir cinayet ki bu?
Polisiye edebiyatta, yazarlar kadar dedektifler ya da çözümleyici kahraman tipleri de meşhurdur. Sherlock Holmes, Hercule Poirot, Maigret ve diğerleri kimi zaman yazarlarını bile gölgede bırakmışlardır.
Hop-çiki-yaya Polisiyeleri dizisinin de merkezinde böyle bir tip var: İyi eğitim almış, kültürlü, sevimli, “sosyal”, aynı zamanda hayatına istemediği kimseyi sokmamakta kararlı, yakışıklı, Uzakdoğu sporlarına vâkıf bir travesti… Cinâî vakaların çözümlendiği merkez üssü de, onun işlettiği gay bar…
Mehmet Murat Somer bizi bu kahramanın peşinden travestilerin dünyasına, parıltılı İstanbul gecelerinin karanlıklarına, şiddet dolu cinayetlere götürüyor... “Kim yaptı?”, “Neden yaptı?” sorularının yanıtını ararken kurbanların sıradışı hayatlarına konuk ediyor. Ve “genel ahlâk” nazarında “sapık” olanlarla (ki bunlar çoğunlukla kurbanlar) “düzgün” sayılanların (ki bunlar çoğunlukla failler) aslında hayata ve “zevklere” dair ne kadar çok şey paylaştıklarını gösteriyor!
Her sınıftan İstanbullu hayatların girdisi çıktısıyla rengârenk bir fon… Heyecan, gerilim, hızlı tempo… Kadın ve erkek cinselliklerini ti’ye alan özel bir mizah… Akıcı, ferah bir dil… Hop-çiki-yaya Polisiyeleri, polisiye tutkunları için gerçek bir sürpriz!
Mehmet Murat Somer Ankara 1959 doğumludur. ODTÜ’de mühendislik eğitimi yapmış, kısa süre mühenis, uzun zaman bankacı olarak çalışmıştır. 1994 yılından bu yana kurumlara yönetim ve bireysel gelişim eğitimleri vermekte, yönetim danışmanlığı yapmaktadır. Tamamı ısmarlama sinema filmi ve TV dizi senaryoları yazmış, gazete ve dergilerde klasik müzik eleştirileri yayımlamıştır. Halen İstanbul’da yaşamaktadır.
Kitabın Adı | Buse Cinayeti |
Alt Başlık | Bir hop-çiki yaya polisiyesi |
ISBN | 9789750501531 |
Yayın No | İletişim - 910 |
Dizi | Türkçe Edebiyat - 125 |
Alan | Çağdaş Türkiye Edebiyatı |
Sayfa | 245 sayfa |
En | 130 mm |
Boy | 195 mm |
Ağırlık | 185 gr |
Perakende Satış Fiyatı | 10,37 TL |
Baskı | 2. baskı - Temmuz 2003 (1. baskı - Temmuz 2003) |
Yazar | Mehmet Murat Somer |
Kapak | Utku Lomlu |
Uygulama | Hüsnü Abbas |
Düzelti | Serap Yeğen |
Kapaktaki Görsel | Utku Lomlu |
Dizi Editörü | A. Ömer Türkeş |
Baskı | Sena Ofset |
Cilt | Sena Ofset |