Kimlik PazarlığıFransa ve Almanya'da Devlet ve Göçmen İlişkileri
Toplu kimliklerin oluşumunda devletlerin rolü nedir? Kültürel, etnik, dil ve din kökenli toplulukların kamu alanında görülmeye başlamaları, bu topluluklara dahil olan kişilerin kendi cemaatlerine ve ulus-devlete siyasal bağlılıkları çerçevesinde gelişiyor. Riva Kastoryano, kitabında, Fransa ve Almanya’da devletle Müslüman göçmenler arasındaki ilişkilerden hareket ederek, "ulusal modellere" dayalı çözümlemelerin sınırlarını gösteriyor. Günümüzün önemli sorularından birisi olan, kamu alanında ortaya çıkan farklılıklar, ulusal bütünlüğe dokunulmadan birbirine nasıl eklemlenir sorusunu aydınlatmaya çalışıyor.
İttihat ve Terakki'nin Müslümanları İskân Politikası (1913-1918)
Türkiye’nin nüfus yapısı, büyük oranda Osmanlı’nın son döneminden mirastır. Göç ve iskânın Anadolu’nun Türkleşmesindeki önemini anlamak için kendi aile geçmişlerimize bakmamız yeterli olur. Türkiye’nin etnik ve dinsel yapısının yeniden şekillenmesi, Milli Mücadele’den çok İttihat ve Terakki’nin tam iktidar olduğu yıllara (1913-1918) denk düşer.
Atruş'tan Maxmur'aKürt Mülteciler ve Kimliğin Yeniden İnşası
Arzu Yılmaz, göçte kurulan bu hayatı, bu dünyayı mültecilerin tanıklıklarıyla aktarıyor. Ama sadece bir mağduriyeti değil, mültecilerin nasıl aktör konumuna geçtiğini de.
Ötekilerin HaklarıYabancılar, Yerliler, Vatandaşlar
Vatandaşlık, belirli bir toprağa bağlılığı ya da bu toprak üzerinde kan bağıyla varolmayı gerektirecek şekilde tarif edilir. Oysa üzerinde yaşanılan topraklara yabancı, göçmen ve mülteci olarak gelenler; vatansızlar, vatandaşlıktan çıkarılanlar vardır. İnsanların vatandaşlıklarını belirli sınırlarla tarif eden, bu sınırların gerektirdiği şartları, bu şartlara bağlı hukuku tayin eden "merciler" mevcuttur.
Zorla Yerleştirmeden Yerinden EtmeyeTürkiye’de Değişen İskân Politikaları
Toplum mühendisliği lafının sosyal bilimlerden günlük politikaya sirayet ettiği günümüzde, bu “mühendisliğin” en etkili araçlarından olan iskân politikalarının pek az dikkat çekmesi, pek az tartışılması, çarpıcı bir çelişki. Şehircilik ve nüfus çalışmalarının ülkemizdeki önemli ustalarından Sema Erder’in kitabı, bu tartışmayı açıyor.
"Dünyada Van"Nüfus, Etnisite, Tarih ve Toplum
Van, “Dünyada Van, ahirette iman” veya “Bu dünyada Van, öbür dünyada cennet” gibi özlü sözlerle methedilmiş bir diyar. Kadim bir medeniyet merkezi, bir geçit yeri, çok şeyler görmüş geçirmiş, kimlerin kimlerin yurt tuttuğu veya ağırlandığı bir belde. Bu derleme, Van’ı mümkün olduğunca çok cephesiyle tanımaya dönük bir çalışma.