Şubat 2003 Tarihinde Yeni Çıkan Kitaplar

Cumhuriyet Yıllarında Türkiye Yahudileri
Aliya: Bir Toplu Göçün Öyküsü (1946-1949)

Rıfat N. Bali’nin yazdığı Cumhuriyet Yıllarında Türkiye Yahudileri dizisinin ilk cildi, 1923-1945 dönemindeki sistematik Türkleştirme siyaseti ve Türklerle Yahudiler arasındaki gerilimli ilişki üzerineydi. Elinizdeki kitap, 1946-1949 dönemini kapsıyor ve esas olarak Türkiyeli Yahudilerin 1948’de kurulan İsrail’e göçlerini, yani Aliya’yı anlatıyor.

Psikanalizin Serüveni ve Çağrısı

Tıpkı sekstantı olmayan bir gemici gibi, bilinçdışının karanlık sularında teorisiz yola koyulmuş bir psikiyatrist kısa süre sonra denizde kaybolacaktır. Psikanalitik teori dinamik psikiyatrinin temelidir. O, hastanın kaotik görünen iç dünyasına bir düzen getirir.

Yaklaştıkça Uzaklaşıyor mu? Avrupa Birliği ve Türkiye

Türkiye tarihinin son iki yüz yılına damgasını Batılılaşma vuruyor. Bir çizgide ilerlemiyor bu süreç, bir adım ileri iki adım geri. Sakallı Celal’in dediği gibi “Batı’ya giden gemide, Doğu’ya koşuyoruz”. Murat Belge, kitapta toplanan yazılarında bu sancılı sürecin son etabını, Avrupa Birliği sürecini anlatıyor. Sekiz yıla yayılan zaman dilimindeki yazılardan sürecin zorluklarını daha iyi görebiliyoruz.

Ankara, Mon Amour!

Ankara, Mon Amour!  üst üste asılınca ertesi gün daha iyi ısıtan paltoların  cepli basma elbiselerin  dualarla ekilen simit ağaçlarının  üç tam bir paso’nun  troleybüs hızında giden bir hayatın  Zümrüt Pastanesi’nin ve Alemdar Sineması’nın  sabahtan öğlene bir yağmurla değişiveren dünyaların  ikindi sessizliklerinin ... Bize vaat edilenler de bunlar değil miydi zaten?

Louis Aragon - Elsa Triolet

Birinci Dünya Savaşı ertesinde farklı beklentilerin cazibe merkezi konumundaki Paris, Doğu’dan ve Batı’dan gelen göçmenlerin akınına sahne olmaktadır. Kafeleri, tiyatroları ve galerileriyle albenili bir dünya sunan bu şehri ev olarak benimseyenler arasında, Elsa Triolet ile Louis Aragon da vardır. Elsa iç savaşın perişan ettiği Sovyetler Birliği’nden kaçmış ve geçmişte kalan kalp kırıklıklarına sünger çekerek “mutlak aşkı” bulmak arzusuyla buraya sığınmıştır.

Sapak
(1983-1992)

“Farklı farklı yollara ve patikalara açılan sapaklardan yoksun bir yolda yürümenin, sol hareket içinde bulunduğum kırk yıl boyunca bizlere öğretilen ‘sakınılması gereken’ ‘sapma’nın en beteri olduğunu anlamam için çok uzun yıllar geçmesi gerekti. Farklı alternatifleri deneyerek, bir başka yola saparak arayışınızı sürdürebilirsiniz.