İngiltere'de Devrim Çağı 1603 - 1714
Christopher Hill bu eserinde, 1603-1714 arasında yaşanan dönüşümün farklı etaplardaki aktörlerini; bireylerin arzu, hesap ve çıkarlarını; toplumun talep, reaksiyon ve beklentilerini aynı tablo üzerinde en ince ayrıntısına kadar resmederken, aynı zamanda İngiliz Devrimi olarak anılan sürecin tarihsel önemini de hassas bir şekilde tartışıyor.
Mavi ListeDengler’in İlk Vakası
Devlet, büyük sermaye, gizli servisler ve onların düzen karşıtı silahlı örgütleri bile manipüle edebilen komploları hakkında, ürkütücü biçimde gerçekçi bir siyasi polisiye.
On İki Sandalye
On İki Sandalye, Sovyet Edebiyatı’nı mizah, taşlama ve ironi unsuruyla tanıştıran İlya İlf ve Yevgeni Petrov’un beraber yazdıkları ilk roman.
HodorçurVatanını Arayan Bir Gezginin Seyahati
Hodorçur, Raffaele Gianighian’ın 1915 Ermeni Soykırımı sırasında yaşadıklarının birinci ağızdan aktarımı.
IŞİD Tuzağı
Uluslararası siyaset gündeminin merkezini tutan ve yarattığı şok dalgalarıyla küresel kamuoyunu altüst eden bir mesele hakkında, aydınlatıcı bir eser...
"Küçük Moskova" Tuzluçayır
Yelda Yürekli, türlü baskılara karşı var kalma mücadelesini sürdüren mahalleliye kulak vererek Gezi Direnişi, Cami-Cemevi Projesi gibi güncel olaylarla da beslediği kitabında, bizi Tuzluçayır’ın sokaklarını arşınlamaya ve bir mahallenin hikâyesini dinlemeye çağırıyor...
Kıyamet MakinesiDünyanın En Pahalı Yakıtı Nükleer Enerjinin Ağır Bedeli
Cohen ve McKillop ise Kıyamet Makinesi’nde enerji politikaları, ticari çıkarlar, çevreciler, sağlık politikaları, uluslararası kuruluşlar, siyaset, zehirli atıklar, artan maliyetler, Kuzey-Güney gerilimi gibi iç içe geçmiş konuların arasından nükleer enerjiyi tüm yönleriyle ele alarak doğru bilinen yanlışları, mitleri, şaşırtıcı gerçekleri sergiliyorlar.
Seyrek Yağmur
Rıfat, zamanımızın bir kahramanı gibi, bir niteliksiz adam gibi, bir aylak adam, bir lüzumsuz adam gibi, bir “R.” gibi, geziyor hayatın içinde. Hayat, arada Rıfat’ın dükkânına da uğruyor
Ucunda Ölüm Var
Ucunda Ölüm Var, yarım asır süren bir aşk hikâyesi. Yalpalayan, şehirden şehire gezinen, derman arayan, sayıklayan, hatırlayan, rüya çağıran ince bir ah!
Trenler Çıldırırsa
Tren tutkunlarının, meşum kadınların, dolambaçlı işler çeviren erkeklerin paralel ilerleyen yollarına makaslar ekleyerek, hepsini aynı istasyonda buluşturuyor Orhan Berent.
Ezidiler: 73. FermanKatliam ve Kurtuluş
Nurcan Baysal “Büyük Şey”i, 73. Ferman’ı steril bir tarafsızlıkla aktarmıyor, Ezidilere tercüman olmakla da yetinmiyor. Ezidilerin kalbi Laleş’e yolculuk ederek, onların içinden ve onlarla birlikte konuşuyor, anlatıyor. Ortadoğu uzmanlarının insanlığımızdan eksilten, “büyük resmi” görmeyi salık veren tutumlarına inat, sessiz kalınmaması gereken bir katliam için tükenmez bir sebatla çağrıda bulunuyor.
Ahlâki AçıklıkYetişkin İdealistler İçin Bir Kılavuz
Sol, “iyi, güzel ve doğru”yla ilgili iddiasını geri kazanmalı, Neiman’a göre. Bunu, dünyanın dört köşesinden ve tarihin muhtelif devrelerinden tecrübelere, mitolojinin derslerine, felsefenin mirasına başvurarak, bilgece bir tutkuyla anlatıyor. İnsanın kendini yüceltme hikâyesinden yeniden heyecanlanmak için…
"Vatan"ın Son ParçasıHatay'daki Uluslaştırma Politikaları
Levent Duman, kitabın sonunda, bu tarihsel deneyimi bugünün Hatay’ına bakarak da sorguluyor. Hatay’ın farklılıklar ve çoğulculuk mirasından geriye, “risklerden arınmış” yapay bir “hoşgörünün” mü kaldığını sorarak…
Boncuk
Boncuk her gün aynı yemekleri yemekten sıkılıyor. Hep balık, hep sosis, hep ciğer ezmesi... Sonunda hayalindeki yemeği bulmak için yola düşüyor.