Eylül 2012 Tarihinde Yeni Çıkan Kitaplar

Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti
Erkekler Devlet, Kadınlar Aile Kurar

Serpil Sancar, tarihsel olarak kadınların dışlandığı, cinsiyetçi politikaların belirginleştiği ve cinsel ahlakın sınırlarının çizildiği bir tarih anlatıyor bize. Feminist bir tarih okuması bu. Yazar, muhafazakâr modernleşmenin paranoyalarını ve orta sınıf Türk ailesinin nasıl inşa edildiğini tartışıyor. Beklentiler ve hayal kırıklıkları, şikâyet ve serzenişleri resmediyor.

Rose

Rose yeni okuluna başlayacağı gün çok heyecanlıydı. Yepyeni ve tertemiz bir başlangıcın hayalini kuruyordu. Konuşma bozukluğu sebebiyle üst üste okul değiştirmek zorunda kalmıştı ve burada kalıcı olmak istiyordu. Hata yapmamalıydı.

İlkel Asiler
19. ve 20. Yüzyıllarda Toplumsal Hareketin Arkaik Biçimleri Üzerine İncelemeler

Eric J. Hobsbawm’ın klasikleşmiş eseri İlkel Asiler, köylü isyanlarından binyılcı hareketlere, mafia’ya, İspanyol anarşizminin isyancılığı ile köylü tasavvurlarına, İtalyan fasci’leri ile komünist hareketin ilişkisine, şehirlerde güruhların ayaklanmalarına ve 20. yüzyılın komünist işçi kalkışmalarına bakarak isyanın, eşkıyalığın tarihini ele alıyor.

Büyük Erdemler Risalesi

Daha önce İletişim Yayınları’ndan Kapitalizm Ahlaki midir? adlı kitabı çıkan André Comte-Sponville Fransa’da çok satanlar listesine giren bu kitabında erdem konusunu ele alıyor: “Erdem nedir? Harekete geçen ya da geçebilen bir güçtür. Örneğin, bir bitkinin ya da ilacın erdemi iyileştirmektir, bıçağınki kesmek, insanınki insanca istemek ya da davranmaktır.

André Malraux
20. Yüzyılda Politik Angajman

“20. yüzyılın son ahlakçısı, 21. yüzyılın ilk filozofu” André Malraux, bugün hâlâ bu denli ilgimizi çekiyorsa, bunun nedeni yalnızca büyük tarihsel olayların birçoğuna aktif olarak katılmış ya da yakından tanık olmuş olması, dönemin siyasi kahramanlarının, edebiyat yelpazesinde Victor Hugo’yla Sartre’ın yanında bulunmuş olması değil, aynı zamanda, bizi yaratan asrın yüzüne ve belirsizliklerine bürünmesidir.

Şarkıdaki Şiir
20. Yüzyılda Popüler Müziğin Edebi Yüzü

Müzik ile edebiyat öteden beri hep yakın olmuş; hatta iç içe geçmiş, birbirlerini beslemiş ve zenginleştirmiş sanatlar. Birini anmak, çok geçmeden öbürünü de akla getiriyor. Popüler müziğin şarkı formu çoğu zaman edebiyatı önemsemiş ve duyguların daha güçlü ifade edilebilmesi için bahçesine edebiyatı “şarkı sözü” olarak davet etmiş; edebiyat da şarkı sözü yazarını etkisi altına alabilmiş.

Laura'nın Aslı

"Kocam da, diye cevapladı kız, yazardır- yani, bir bakıma. Şişman adamlar karılarını döver denir, adam da karısını kâğıtlarını karıştırırken yakalayınca adamakıllı kızgın görünmüştü. Mermer bir kağıt ağırlığını indirdiği gibi bu narin beyaz eli (çırpınır gibi bir hareketle küçük elini gösteriyor) ezecek gibi yapmıştı. Aslında aptal bir iş mektubunu arıyordu kız, adamın esrarengiz müsveddesinin sırrını çözmeye." LAURA’NIN ASLI

Marksizm ve Edebiyat Eleştirisi

İnsanların sömürüye karşı mücadelesiyle geçmişin edebiyatı arasında bağlantı kurmadıkça, günümüzü tam olarak anlayamayız ve onu etkin bir biçimde değiştiremeyiz. Ayrıca bu zorunluluğu yerine getirmezsek bizi daha iyi bir sanat ve daha iyi bir topluma götürecek metinleri okumada ve söz konusu sanat biçimlerini üretmede daha az ehil olacağız.

Türkiye'de Dindarlık
Sosyal Gerilimler Ekseninde İnanç ve Yaşam Biçimleri

Bu ülkede dinin sosyal ‘anlamı’ nedir, insanlar dine nasıl bakıyorlar? Dindarlığın ölçüsü ne, nasıl algılanıyor? Dine bakış, insanların gündelik davranışlarını, sosyal ilişkilerini, birbirlerine bakışlarını nasıl etkiliyor? Muhafazakârlığın, dindarlığın, laikliğin sınırları nerelerden geçiyor?