Milliyetler ve Sınırlar
Barış ve demokrasiye dayalı bir “yeni dünya düzeni”nin kurulacağı beklentileri, Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu’daki savaş meydanlarında imha olmak üzere. Kendiyle barışık, çok-kültürlü demokratik toplumların henüz çok uzağındayız. Batılıların “Doğu Sorunu” diye adlandırdığı sorunlar yumağı dirildi. Yerasimos, ’80’lerin ortalarından başlayarak kaleme aldığı jeopolitika yazılarında bu ürkütücü gelişmenin nedenlerini arıyor; Birinci Dünya Savaşı ile birlikte tarihe karışan Avusturya-Macaristan, Osmanlı ve Rus imparatorluklarının dağılmasıyla gündeme gelen uluslaşma ve ulus-devlet sınırlarının çizilme süreçlerini inceliyor.
Mağaradakiler
Aydın mı dersiniz, entelektüel mi dersiniz? İki kavrama farklı anlamlar mı yüklersiniz? Aydınlardan/ entelektüellerden çok şeyler mi beklersiniz, hiçbir şey beklemez misiniz?.. Öyle ya da böyle, kültürle derinlemesine alışveriş kaygınız varsa, zaman eksenine düşünce mesaisi düşürebiliyorsanız, bu kavramlar üzerine kafa yorarsınız, bu sorulara cevap arasınız, ufuk ararsınız.
Kırk Ambar | Cilt 1Rümuz-ül Edeb
Kırk Ambar “bütün eserleri”ni yayımladığımız Cemil Meriç’in dokuzuncu ve -belki de- en önemli kitabı. Adeta bir “mefhumlar kamusu”, “dağınık ve derbeder bir ansiklopedi”. Üstâda göre, “kurmak istediği abidenin birkaç sütunuyla birkaç odası”. “Bütün eserleri” yayına hazırlayan Mahmut Ali Meriç, bu “abide”yi önemine binaen iki ayrı cilt halinde yeniden düzenlendi.
Bir İmkan Olarak ModerniteWeber ve Habermas
Kimi çevrelerde son yılların hakim değerlendirmesi, modernliğin “bittiği” yönünde. Ancak modernizmi savunan bir karşı cephe de var. Ahmet Çiğdem’in kitabı, Alman modernleşmesinin kendine özgü tecrübesiyle ilgili kavramlaştırmaları -özellikle Weber ve Habermas’la somutlayarak- önde tutuyor ve iki cephenin, cepheleşmenin kısırlığını aşan bir bakış açısı geliştirmeye çalışıyor.