Hüseyin Rahmi Gürpınar

17 Ağustos 1864’te İstanbul’da doğdu. Babası Mehmed Said Paşa, annesiyse Ayşe Sıdıka Hanım’dır. Üç yaşında annesini kaybettikten sonra kısa süre Girit’te babasıyla kalıp Aksaray’da, günümüzde Laleli ile Vezneciler arasında kalan Yakupağa Mahallesi’nde anneannesi ve teyzesinin yanında büyüdü. Buradaki mahalle mektebinde ve sonrasında da Mahmudiye Rüştiyesi’nde (Pertevniyal Lisesi) okudu. Bir süre kâtiplik eğitimi veren Mahrec-i Aklâm’da eğitim aldıktan sonra iki yıl Mülkiye Mektebi’ne devam etti. 1880’de hastalık nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı. 1908’den sonra edebiyatla geçimini sağlayan yazar, 1908 öncesinde Adliye Nezareti Ceza Kalemi, Ticaret Mahkemesi ve Nafia Nezareti Tercüme Kalemi’nde memurluk yaptı. 1936-1943 arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kütahya Milletvekilliği yaptı. 8 Mart 1944’te Heybeliada’da vefat etti. Beşir Fuad’ın fikirleri üzerine 1886’da Saadet gazetesinde başlayan tartışmaya sunduğu katkılar ilk yazılarını oluşturdu. İlk hikâyesi olan “İstanbul’da Bir Frenk” ise 1887’de Ceride-i Havadis’te çıktı. İlk romanı “Ayna” aynı yıl, 23 yaşındayken, Tercüman-ı Hakikat’te tefrika edildi. Bu roman 1889’da Şık adıyla basıldı. Bu romanından itibaren Tercüman-ı Hakikat’e yazı ve çevirileriyle katkı sunmaya başladı. Sonraları İkdam ve Sabah gazetelerinde de yazdı. 1901’de “Alafranga” adlı romanı, İkdam’da tefrika edilirken sansüre uğradı ve yarım kaldı. Bu roman İkinci Meşrutiyet’ten sonra Şıpsevdi adıyla yayımlandı. 1908 sonrası tamamen yazarlıkla geçinmeye başladığı için eser sayısında da hızlı artışlar görüldü. 1908’de Boşboğaz ile Güllabi dergisini çıkardı. İkdam, Sabah, Zaman, Vakit, Son Posta, Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerinde makaleleri, hikâyeleri yayımlandı, romanları tefrika edildi. İkinci Meşrutiyet’ten sonra yükselişe geçen, etrafında bir tartışma alanı açılan Darvincilik, sosyalizm, feminizm gibi düşünce akımlarının popüler yorumlarına eserlerinde yer verdi. Bu eserlerde çeşitli düşünce konumlarının eleştirisi de yapıldı. Eserleri aynı zamanda 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başı İstanbulu’nun gündelik hayatını, cinsiyet ilişkilerini, dil ve şive farklılıklarını, batıl inançlarını, sosyal gerilimlerini okura sundu.


Belli başlı romanları: Şık (1889), İffet (1896), Mürebbiye (1899), Bir Muadele-i Sevda (1899), Metres (1899), Şıpsevdi (1911), Cadı (1912), Gulyabani (1912), Tebessüm-i Elem (1923), Efsuncu Baba (1924), Ben Deli miyim? (1925), Mezarından Kalkan Şehit (1928), Utanmaz Adam (1934), Kesik Baş (1942). Hikâye kitapları: Kadınlar Vaizi (1920), Namusla Açlık Meselesi (1933), Katil Buse (1933), İki Hödüğün Seyahati (1933), Tünelden İlk Çıkış (1934), Gönül Ticareti (1939), Melek Sanmıştım Şeytanı (1943). Oyunları: Hazan Bülbülü (1916), Kadın Erkekleşince (1933), Tokuşan Kafalar (1973), İki Damla Yaş (1973).