Karlofça ânı: Osmanlı İmparatorluğu 18. yüzyıla nasıl başladı?
ALİ YAYCIOĞLU
Osmanlı Devleti ve Kutsal İttifak arasında imzalanan Karlofça antlaşmalarının (1699) Osmanlı İmparatorluğu’nun modern dönemlerdeki dönüşümünü ve dünya ile olan ilişkisini şekillendiren dünya tarihinin en önemli diplomatik merhalelerinden biri olduğu tezini derinleştirme iddiasındaki bu makale antlaşmalar sonrasındaki bazı siyasal, ekonomik ve kültürel gelişmeleri incelemektedir.
Anahtar sözcükler: Karlofça Antlaşmaları; Sınır Güvenliği; Ticaret; Diplomasi; Oryantalizm; Kutsal Roma İmparatorluğu; Polonya; Venedik; Rusya ve Kırım Hanlığı.
Osmanlı İmparatorluğu’nda müsadere pratiği (1700’ler-1839): Tarihyazımı ve çok-yöntemli bir yaklaşım
YASİN ARSLANTAŞ
Bu makalenin temel amacı, terimsel olarak kabaca bir kişinin servetine ölümünden sonra veya cezai olarak devlet tarafından el konulması anlamına gelen müsadere örneğinden hareketle Osmanlı iktisat tarihinin çok-yöntemli bir yaklaşımdan sağlayabileceği nüansları, revizyonları, yeni çalışma alanlarını ve birbirinden ayrı kulvarlarda gelişen metodolojik tartışmalar arasındaki diyalogları ortaya koymaktır. Makale, yazarın on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıl müsaderelerini konu alan doktora tezinin yazım sürecinde karşılaştığı problemler ve bu problemleri aşabilmek için geliştirdiği yöntemler ışığında metodolojik bir tartışma yürütmektedir. Makalenin ana amacıyla yer yer iç içe geçen ikincil bir amacı ise müsadere literatüründe sıklıkla ıskalanan üç hususa, müsaderenin dönemsellik, seçicilik ve esnekliğine dikkat çekmektir. Bu üç hususun anlaşılmasının müsadere pratiğinin daha iyi anlaşılması bakımından önem arz ettiği öne sürülmektedir.
Anahtar sözcükler: Müsadere, Tarihyazımı, Metot, Servet, Osmanlı İmparatorluğu.
17. ve 18. yüzyıllarda kebin evlilikleri üzerine bazı değerlendirmeler
BETÜL BAŞARAN
Bu makalede öncelikle hem yabancılar, hem de Osmanlı tebaası arasında gözlemlenen farklı kebin uygulamaları ele alınacak, daha sonra da Avrupalı seyyahların eserlerine dayanarak bazı ön değerlendirmeler yapılacaktır. Bu seyahatnamelerin tamamen ataerkil bir bakış açısıyla yazıldığı vurgulanarak, kadınların failliği açısından sorulması gereken farklı sorulara da kısaca dikkat çekilecektir.
Anahtar sözcükler: Kebin, evlilik, Osmanlıda gayr-i Müslimler ve yabancılar, gayr-i Müslim kadınlar.
Karlofça’dan Ziştovi’ye Osmanlı sınırları veya sınır diplomasisi (1699-1795)
GÜNER DOĞAN
Kurulduğu günden itibaren fetihlerle sürekli gelişen Osmanlı Devleti’nin sınırları da zaman içinde sürekli farklılaşmıştır. Özellikle savaşlardan sonra alınanların ve verilenlerin özelinde sınırların yeniden tespit edilmesi önemli bir iş olarak ele alınmıştır. Karlofça Antlaşması (1699) ile ilk toprak kaybının belgesine imza atan Osmanlılar 18. yüzyıl boyunca farklı cephelerde kayıplar ve kazançlar yaşayacaklar ancak sınırlarını ise daima kontrol etmek için uğraşacaklardır. Bu bakımdan onlar için savaşlar sonrası komşu ülkelerle yapacakları görüşmeler oldukça önemli olmuştur. İşte bu makale dört savaşa odaklanmış ve ardından kaleme alınan dört anlaşma temelinde Osmanlı Devleti’nin Venediklilerle ve Avusturyalılarla olan sınır görüşmelerini arşiv belgeleri temelinde ele almıştır. Bu noktada elde edilen tespitler zaman içinde değişen Osmanlı diplomasini ve zihniyetini açıklama niyeti taşımaktadır. Son olarak bu makale Osmanlı diplomasisinde kullanılan bir takım terimlere “sınır diplomasisi” kavramını bir öneri olarak sunmaktadır.
Anahtar sözcükler: Osmanlı Sınırları, Sınır Diplomasisi, Karlofça Antlaşması, Pasarofça Antlaşması, Belgrad Antlaşması, Ziştovi Antlaşması
Amerika’yı keşfetme(me)nin yolları
EDHEM ELDEM
Osmanlı kültür, bilim ve zihniyet tarihindeki en önemli sorunlardan biri, tespit ve tartışmalara temel oluşturan kaynakların azlığı ve dolaylı olarak da temsil gücünün düşüklüğüdür. Bu denli az sayıda ve “seçmece” belge veya kaynaktan genelleme yapmak ve güvenilir sonuçlara varmak zor olduğu kadar tehlikelidir. On dokuzuncu yüzyıl başında üretilmiş iki eser bu sorunun somut bir örneğini oluşturmaktadır. Bunların ilki olan Cabi Ömer Efendi’nin Tarih’inde yer alan “Malikân Adası” bahsi, 1810 civarında belirli bir eğitim seviyesindeki bir kişinin Amerika’nın varlığından tamamen bihaber olacağını düşündürecek şekilde konuyla ilgili yarı efsanevi bir hikâyeyi aktardığını ortaya koymaktadır. Diğer taraftan Mahmud Raif Efendi’nin 1803 tarihli Cedid Atlas’ında yer alan Amerika haritasına bakıldığında, bu esere kaynak oluşturan İngiliz atlasındaki bilgilerin özenle kopyalanıp tercüme edildiğini ve böylece şeklen mükemmel ama işlevsel olarak tamamen faydasız bir çalışmanın ortaya çıktığı göze çarpmaktadır. Bu iki uç örnek, Osmanlı İmparatorluğu’nda bilgi birikiminin ve akışının ciddi ve eleştirel bir şekilde sorgulanmasına bir vesile oluşturmaktadır.
Anahtar sözcükler: Amerika, Bilgi, Bilim, Zihniyet, Belge, Tercüme.
Ziya Gökalp Kürdolojisi üzerine notlar
FUAT DÜNDAR
Türk milliyetçiliğinin kurucu ideologlarından olan Mehmed Ziya (Gökalp) (1876-1924), Türkler ve Türklük ile ilgili çalışmalarına paralel olarak Kürtler ile ilgili çalışmalar yapar. Sosyolojik ve etnografik (kavmiyat, ilm-i akvam) araştırmalarının sonucu ele aldigi politik yazı ve raporların yanısıra, cemiyet ve devlet olanaklarıyla komisyonlar ve anketler düzeyinde genele yayar. Bu makale, Gökalp’in otuz yıla yayılmış Kürdoloji faaliyetlerinin değişimini –tarihsel ve mekansal bir perspektiften– inceleyecektir. Devletin, kendi ideolojik-politik hedeflerinin, ve araştırma konusu yaptığı “obje”deki (Kürtler ve Kürt milliyetçiliği) değişimlerin yanısıra mekân ile değişen bağlam ve çıkar çatışmalarının etkisi analiz edilecektir.
Anahtar sözcükler: Ziya Gökalp, Kürdoloji, Etnografi, Kürt Milliyetçiliği, İdeoloji.