Prens Adaları
Kınalı, Burgaz, Heybeli, Büyükada, Yassıada, Sivriada... Her adanın ismi, yakın tarihten bir şeyler çağrıştırıyor. Oysa Adalar’ın tarihi ve “tarih”le ilişkisi çok eskilere uzanıyor. Tezleriyle Hıristiyan dünyasında tartışmalar yaratmış Gustave Schlumberger’in 1884’teki İstanbul gezisinde derlediği tarih, doğa ve gündelik hayat notlarından oluşan Prens Adaları, o uzak tarihi deşmeye çalışıyor.
Milliyetçi Düşünce ve Sömürge Dünyası
Partha Chatterjee, Hindistan örneğinden yola çıkarak, Doğulu sömürge ülkelerdeki millî devletlerin kuruluşuna, “milliyetçi düşünce”nin ve milliyetçi akımların doğuşuna özgün bir kuramsal yaklaşım getiriyor; “kalkış, manevra, varış” evrelerini inceliyor. Kalıplaşmış anti-emperyalist yorumlara sığınmadan, Batılı modelleri örnek almadan...
Marx'ın Felsefesi
Etienne Balibar, bu kitapta ikili bir bahis deniyor: Marx tarafından incelenen veya onun eserinden hareketle ortaya atılabilen tamamen felsefi sorun ve temaları anlaşılır kılmak ve -“Marksist felsefe”nin alan ve bedel olduğu yüzelli yıllık hırslı tartışmaların- bilanço ve geleceğine dair öngörü ögelerini sunmak. Günümüzde tam bir yeniden inşa halinde olan Marksizm, en geniş eleştirel bir düşünüşün bileşeni olma yolunda değil midir?
Kum Saatini İzlerken
Nermin Abadan-Unat Viyana’da doğar, Türkiye’ye ve Türkçe’ye uzak bir çocukluk geçirir, ergenlik çağında özgür seçimiyle baba ülkesine gelir. Bu özgür seçim, “Cumhuriyet kadını” Unat’ı İzmir-İstanbul-Ankara üzerinden gazeteciliğe, akademisyenliğe, Mülkiye’ye, senatörlüğe taşıyacaktır.
Kara Kumsal
Adı önemli olmayan bir ülke, adı önemli olmayan bir diktatörlük ve kumsalda bekleyen bir adam, Alberto... Hapishanede ve sürgünde, göçte ve geri dönüşte hep direnmiş, mücadele vermiş, hafızasını da geleceğe yönelik düşlerini de korumuş bir insan...
Kara Kitap Üzerine Yazılar
Çağdaş Türkçe edebiyatın en çok tartışılmış romanlarından Kara Kitap üzerine, Türkiye’de ve kitabın yayımlandığı diğer ülkelerde kaleme alınmış olumlu-olumsuz eleştirilerden, inceleme yazılarından oluşan bir derleme. Zaten pek güçlü olmayan eleştiri geleneğimizin “tanıtımcılık” karşısında iyice sindiği bir dönem için istisnai nitelik taşıyan otuz yazı, otuz imza.
Kafka Market
Cezmi Ersöz’ün röportaj ile deneme ya da anlatı arasında, yüreğinin ve sokağın ortak sesinden iz sürerek yaptığı duyarlı geçişlerin kitabı. Biraz “son yüzler”in kederi, biraz caddelerin kalabalığı, sokakların gece sessizliği, fahişelerin çığlığı, şoför Vehbi’nin isyanı, Brigitte Bardot’nun hatırası, İstanbul’da yitenler, İstanbul’u yitik hale getirenler...