Hayat Çizgisi
Yine bir “adamla kadın” hikayesi - veya meselesi. Bu defa “bir” adam ve “bir” kadın. Hayatın kıyısına sürüklenmiş insanların tuhaf buluşması. Boş bir ambarda. Bir kıyının son çizgisinde, şehrin, başka insanların, zamanın dışında, beraber debeleniş. Her şeyin dışında iken yine de üzerlerine dikilmiş gözler... Anlatılara konu olamayacak kadar az “olay”ın cereyan ettiği, elle tutulur, gözle görülür, sözle ifade edilir kısmı herkes için ulaşılır olmayan iç alemlere uzanan, insanı rahat bırakmayan bir kitap.
Milliyetler ve Sınırlar
Barış ve demokrasiye dayalı bir “yeni dünya düzeni”nin kurulacağı beklentileri, Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu’daki savaş meydanlarında imha olmak üzere. Kendiyle barışık, çok-kültürlü demokratik toplumların henüz çok uzağındayız. Batılıların “Doğu Sorunu” diye adlandırdığı sorunlar yumağı dirildi. Yerasimos, ’80’lerin ortalarından başlayarak kaleme aldığı jeopolitika yazılarında bu ürkütücü gelişmenin nedenlerini arıyor; Birinci Dünya Savaşı ile birlikte tarihe karışan Avusturya-Macaristan, Osmanlı ve Rus imparatorluklarının dağılmasıyla gündeme gelen uluslaşma ve ulus-devlet sınırlarının çizilme süreçlerini inceliyor.
Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu
İletişim Yayınları Akçam’ın bu araştırmasıyla, onyılların en köklü tabularından birine el atıyor. Bir ortak tarih oluşturacak kadar uzun süre birarada yaşamış halkların karşılıklı boğazlaşması ve devlet politikalarıyla tahrik edilen hasımlaşmanın nedenlerinin, mekanizmalarının ele alındığı kitapta, 20. yüzyıl başının kanlı olayları, Türk ulusal kimliğinin oluşma sürecinin özellikleriyle bağlantılı olarak ilk kez inceleme konusu yapılıyor.