Bir Savaş Vardı
Steinbeck, Bir Savaş Vardı’da her an ölümle burun buruna gelme korkusuyla cephede aylar geçiren askerlerin en sıcak, en insani yanlarına ışık tutuyor.
Steinbeck, 1943’te New York Herald Tribune muhabiri olarak İkinci Dünya Savaşı’nı takip eder. İngiltere, Kuzey Afrika ve İtalya’ya gider ve farklı cephelerde bulunur. Burada karşılaştıklarını eşsiz gözlem gücü ve gördüklerini hikâyeleştirme yeteneğiyle yazıya döker. Her zamanki gibi sıradan insana odaklanan Steinbeck savaş stratejileri ya da çarpışma detaylarındansa insanlık hallerini samimi bir şekilde aktarır.
Tatlı Perşembe
Steinbeck, Monterey Üçlemesi’nin son kitabı olan Tatlı Perşembe’de iyi insanların hikâyesini anlatıyor ve savaş sonrası dönemde insanlığa umut aşılıyor.
Alev Alev
Her biri nev’i şahsına münhasır dört karakter tuhaf bir ilişki sarmalının içine düşüyor: Delicesine istemesine rağmen bir türlü baba olamayan Joe Saul, canından çok sevdiği kocasına bir çocuk verebilmek için her şeyi göze alan Mordeen, bu evliliğin ortasına en olmadık şekilde düşen Victor ve üçüne verdiği tavsiyelerle işleri bazen karıştırıp bazen yoluna koyan Ed Arkadaş. Sirk, çiftlik ve deniz olarak tasarlanan üç perdede, mekânlar ve karakterlerin yaptıkları işler değişiyor ama yaşananlar aynı kalıyor, olaylar birbirini takip ediyor. Böylece meydana geliyor Steinbeck’in en sıradışı, en enteresan kitaplarından biri.
Köpeğim Charley ile Amerika Yollarında
Steinbeck uzun yıllardır seyahat etmediği için Amerika’yı hafızasında kalanlarla yazdığını fark eder. Bu sebeple yirmi beş yıl sonra ülkeyi tekrar keşfetmeye karar verir ve 1960’ta Fransız kanişi cinsi köpeği Charley ve bir pikabın üstüne oturtulmuş küçük bir evden oluşan karavanıyla boydan boya bir Amerika yolculuğuna çıkar. Long Island’dan başlayıp Teksas’a kadar uzanan ve yaklaşık on beş bin kilometre kat ettiği bu yolcuğu edebi ustalığıyla harmanlayarak muhteşem bir 20. yüzyıl Amerika panoraması kaleme alır.
Uzun Vadi
Hem verimli tarım topraklarını, hem de çölü andıran düzlükleri barındıran uçsuz bucaksız bir coğrafyaya dağılmış sıradan insanların zayıflıklarını da, güçlerini de keskin bir gözlem gücüyle, betimleme ustalığını konuşturarak anlatıyor John Steinbeck. Hayalleri ile hüsranları arasında sıkışıp kalmış köylülerin, işçilerin, küçük kasaba insanlarının hikâyelerini benzersiz anlatım tarzıyla bir araya getiriyor, her öyküde tekdüze hayatların içindeki trajediyi, umudu ve insaniyeti ustalıkla yansıtan toplumsal hicivler inşa ediyor.
Bilinmeyen Bir Tanrıya
Joseph Wayne genişleyen ailesi için yeni yerler kapmak üzere Kaliforniya’ya taşınır ve burada bir çiftlik kurar. Babaları öldükten sonra diğer kardeşleri de aileleriyle birlikte buraya gelirler. Joseph kendisinin toprakla özel bir bağı olduğunu ve ölen babasının evin bahçesindeki ağaçtan kendisini izlediğini düşünür. Onları kuraklık ve kötülüklerden koruduğuna inandığı bu ağaca neredeyse bir put gibi tapar. İnsan iradesi, yalnızlık, inanç ve doğayla kurulan mistik bağ üzerine derinlemesine bir anlatı sunan Bilinmeyen Bir Tanrıya, Steinbeck’in edebi mirasında özel bir yere sahip.
Karanlık SokaklarÖyküler
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi ilk Rus yazar olan İvan Bunin, Karanlık Sokaklar’da insan ruhunun karmaşık labirentine büyük bir ustalıkla iniyor.
İnci
İnci bir yandan yalınlığıyla, diğer yandan ahlâki meseleleri cesurca irdelemesiyle John Steinbeck külliyatının en özgün parçalarından biri.
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlar, Büyük Bunalım döneminin binbir zorluğuyla mücadele eden tarım işçilerine doğrultulan bir dürbün, uzakları göz önüne getiren çarpıcı bir novella.
Altı Kişi Yazarını ArıyorOyunlar
Altı Kişi Yazarını Arıyor, modern tiyatronun öncü isimlerinden, Nobel ödüllü Luigi Pirandello’nun unutulmaz oyunlarından yapılmış bir seçki. İtalyan halk geleneğine ait öğeleri doğaçlama anlatım tarzıyla işleyen, çağdaş tiyatroya özgü teknikleri yaratıcı sahne düzenlemeleriyle buluşturan Pirandello deneysel ve özgün tarzıyla tiyatroya yeni bir soluk getirmiştir.
Rusya Günlüğü
Steinbeck’in kendine has bakış açısıyla kaleme aldığı yazıları ve Capa’nın mükemmelen ayarlanmış kadrajlarıyla Rusya Günlüğü, Türkçe olarak ilk kez yayımlanıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında, Sovyetler Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki gerilimin iyice artmaya başladığı 1947’de, gazetelerdeki gerçekdışı haberlerden bıkan Steinbeck ve Capa “Bir de kendi gözümüzle görelim,” diyerek çıkıyorlar yola. Sovyetler Birliği’nde kaldıkları birkaç haftada Moskova’yı, Stalingrad’ı, Kiev’i ve Gürcistan’ı dolaşıyor; politikaya, hamasi laflara, bürokrasiye meydan vermeden, Rusların ne yiyip içtiğini, nasıl yaşadığını, dans ettiğini merak ederek halkın arasına karışıyorlar.
Herzog
20. yüzyılın birey üzerindeki yıkıcılığını ele alan Herzog, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Saul Bellow’un başyapıtı olarak kabul ediliyor.
Humboldt'un Armağanı
1976 Pulitzer Ödülü’nü kazanan Humboldt’un Armağanı sanatın parayla ilişkisinin gitgide arttığı Amerikan kültüründe sanatçının içine girdiği çıkmazdan, evlilik ve aşktan, şiirden ve mafyadan, hayata dört elle sarılmaktan ve ölümün kaçınılmazlığından söz eden müthiş bir roman.
Yukarı Mahalle
Steinbeck’in Kral Arthur ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri hikâyelerinden esinlenerek kurguladığı ve Monterey üçlemesinin ilk kitabı olan Yukarı Mahalle, Danny ve dostlarının nasıl bir araya gelip bilge bir topluluğa dönüştüğünün ve bu topluluğun başından geçen maceraların dokunaklı öyküsü.
Pippin IV'ün Kısa Süren Saltanatı
Pippin IV’ün Kısa Süren Saltanatı iktidar hırsını ve yönetimdeki bozuklukları ince bir mizahla eleştiren, eşine az rastlanır bir politik roman.
Cennet Çayırları
Cennet Çayırları, sıradan yaşamların ve kişisel trajedilerin nasıl dönüştüğünü, birbirine eklendiğini gerçekçi biçimde anlatarak
toplum kavramının temellerine ayna tutuyor.
Sardalye Sokağı
Steinbeck, İkinci Dünya Savaşı sırasında kaleme aldığı Sardalye Sokağı’nda savaşı unutmak istercesine sıradan insanların günlük hayatlarına odaklanıyor.
Gazap Üzümleri
Gazap Üzümleri, bir toplumsal krizin etkilerinin epik bir anlatıyla gerçek bir sanat eserine dönüşmesinin Amerikan edebiyatındaki en güzel örneği.
Al Midilli
Steinbeck’in doğaya ve insana on yaşındaki bir çocuğun gözünden baktığı Al Midilli kendi edebi kariyerinde olduğu kadar Amerikan edebiyatında da bir dönüm noktası.
Bitmeyen Kavga
Bitmeyen Kavga, işçilerin gündelik yaşamına odaklanan romanlarıyla benzersiz bir edebiyat evreni oluşturan Steinbeck’ten, cesaret ve ilham veren bir roman.
Cennetin Doğusu
Cennetin Doğusu, 20. yüzyıl Amerikan edebiyatının en önemli temsilcilerinden Steinbeck’in iyilikle kötülüğün ezeli mücadelesini işlediği başyapıtı.
Günü Yaşa
Günü Yaşa, modern bireyin fay hatlarını sergileyen, çarpıcı bir anlatı.
Augie March'ın Maceraları
Toplumsal baskılara bireysel özgürlük ve seyahat arzusuyla direnen Augie March’ın Maceraları umut ve iyimserlik dolu bir büyük deneysel yapıt.
Ömer Paşa
Nobel ödüllü yazar İvo Andriç’in bu romanında, serasker Ömer Paşa’nın Saraybosna’ya gelmesinden sonra kentte ve seraskerin köşkünde yaşananlar, her bölümde farklı karakterlerin sahne aldığı bir kurguyla anlatılıyor.