Fransa’nın güneyinde, Nîmes kentinde 13 Mayıs 1840’ta dünyaya geldi. Bu şehirde büyüyen Daudet’nin, ipek imalatçılığı yapan babasının asabiyeti yüzünden kasvetli bir çocukluğu oldu. Babasının iflasından sonra aile Lyon’a taşındı. Ampère Lisesi’ni tamamladıktan sonra Alès’te kısa bir süre öğretmenlik yapan Daudet, yaramaz öğrencilerini ilk romanı Küçük Şey’e konu etti (1868). 1857 yılında ağabeyi Ernest’in yaşadığı Paris’e taşındı. Le Figaro gibi gazetelere yazarak geçimini sağladı ve bu şekilde yazarlığa başladı. Sağlık sorunları erken yaşta başlayan Daudet, meşhur Dr. Charcot tarafından tedavi gördü, bu dönem istirahat ettiği Korsika, Cezayir ve Güney Fransa’da yazarlık hayatında uzun yıllar kullanacağı malzemeler topladı. Bu dönem ilişki yaşadığı model Marie Rieu ile olan ilişkisi, Sapho romanına (1884) konu olacaktı. 1867 yılında kendisi gibi yazar olan Julia Allard ile evlendi. 1869 yılında öykülerinin derlendiği Değirmenimden Mektuplar yayımlandı. Fransa-Prusya savaşında askere yazıldı, ancak Paris Komünü sırasında şehri terk etti. Gazetede tefrika ettiği Tarasconlu Tartarin (1872) romanı büyük beğeni gören Daudet, bu romanı Tartarin Alpler’de (1886) ve Port-Tarascon (1888) adlı iki romanla devam ettirdi. Académie Française’den ödül alan Genç Fromont ve Büyük Risler (1874) romanı Daudet’ye bir dönem ün ve maddi rahatlık getirmiştir. Dostları Émile Zola ve Goncourt’ların “natüralist roman” anlayışını takip ederek, Küçük Şey ve Trente Ans de Paris (Paris’in Otuz Yılı, 1888) gibi pek çok eserinde hep otobiyografik öğelerden faydalandı. Kendisini üye olarak kabul etmeyen Académie Française’i eleştirdiği L’Immortel (Ölümsüz, 1888) Daudet’nin akademiden intikamı olarak kabul edilir. Son yılları, gençlik yıllarında yakalandığı frenginin şiddetli etkileriyle mücadele halinde geçti. Nihayet omurilik zafiyetine dönüşen hastalık yazarın spazmlar, ani sızılar geçirmesine neden oldu. Daudet’nin ölümünden sonra, eşinin düzeltileriyle yayımlanan La Doulou (Acı) kitabı yaşadıklarını çıplaklığıyla resmeder. 16 Aralık 1897 akşamı sofradayken birden bayıldı, doktorların çabasına rağmen kurtarılamadı. Paris’teki Père Lachaise Mezarlığı’na defnedildi.