Üzerime Giyecek Hiçbir Şeyim Yok!Giysi: Keyif mi İşkence mi?
Klinik psikolog ve psikanalist Elise Ricadat ile Lydia Taïeb, Üzerime Giyecek Hiçbir Şeyim Yok!’ta kadınların giysilerle kurdukları sorunlu ilişkinin altında yatan sebepleri irdeliyor.
Türk Romanında Moda ve Toplumsal Değişim (1923-1940)
Çilem Tercüman, modernleşme sürecinin yarattığı özgürleşme dinamikleri ile bunlara verilen tepkilerin moda alanındaki tezahürlerini “yanık ten” modasından “Beyoğlu modası”na, “monokl” modasından “çay modasına”, “kumar” modasından “balo” modasına çeşitli modalar ışığında incelerken Türkçe edebiyat tarihçiliğinde ender rastlanır cinsten keyifli bir inceleme yapıyor.
Kızların SessizliğiKız Enstitülerinin Uzun Tarihi
“Genç kızlığıma kadar en iyi arkadaşım ve en kötü yargıcım olan anneannem bir Kız Enstitülüydü. Gerçi babası onu okulu bitirmeden oradan alıp evlendirmişti ama, her zaman bu okulların ideallerini hayatının idealleri bildi. Bu yıllar hakkında pek konuşmazdı ama konuştuğunda elbiseler dikip bunları sergilemelerinden, hocalarından zevkle bahsederdi."
Cumhuriyetin Büluğ Çağı
Türkiye’nin çokpartili hayata adım attığı 1945-1950 döneminde “açılıp saçılan”, sadece politika değildi. Cumhuriyetin kuruluş sürecinin, Tek Parti döneminin ve İkinci Dünya Savaşı’nın endişeli günlerinin biriktirdiği basınç azaldı, gündelik hayatta, toplumsal ilişkilerde bir canlanma yaşandı. Dünya biraz daha yakına geldi, “mevzular” çeşitlendi, popüler kültür olanca cazibesiyle serpilmeye başladı.