Dünya Kupası
Coupe du Monde, World Cup, Weltmeisterschaft, Dünya Kupası, dünyanın kupası... Futbol dünyasının en büyük seyir arenası, `seçme eserler` albümü... Tadı damakta, limitsiz, `her gün` ziyadesiyle futbol keyfi. Böyle bir şölene kim kayıtsız kalabilir ki? Elinizdeki kitap, karnavala kayıtsız kalamayanların Dünya Kupası hakkındaki görüşlerinin derlenmesinden oluştu.
İstanbul'da Bir Sene
19. yüzyılın ikinci yarısında sözlü halk kültürü ve halk mizahı üzerine pek çok eser vermiş olan Mehmed Tevfik’in yazıları, o dönemin İstanbul’unda halkın gündelik hayat tarzına ışık tutuyor. Bir folklorbilimci bakışıyla, “Tandırbaşı”ndan, “Helva Sohbeti”nden, “Kağıthane”den, “Ramazan Geceleri”nden, “İstanbul Akşamcıları”ndan manzaralar.
Anadolu Ağıtları
Ahmet Şükrü Esen, Türk halk edebiyatının ilk ve en önemli araştırmacılarından biridir. 30 yıl boyunca Anadolu'yu karış karış dolaştı, gereğinde sadece bir ağıtın izini sürmek için hapisanelere girip tutuklularla görüşerek, bilgiler, belgeler ve metinler derledi. Elinizdeki kitap bu metinlerden oluşuyor. Ağıtların kimi, belirli ozanların eseri; yaratıcılarını bilmiyoruz.
Piknikte DömivoleErdinç Sivritepe’ye Armağan
“Manyaklar, kafayı takmışlar hatta sıyırmışlar...” diye tanımlıyor elinizdeki derlemenin editörleri, kitaba katkıda bulunan yazarları. (Daha doğrusu, gazaplarından korkmasalar öyle tanımlayacaklarını söylüyorlar.) Futbolla düşüp kalkan ama bunu ortalama futbolseverden hayli farklı biçimde yapan, takıntılı insanlar.
Eski İstanbul Yaşayışı
Musahipzade Celal’in, İstanbul’daki geleneksel gündelik hayatı tasvir eden zengin bir folklor çalışması. Çocukluk yaşantısından ticaret ve alışveriş ilişkilerine, eğlencelere kadar, günlük hayatın çeşitli çehreleri hakkında, büyük tiyatro adamının canlı anlatımı. Yaklaşık 200 resim ve çizim bu dolgun kitabı süslüyor.
Kârhanede RomantizmFutbol Yazıları
Bir gün Gençlerbirliği maçına yolunuz düşerse, sürekli bağıran, kırmızı-siyah el örmesi atkısıyla "huşu" içinde takımını seyreden adama dikkat edin. O iflah olmaz romantik, nasıl bir "kârhane"de olduğuna hiç aldırmadan, yağmur demez, çamur demez gider biricik Gençler'inin maçlarına. Yetmez, arkadaşlarını da götürür. O da yetmez, etrafındakileri futbola kazandırır.