Mehmet Rauf

12 Ağustos 1875’te İstanbul’da yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babasının isteğiyle, ücretsiz eğitim alabileceği düşünülerek askerî okula kaydedildi. Bahriye Mektebi’ni bitirdikten sonra memuriyete girdi. Küçük yaşlarda başlayan tiyatro ve edebiyat merakını memuriyette de devam ettirdi. Halit Ziya Uşaklıgil ile tanışmasından sonra edebiyat anlayışının ve edebî kimliğinin yönü de belirginleşti. Halit Ziya’nın yardımıyla Hizmet gazetesinde “Düşmüş” hikâyesi ve İkdam’da “Garam-ı Şebab” romanı tefrika edildi. Servet-i Fünûn dergisine girmesiyle Mehmet Rauf’ın tanınırlığı da arttı. Bu dönemin meyvesi olan Eylül (1901) romanıyla geniş kitleler tarafından sevildi. Eserlerini Servet-i Fünûn, Resimli Kitab, Musavver Hâle, Şehbâl, Şiir ve Tefekkür, Şebâb, Resimli Ay, Sevimli Ay, Güneş, Tanin, Yeni Ses, Cumhuriyet, Peyâm, Pâyitaht, Vakit gibi gazete ve mecmualarda yayımladı. II. Meşrutiyet’in kadınlara yönelik dergilerinden Mahasin ve Süs’ü, bir mizah mecmuası olan Gelincik’i ve bunlara ek olarak Sinema Yıldızı adlı magazin dergisini çıkarttı. İlk evliliğini Tevfik Fikret’in halasının kızı Ayşe Sermet ile 1901’de yaptı. Bir süre Rumelihisarı’nda Tevfik Fikret’le de aynı evde yaşadı. 1910’da yayımladığı Bir Zambak’ın Hikâyesi’nin pornografik bulunması nedeniyle askerlikten atıldı ve altı ay hapis cezasına çarptırıldı. 1910’da hâlâ evliyken, bu romanı okuyarak mektupla kendisine ilan-ı aşk eden bir hayranı olan Besime Hanım’la ikinci evliliğini gerçekleştirdi. 1912-1913 yıllarında yaşadığı bir yasak aşk sebebiyle intihara teşebbüs etti. Bu durum yakın çevresindekilerin ondan uzaklaşmasına neden oldu. 1921’de bir süre Napoli’de yaşadı. 1922-1924 yılları arasında Binbir Bûse mecmuasını çıkardı. 1926’da öğretmen olan ve yine hayranlarından biri olan Muazzez Hanım’la evlendi. Evliliğinin hemen ardından ilk felcini geçirdi ve sağ kolunu kullanamaz hale geldi. Bu dönemde eserlerini eşi Muazzez Hanım’a dikte ettirdi. 1928’de geçirdiği ikinci ve büyük felçten sonra yatağa bağımlı oldu, konuşamaz hale geldi ve 25 Aralık 1931’de İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. Eserleri: Roman: Eylül (1901), Ferdâ-yı Garâm (1913), Genç Kız Kalbi (1914), Bir Aşkın Tarihi (1915), Karanfil ve Yasemin (1924), Böğürtlen (1926), Define (1927), Son Yıldız (1927), Cerîha (1927), [Yara adıyla yeniden basılmıştır (1935)], Kan Damlası (1928), Halâs (1929). Tefrikalar: Garam-ı Şebab (İkdam’da tefrika edilmiştir, 19 Ağustos 1896-30 Ağustos 1896), Harâbeler (Cumhuriyet’te tefrika edilmiştir, 22 Temmuz 1926-22 Nisan 1927; Harabeler. Haz.: Mert Öksüz. Ankara: Akçağ Yayınları, 2018), Kâbus (İkdam’da tefrika edilmiştir, 30 Ocak 1928-4 Mart 1928; Kâbus. Haz.: Ömer Faruk Yekdeş ve Ruken Alp. İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları, 2020). Hikâye: İhtizâr (1909), Âşıkane (1909), Son Emel (1913), Hanımlar Arasında (1914), Üç Hikâye (1919), Kadın İsterse (1919), Pervaneler Gibi (1920), Safo ile Karmen (1920), İlk Temas İlk Zevk (1922), Aşk Kadını (1923), Gözlerin Aşkı (1924), Eski Aşk Geceleri (1927). Mensur şiir: Siyah İnciler (1901). Oyun: Pençe (1909), Ferdi ve Şürekâsı (1909, Halit Ziya’nın aynı adlı romanından uyarlama), Cidal (1911), Diken (1917), Sansar (1920). Diğer: Edebî Hatıralar (haz. Mehmet Törenek, İstanbul 1997); Mehmed Rauf’un Anıları (haz. Rahim Tarım, İstanbul 2001).