Georg Büchner

17 Ekim 1813’te Almanya’nın Hesse-Darmstadt bölgesindeki Goddelau’da dünyaya geldi. Tıp eğitimi almak üzere Strasbourg ve Giessen üniversitelerine devam eden Büchner, yalnızca edebi dehasıyla değil, aynı zamanda genç yaştaki devrimci ve politik faaliyetleriyle de dikkat çekti. 1830’ların Almanyası’nda ifade özgürlüğünün baskı altına alındığı bir dönemde, özgürlükçü düşüncelerini sadece metinlerinde değil, doğrudan siyasal mücadele içinde de ortaya koydu. 1834’te Friedrich Ludwig Weidig’le kaleme aldıkları ve halkı monarşik baskıya karşı direnişe çağıran “Der Hessische Landbote” (Hessenli Haberci), onu otoritelerin hedefi haline getirdi. Takipten kaçmak için Fransa’ya gitti ve devrimci tiyatronun en erken örneklerinden biri sayılan Danton’un Ölümü adlı oyununu burada tamamladı. Fransız Devrimi’nin iç çelişkilerini ve bireyin politik trajedisini ele alan bu eser, onun özgürlük arayışını hem düşünsel hem de sanatsal düzlemde ortaya koyar. Kısa ömrü boyunca Lenz (1835), Leonce ve Lena (1836) ve ölümünden sonra tamamlanmamış haliyle yayımlanan Woyzeck gibi eserlerle Alman edebiyatına kalıcı katkılar sundu. Doğa bilimleri alanında da çalışmalarda bulunan Büchner, sinir sistemi üzerine yazdığı bir araştırmayla Zürih Üniversitesi’nden doktor unvanı aldı ve burada dersler vermeye başladı. 1837 yılı Şubat ayında tifüs nedeniyle, yalnızca yirmi üç yaşındayken Zürih’te yaşamını yitirdi. Ölümünden sonra yavaş yavaş tanınan yapıtları 19. yüzyıl sonlarında sahneye taşınmış ve 20. yüzyıl tiyatrosunun –özellikle ekspresyonist ve politik tiyatronun– öncüleri arasında değerlendirilmiştir. Kısa ve sarsıcı yaşamı, onu yalnızca büyük bir yazar değil, aynı zamanda çağının vicdanı haline getirmiştir.