Kandinsky ve Ben
Wassily Kandinsky’yle 1917 yılında, henüz ondokuz yaşındayken evlenen Nina Andreevskaya Kandinsky, bütün ömrünü büyük bir aşkla sevdiği ve sanatına sonsuz bir hayranlık duyduğu kocasına adamıştı. Bu adanış, anılarını yazdığı “Kandinsky ve Ben” adlı kitabında ne kadar çok Kandinsky, ne kadar az “ben” olduğundan da anlaşılır.
Kahvenin Öyküsü
Henüz cezveye girmemiş ve de pişmemişti ki, iki Arap tarafından gizlice İstanbul’a getirildi. Ve kahvenin ilginç öyküsü böyle başladı. Önce yasaklandı, hatta cezalandırıldı içenler; ama yeraltına indi, illegal tüttü bu kez cezveler. Bir ara “Kahve içen erkeğin karısı boş düşe!” diye fetvalar bile verildi. Bakıldı ki bu tiryakiliğin önüne geçilemiyor, yasallaştırıldı saray ve şeriat erkanınca; böylece özgürlüğe kavuştu tiryakiler.
Tahtakuşlar'dan Paris'e
Köy Enstitüleri, Cumhuriyet’i köylerle bütünleştirmeye ve onları modernleşen ülkenin hızından kopartmamaya dönük bir projeydi. Siyasi bir tercihle açıldı ve yine siyasi tercihlerle kapatıldı. Yazıya dökülmüş pek çok Enstitü anısı var. İnsanlar yaşadıklarını yazıya geçirmek konusunda daha eli açık davrandıkları sürece de olmaya devam edecek.
Bir Politik Anlatı Olarak Ahmet Kaya ŞarkılarıAçık Yaranın Sesi
Hem Türkiye’deki toplumsal mücadelenin müzikle ilişkisine bakan hem -biyografik olmasa da Ahmet Kaya’nın hayatının arka planına mercek tutan, okurken mutlaka eşlik edilecek şarkılar bulunacak bir kitap.