Özetler

Heinrich Schlesinger’in II. Mahmud portreleri:
Osmanlı İmparatorluğu’nda modernleşme ve hükümdar imgesi

FUNDA BERKSOY

II. Mahmud’un yönetim yılları (1808-39), sarayın yönlendirmesiyle padişah portreciliği alanında, yeni gelişmelere sahne olmuştur. Tasvir-i hümâyun denilen ve üzerinde sultanın portresi bulunan ufak madalyon ile nişanların yanında, tuval üzerine yağlıboya tekniğindeki anıtsal padişah portreleri, ilk defa bu dönemde yapılır. Son gruba giren ve iki örneği Heinrich Wilhelm Schlesinger (1814-93) tarafından hazırlanan anıtsal portre tipinde, Avrupa tarzı bir ikonografya kullanılmıştır. Bu sanatçının yaptığı ve İstanbul’da Topkapı Sarayı Müzesi (1837) ile Musée de Versailles’da (1839) bulunan II.Mahmud portreleri, padişah portrelerinde yeni bir gelişmeyi temsil etmenin yanında Osmanlı devletinin, II. Mahmud’un önderliğinde girdiği modernleşme sürecini, sanatsal anlamda yansıtması açısından da önem taşır. Söz konusu eserler, içerdikleri sanatsal değerin yanında, yeniden yapılandırılan bir devlette, izleyiciler üzerinden devletin meşruluğunu ve gücünü inşa etme yolunda benimsenen stratejinin bir ifadesi olarak da anlamlıdırlar.
Anahtar sözcükler: II. Mahmud, Heinrich Schlesinger, padişah portreleri.
 
* * *
 
Söylentinin gücü: İstanbul’da büyük panik ve 1861 finansal krizi
 
HÜSEYİN AL - ŞEVKET KAMİL AKAR
 
Bu çalışma, 1861 yılı Aralık ayında patlak veren ve İstanbul’da büyük kargaşaya neden olan finansal krizin ardındaki ekonomik faktörlerin ötesinde sosyo-psikolojik faktörleri açıklamayı hedefliyor. Sınırlı/kapalı bir çevrede (Galata Borsası çevresi) etkili olması beklenen bir 1861 finansal krizi, söylentinin etkisi ile toplumun tüm kesimlerine yayılmıştır. Özellikle alışverişlerde kullandığı kaimenin piyasada geçerliliğini yitirmesi halkın fırınlara hücum etmesine ve sokaklarda ekmek kavgalarının yaşanmasına yol açmıştır. Bunların ötesinde, kriz Avrupa’daki başkentlerde İstanbul’da ihtilal olduğu yönünde endişelere neden olmuştur. Hükümetin sıkı yönetim tedbirleri sayesinde İstanbul sosyal bir kargaşadan kurtulmuştur.
Anahtar sözcükler: Finansal kriz, panik, kaime (kağıt Para), söylenti, söylentinin yayılması, ekmek kavgası, piyasaya hükümet müdahalesi, yasal düzenleme süreci.
* * *
 
Yabancı sermayeli imtiyazlı şirketlerde işgücünü Türkleştirme uygulamaları (1923-1930)
 
MURAT KORALTÜRK
 
Bu çalışmanın konusunu 1923-1930 aralığında işgücünün Türkleştirilmesine yönelik uygulamalar oluşturmaktadır. Bu çerçevede, özellikle yabancı sermayeli imtiyazlı şirketlerde çalışan yabancı uyruklu işçiler ve Türk vatandaşı gayrimüslimlerin işten çıkartılmaları ele alınmaktadır. Bu bağlamda sırası ile Cumhuriyetten önce ekonomiyi Türkleştirme girişimleri, İttihatçılardan Kemalistlere milli iktisat politikasının sürekliliği, İzmir İktisat Kongresi’nde ekonomiyi Türkleştirme önerileri, imtiyazlı şirketlerde işgücünü Türkleştirme girişimleri, imtiyazlı şirketlerle yapılan anlaşmalar ve tasfiyenin meşruiyeti, işgücünün tasfiyesi ve tasfiyenin niceliksel boyutu, diğer işletmelerde yapılan tasfiye, işgücünü Türkleştirme girişimlerinin nedenleri, tasfiyeye karşı çalışanların direnç ve tutumları ele alınmaktadır.
Anahtar sözcükler: Milli iktisat, ekonomiyi Türkleştirme, erken cumhuriyet dönemi, Türk milliyetçiliği, imtiyazlı şirketler, yabancı sermayeli şirketler, yabancı sermayeli imtiyazlı şirketler, yabancılar, gayri müslim azınlıklar, tek parti dönemi, İzmir iktisat Kongresi, Kemalistler, yabancı işgücü, yerli işgücü, İttihatçılar
 
* * *
 
Türk-Yunan ilişkileri gelgitinde azınlık siyasetine bir örnek: Kilise ihtilafı
 
STEFO BENLİSOY
 
“Kilise ihtilafı”, Cumhuriyet dönemi Rum azınlığın tarihinin temel belirleyicilerini gözler önüne seren karakteristik bir örnektir. Öncelikle Kıbrıs meselesinin İstanbul Rum topluluğunun kaderi üzerindeki tayin edici etkisi bu örnekte de bir kez daha açığa çıkar. İstanbul Rumları ve Patrikhane rızaları hilafına gene Kıbrıs denkleminin bir bileşeni haline getirilirler. Papa Eftim’in kurulmasına ön ayak olduğu “Türk Ortodoks Kilisesi”nin cumhuriyet dönemi Rum azınlığın tarihinde oynadığı roldür. Hükümet bir yandan patrikhaneyle Eftim yandaşları arasındaki gerilimi cemaatler arası çatışma ve Türkiye’nin iç meselesi olarak yorumlamakta ısrar ederken öte yandan bu durumu Türk-Yunan ilişkilerinde bir pazarlık unsuru haline getirmiştir.
Anahtar sözcükler: Türk Ortodoks Kilisesi, Ortodoks Patrikhanesi, Papa Eftim, kilise ihtilafı.