Sunuş

 
Tarih ve Toplum Yeni Yaklaşımlar’ın 17. ve son sayısıyla karşınızdayız.


Bu sayımızla derginin yayımına son veriyoruz. Ocak 1984 - Aralık 2003 arasında düzenli yayınladığımız aylık Tarih ve Toplum dergisi geleneğinin devamında, dokuz yıldır ciddi bir akademik tarih dergisi hazırlamaya çalıştık. Derginin çıkışında çizdiğimiz yayın çerçevesine yakışır bir yayın faaliyeti sürdürmeye gayret ettik. Osmanlı İmparatorluğu tarihini “merkez”den ibaret bir tarih olarak değil, sınırlarının genişliğine paralel bir konu zenginliği ile tartışan makalelere yer vermek konusunda çaba gösterdik. Dergiye katkıda bulunan yazarların daha şimdiden birer referans haline gelmiş makaleleri, gösterdiğimiz çabanın en güzel karşılıklarıdır.


Derginin çıkışı sırasında arzu ettiğimiz ancak istediğimiz ölçüde gerçekleştiremediğimiz hedefler ise derginin yayımına son verme gerekçemizi oluşturuyor. Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet tarihine odaklanmış çeşitli tartışmaların gölgesinde yaşıyoruz. Bu durum ister istemez tarih alanındaki tartışmalarda 19. ve 20. yüzyıllara sıkışıp kalan, üstelik uluslararası akademik tarih yazımı konvansiyonlarını ihmal edebilecek düzeyde tarafgir olabilen pozisyonların “ana akım” haline gelmesini de pekiştiriyor. Konu zenginliğini, ele alınan konulara farklı araçlarla bakma imkân ve ihtimalini dışlayan bu seri üretim mantığı, tarih araştırmalarını belirli dönemlere sıkıştırarak yoksullaştırıyor. Akademide bir baskı unsuru haline gelmiş olan “önce yabancı dillerde yayın” zorunluluğu da buna eklendiğinde, özgün bir yayın faaliyeti sürdürebilmek her geçen gün daha da zorlaşıyor.


Elbette hâlâ ele alınmamış, etraflıca incelenememiş pek çok konu tartışılmayı ve araştırılmayı bekliyor; üstelik bunu hakkıyla yapacak bir tarihçi kuşağı da yetişmiş durumda. Dergimiz zaten onların katkılarıyla var oldu, onların emekleriyle zenginleşti. Hepsine gerçekten müteşekkiriz. Tarih ve Toplum Yeni Yaklaşımlar’da yolunu aradığımız, izini sürdüğümüz ve başarılı olduğunu düşündüğümüz “tarihçilik mesleği”nin taşıyıcıları hiç kuşkusuz yine onlar olacak.

Emeği geçen herkese ve okurlarımıza teşekkür ederiz.

KEREM ÜNÜVAR