Geçmişin inşası ya da tarih anlatılarının kavramlar tarihiyle ilişkisini ciddi bir biçimde “tarih”in omurgası olarak tarif
4. sayımızın makaleler bölümünde yer alan yazılardan ikisi hukuk, mülkiyet ve meşruiyet ilişkisini ele alıyor. Cengiz Kırlı, 1840 Ceza Kanunu’nun nasıl bir siyasal yapının üzerinde yerleştirilmeye çalışıldığını tartışırken, siyasal rekabetin ve intikam silsilesinin bu yeni ceza kanunu vesile edilerek nasıl “çözüldüğünü” de çok zengin bir dökümle sunuyor. “Liyakat ve makam arasındaki ilişkisizlik, kişisel servet ve makamın getirdiği ekonomik fayda arasındaki belirsizlik, doğrudan patronaja dayalı atamalar ve hediye mübadelesi üzerinden dönen bürokratik işleyişler” ile Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemindeki “modernleşme” hamlelerinin nasıl çatıştığını anlatıyor. Yücel Terzibaşoğlu’nun makalesi ise mülkiyet fikrinin, toprak üzerindeki hak tartışmasının ve mülkiyet düzenlemelerinin nasıl biçimlendiğine dikkat çekiyor. “Köylü ve çiftçilerin mülkiyet haklarının çok çatışmalı bir niteliğe büründüğü bir dönemde bizzat köylü ve çiftçilerin çeşitli biçimlerde yorumladıkları, anladıkları ve yaratıcı biçimlerde kullandıkları hukuki araç ve kategorileri” bir arazi ihtilafı üzerinden tartışıyor.
Osmanlı iktisat tarihinin maliyeden bağımsız ele alınması gereken son dönemini ise hem finans aracı olarak uluslararası borçlanma örneği hem de bankacılık konusundaki yaklaşımların etrafında ele alan iki yazı 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında iktisadi alanın nasıl algılandığını gösteriyor. Hüseyin Al ile Şevket Kamil Akar 1852 borçlanmasını ayrıntılı bir şekilde incelerken, Hamdi Genç ile Gökçen Coşkun Albayrak Milli Fabrikacılar Cemiyeti’ni ve cemiyetin yaptığı 1917 Sanayi Sayımı’na odaklanıyor. Sanayi envanterinin bölgeler, kapasite, ücretler, ürünler vb. üzerinden dökümüne odaklanan bu yazı imparatorluğun son dönemindeki endüstriyel performansın da profilini çiziyor. Makaleler bölümünün son yazısında Ileana Moroni, 6-7 Eylül Olayları’nı Fransız diplomatik kaynaklarının saldırıları nasıl algıladığı, anlamlandırdığı noktasından hareketle ele alırken, Soğuk Savaş döneminin komünizm ve anti-kolonyalizm korkusuyla.biçimlenen uluslararası dünyasında “siyaset”in tarihle ilişkisine eğiliyor.
Tartışma yazıları bölümünde derginin yeniden çıkışına da kaynaklık etmiş bir düşünce ufkunun ve arzusunun öne çıktığı Osmanlı klasik dönemi hakkındaki makale ilk sırada yer alıyor. Oktay Özel hem döneme adını veren “klasik”lik iddiasını, çerçevesini hem de tartışmanın muhtemel gelişimini dikkate alarak, “klasik” dönem hakkında tarihçilerin tartışmak zorunda oldukları noktalara işaret ediyor. Gelişmesini, katılımının zenginleşmesini umduğumuz bu makaleye özel bir önem verdiğimizi belirtmek gerekiyor. Tartışma bölümünün ikinci sırasında ise, Ahmet Demirel’in kaynakların kullanımına dair, tarihçilerin neye, niçin dikkat etmesi gerektiğini hatırlatan çok önemli bir araştırması ve uyarısı yer alıyor. Demirel, cumhuriyetin ilk dönemiyle ilgili tartışmalar üzerinden kaynakların kullanımındaki alel usûlleşmeye karşı hassas olunması gerektiğinin altını çiziyor, kaynakların nasıl karşılıklı kontrole ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Bu bölümün sonunda Emel Akal’ın geçen sayımızda yayımlanan teşkilatı mahsusalar konulu makale üzerine değerlendirmesi ve makalenin sahibi Cemil Koçak’ın Akal’ın eleştirilerine cevabı bulunuyor.
Haber-değini bölümünde ilk olarak Suavi Aydın’ın II. Manuel Palailogos’un İslâm hakkındaki sözlerinin Papa 16. Benedikt tarafından kullanılmasıyla başlayan ve tarihdışı bir bağlamda devam
Dergimizin bu sayısı, teknik nedenlerden ötürü gecikmeli olarak sizlerle buluşuyor. 5. sayımızın vaktinde yayımlanacağını belirterek umarız bu gecikmeyi telafi edebiliriz.