#modernizm Etiketindeki Kitaplar

Paris’ten Modernlik Tercümeleri
Académie Julian'da İmparatorluk ve Cumhuriyet Öğrencileri

Sarayın ve kilisenin kalesi Fransız Akademisi, 19. yüzyılda yaşanan modernleşme karşısında sarsılmaya başlar. Bu süreçte ortaya çıkan, dünyaya açık, liberal zihniyetli özel akademiler, millî ve resmî Paris Güzel Sanatlar Okulu’nun katı lonca disiplinine ve dogmalara dayalı eğitimine meydan okur.

Siyasallığın İcadı

Bu kitap, hepimizi “siyasallaşma”ya, ama bildiğimiz klasik yapıların içinde değil, yeni yapılara, daha doğrusu “siyasallaşmanın birlikte yeniden keşfi”ne davet ediyor. Son yıllarda uluslararası literatürde büyük ilgi gören Alman sosyal bilimci Ulrich Beck, içinde yaşadığımız “postmodern çağa” başka bir gözle bakıyor, analiz ediyor ve bundan “çıkış”ın yollarını tartışıyor.

Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski

“Çok katlı” bir çalışma. Hem Gencebay’ın eserlerini salt “mesaj”ıyla, “imaj”ıyla değil müziğiyle, nağmesiyle, iç anlamıyla önümüze seriyor hem aydınların arabesk müziğe bakışını, sol teorideki popüler kültür tartışması çerçevesinde sorguluyor. Gencebay’la yapılmış uzun sohbet, Türkiye’nin toplumsal-kültürel yapısına “teşhis” koymakla ilgilenenlerden “Orhanseverlere” kadar geniş bir kesim için ilginç.

Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 9 / Dönemler ve Zihniyetler

Modern Türkiye’de Siyasî Düşünce dizisi Dönemler ve Zihniyetler cildi ile tamamlanıyor. 19. yüzyılda başlayan Osmanlı-Türk modernleşmesi ve bunun siyasal düşünce âlemi üzerindeki etkisi farklı kaynak tartışma, aktör ve hareketlerle ortaya konuyor. Dönemler ve Zihniyetler bu süreç içerisinde yaşanan farklı tartışmaları ve bu tartışmaların aktığı farklı mecraları bir araya getirirken, siyasal düşünce dünyamızın zenginlik, farklılık ve “araz”larının bir dökümünü sunuyor.

İkinci Meşrutiyet Basınında
İmge ve Emperyalizm
1908-1911

Palmira Brummett, İkinci Meşrutiyet Basınında İmge ve Emperyalizm, 1908-1911’de mizah dergilerinde yayımlanan karikatürlerden yola çıkarak Osmanlı zihniyet dünyasına ışık tutuyor. Bu dönem üzerine daha önce akademik çalışmalara konu olmamış kaynakları inceleme nesnesi olarak seçen yazar, okuması son derece keyifli bir kitap ortaya koymayı başardığı gibi, gerçekten yeni bir açıdan tarihe bakmamızı da sağlıyor.

Bir İmkan Olarak Modernite
Weber ve Habermas

Kimi çevrelerde son yılların hakim değerlendirmesi, modernliğin “bittiği” yönünde. Ancak modernizmi savunan bir karşı cephe de var. Ahmet Çiğdem’in kitabı, Alman modernleşmesinin kendine özgü tecrübesiyle ilgili kavramlaştırmaları -özellikle Weber ve Habermas’la somutlayarak- önde tutuyor ve iki cephenin, cepheleşmenin kısırlığını aşan bir bakış açısı geliştirmeye çalışıyor.

Jöntürk Modernizmi ve "Alman Ruhu"
1908-1918 Dönemi Türk-Alman İlişkileri ve Eğitim

Jöntürk modernizmi, İttihatçılık döneminde, ‘âcilci’ diyebileceğimiz bir yönelime girmişti. Bununla beraber, çok etnili Osmanlı İmparatorluğu’nu millî devlete dönüştürme yönelimi vardı. Her iki yönelim, “gecikmiş emperyalist” Almanya’nın Türkiye’ye dönük “barışçı nüfuz” siyasetiyle buluştu. Almanya, bu nüfuzunu, Türkiye’nin modernleşmesine ve millîleşmesine "rehberlik" etme misyonuyla ilerletmeye çalıştı.

Kavramlar Tarihi
Politik ve Sosyal Dilin Semantiği ve Pragmatiği Üzerine Araştırmalar

Usta tarihçi, Almanya, İngiltere, Fransa tecrübelerini karşılaştırarak, modernliğin kavramlarının değişim süreçlerini inceliyor. Bu antropolojik ve semantik inceleme, “yaşanan tarih” ile “yazılan tarih” arasındaki diyalektiği de gösteriyor bize. Sözcükler ve kavramlar üzerinden, modernliğin siyasal tarihini yeniden yazan bir başyapıt...

Halide Edib
Türk Modernleşmesi ve Feminizm

Ayşe Durakbaşa, Cumhuriyet’in asi kızı Halide Edib’in hayatını, Türk modernleşmesinin feminist bir açıdan eleştirisini yapmak üzere okuyor. Halide Edib’i bir feminist ve bir modernist olarak incelemek ve onu bütün dünyadaki “yeni kadın”ın oluşumu açısından değerlendirmek için onun, erkeklerle, Türkiye’nin “öteki” kadınlarıyla ve Batılı feministlerle ilişkilerine bakıyor.

Çağdaş Toplum Kuramından Portreler

Toplumsal olgular, kültürel yapılar ve kuramsal söylemler arasındaki bağlantıları inceleyen Çağdaş Toplum Kuramından Portreler’de okur hem toplumsal-kuramsal eğilimlerin parametreleri hem de toplum eleştirisinin doğası hakkında faydalı ve öğretici bir kılavuz bulacaktır.

Modern Dünyada Müslümanlar

Yirminci yüzyılın sonu, modernist düşünceye yöneltilen eleştirilerin yoğunluk kazandığı bir dönem oldu. İslâmcılık, bu eleştirilerin belki de en çok etkilediği akım. Sözkonusu eleştirilerin gündeme getirdiği, İslâmcı düşüncenin, entellektüel ve siyasi kökleriyle ilgili değişiklikler doğurmaya aday tartışmalar, Abdurrahman Arslan’ın yazılarının çıkış noktası.

Tasarım ve Suç
müze - mimarlık - tasarım

Hal Foster Tasarım ve Suç’ta mimarlık ile tasarımın, sanat ile eleştirinin çağdaş kültür içindeki yerini tartışıyor. İlk bölümde, piyasa ile kültürün giderek nasıl kaynaştığını inceliyor. Gündelik hayatın her anına sızan tasarım kültürünün, kimlikleri markalara endekslemesi üzerinde duruyor.

Modern Hayatın Ressamı

İster hayatta, ister sanatta olsun, modernliği keşfe çıkanların pusulası ne zamandır Baudelaire. Modern kentle ve kültürle ilgili incelemelerde yer eden pek çok tema onun edebiyatında beliriyor. “Modern mitoloji”yle haşır neşir olanların antikitesi haline gelen 19. yüzyıl Paris’ine bizi o uyandırıyor. Adeta onun imgeleriyle hatırlıyoruz.

İslâmlar ve Moderniteler

Batı’nın egemen tahayyülünde, Ortaçağ şarkiyatçılığından kalma stereotiplerle beslenen İslâm imgesi, bir zamanlar Batı uygarlığı karşısında bir tehdit olarak algılanan komünizmin yerine geçmiş durumda. Batılı temsillerde mezhep çatışmaları, namaz görüntüleri, geri kalmışlık manzaraları ve derin bir irrasyonalizm etrafında şekillendirilen “İslâm” tasavvuru, yüzlerce yıllık bir tarihi olan, birbirinden çok farklı toplumlarda çok farklı biçimler almış bir dini, yekpâre bir "kültür" haline getirerek radikal biçimde ötekileştiriyor.

Totalitarizmin Kaynakları 1 / Antisemitizm

Yahudi karşıtlığından farklı bir temelde, belki bir modern çağ yan etkisi sayılabilecek biçimde ortaya çıkan Antisemitik akımların doğuşunu, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla dönülen çağ aralığındaki gelişmeleri ele alan bir inceleme. Arendt, Totalitarizmin Kaynakları’nın birinci cildinde, 20. yüzyılda sayısız insan hayatına malolacak, soykırım girişimlerine, katliamlara, toplumsal hezeyanlara kapı aralayacak, ardından siyonist şiddetle karşı dramlar yaratacak bir eşiği analiz ediyor.

İnsanlık Durumu

Arendt’in Seçme Eserler’inden ilk kitap. Modern zamanların en önemli siyaset felsefecilerinden Arendt, modernizmin etkisiyle "insanın dünyaya yabancılaşması" sorununu ele alıyor. İdealindeki Antik Yunan "polis" hayatının daha az "özellik", daha yaygın "kamusallık" içeren toplumsal düzenine giden yolu arıyor, modern çağın içinde.

Geçmişle Gelecek Arasında
Siyasi Düşünce Konulu Altı Deneme

Hannah Arendt’in seçme eserlerinden oluşan dizinin ikinci cildi, kitaba adını veren giriş yazısı ve onu izleyen sekiz makaleyle hem temel bir eser, hem güncel bir eser: Gelenekle modernlik arasındaki ilişki... Modern çağın eski metafiziğin yerine koymayı amaçladığı tarih kavramı... Otoritenin çağımızda yitişinin yarattığı bunalımlar...

Estetik ve Politika
Realizm-Modernizm Çatışması

1930’larda Ernst Bloch ile Georg Lukács arasında başlayan modernizm ve realizm konusundaki tartışma 20. yüzyıl estetiğinin rehberlerinden biri olmuştur. Estetik ve Politika derlemesi, bu iki filozofun yanı sıra Walter Benjamin, Theodor W. Adorno ve Bertolt Brecht’in de katıldığı bu tartışmanın kilit metinlerini biraraya getirmektedir. Bu metinler estetiğin kimi temel kavramlarının aydınlatılması bakımından da temel bir kaynak oluşturuyor: “Sanatın özerkliği ve toplumsallığı”, “popüler sanat ve elitizm”, “form-içerik”...

Totalitarizmin Kaynakları 2 / Emperyalizm

Arendt, başyapıtı sayılan Totalitarizmin Kaynakları’nın ikinci cildini emperyalizme ayırmış. Arendt’in emperyalizme bakışı, laf olsun diye değil, gerçekten “özgün” ve farklı. Özellikle de klasik Marksist yaklaşımların bakışından farklı, fakat bütünüyle de kopuk değil. Emperyalizm, kapitalist ekonominin güç bağlamında yayılmacı, kaynaklar bağlamında toparlayıcı daha doğrusu "toplamacı" doğasının bir sonucu mu?

Manet, Velázquez ve Estetik Modernizm

Foucault’nun, bu kitapta derlediğimiz Manet ve Velázquez üzerine incelemeleri, estetik düşüncenin köşetaşları olmakla kalmıyor, bu iki ressamın zamanlarındaki dünya görüşünü de aydınlatıyor

Sinemanın İstanbul'da İlk Yılları
Modernlik ve Seyir Maceraları

Nezih Erdoğan, sinemanın İstanbul’daki ilk günlerini anlatıyor, arkeolojik bir kazıyı andıran titizlikle, sabır ve emek isteyen bir tutkuyla kayıp bir geçmişin izinden gidiyor.

Milliyetçilik ve Sonrası

Milliyetçilik 1980’lerde hortladı mı, yoksa zaten hiç ölmemiş miydi? Carr yarım yüzyıla yakın bir süre önce yazdığı küçük kitabında bir Yeniçağ olgusu olarak milliyetçiliği, Fransız Devrimi öncesi, Napoléon’dan 1. Dünya Savaşı’na kadar, iki dünya savaşı arası ve 1965’de eklediği son bölümüyle 2. Dünya Savaşı sonrası olmak üzere dört bölümde inceliyor.

Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor
Modernite Deneyimi

Modernizm çocuklarını yiyor...Yoksa her şey zaten yüzyılımızın ta başında yapılan Faustvari bir kontratın sonuçları mı? 20. yüzyılın enerjisi ve sefaleti, Petersburg’dan New York’a... 2000’li yılların “sağlıklı” modernizmini kurmak için geçen yüzyılın modernistlerine dönmeyi salık veren Marshall Berman’ın kaynak kitabı.

Sanatçı Müzeleri

Sanatçıların müzelerle arası hiç olmadı. İçlerinden müzeleri yerle bir etmeye kalkanlar dahi çıktı. Çünkü onlara göre müzeler sanatı hayattan mahrum ediyorlardı. Oysa onların davası sanatla hayatı kaynaştırmaktı. Müzelerle baş edemeyince, Schwitters, Lissitski, Duchamp, Haacke gibi sanatçılar kendi alternatif müzelerini kurdular.