Hatice'ye Mektuplar
Futbol âlemimizin üzerindeki gri bulut: “Büyüklük” hırsının insanı bezdiren abartıları… “Öff-sane” haline gelmiş “efsaneler”... Hakiki sevgiden uzak “taraftarlar”... “Hatice’ye değil neticeye bak” ideolojisi ve bayraktarları, kısacası.
Futbol âlemimizin üzerindeki gri bulut:
“Büyüklük” hırsının insanı bezdiren abartıları… “Öff-sane” haline gelmiş “efsaneler”... Hakiki sevgiden uzak “taraftarlar”...
“Hatice’ye değil neticeye bak” ideolojisi ve bayraktarları, kısacası.
Elinizdeki kitapta, “netice ne olursa olsun Hatice’nin de saygıdeğer olduğunu düşünen”, “kazananın her şeyi almasına” itiraz eden yazılar var. Futbolu “skor olsun” diye değil “spor olsun” diye sevmek... Galibiyet getiren güzel bir gol kadar -hatta belki ondan da fazla- “adam gibi verilen bir mücadeleden”, sporcu ruhuna uygun bir jestten heyecan duymak... Bu bakış açısıyla, bu ruh haliyle baktığınız zaman futbol âleminde olanlara, skorların ve enstantanelerin gösterdiğinden çok daha fazlasını görüyorsunuz. Bu kitap, bunu gösteriyor işte.
Ama “sporcunun güzel ahlâklısı” peşinde bir romantizmden ibaret değil, Hatice’ye Mektuplar... Kulüpleriyle, yöneticileriyle, medyasıyla Türkiye futbol ortamında hüküm süren eğilimlere, “vizyona”, yapısal sorunlara ilişkin yorumlar getiriyor Yiğiter Uluğ. Futbolda olup bitenleri sosyal ve politik düzlemlerde olup bitenlerle bağlantılı düşünmekten gelen bir sağlamlığı var bu yorumların.
Gözü futboldan başka sporlara -özellikle basketbol- kayan birkaç yazı da, kitaptaki bakış açısını zenginleştiriyor.
“Büyüklük” hırsının insanı bezdiren abartıları… “Öff-sane” haline gelmiş “efsaneler”... Hakiki sevgiden uzak “taraftarlar”...
“Hatice’ye değil neticeye bak” ideolojisi ve bayraktarları, kısacası.
Elinizdeki kitapta, “netice ne olursa olsun Hatice’nin de saygıdeğer olduğunu düşünen”, “kazananın her şeyi almasına” itiraz eden yazılar var. Futbolu “skor olsun” diye değil “spor olsun” diye sevmek... Galibiyet getiren güzel bir gol kadar -hatta belki ondan da fazla- “adam gibi verilen bir mücadeleden”, sporcu ruhuna uygun bir jestten heyecan duymak... Bu bakış açısıyla, bu ruh haliyle baktığınız zaman futbol âleminde olanlara, skorların ve enstantanelerin gösterdiğinden çok daha fazlasını görüyorsunuz. Bu kitap, bunu gösteriyor işte.
Ama “sporcunun güzel ahlâklısı” peşinde bir romantizmden ibaret değil, Hatice’ye Mektuplar... Kulüpleriyle, yöneticileriyle, medyasıyla Türkiye futbol ortamında hüküm süren eğilimlere, “vizyona”, yapısal sorunlara ilişkin yorumlar getiriyor Yiğiter Uluğ. Futbolda olup bitenleri sosyal ve politik düzlemlerde olup bitenlerle bağlantılı düşünmekten gelen bir sağlamlığı var bu yorumların.
Gözü futboldan başka sporlara -özellikle basketbol- kayan birkaç yazı da, kitaptaki bakış açısını zenginleştiriyor.
1962'de Bursa'da doğdu. İzmir'de büyüdü. İstanbul'a göçtü. Az diş hekimliği üstüne sosyoloji öğrenimi, bir yandan da basketbolculuk derken, spor gazeteciliğine sürüklendi. 1987'den beri spor yazıyor. Sırasıyla Gelişim Yayınları'nın dergileri, Söz gazetesi, Yeni Yüzyıl gazetesi, NTV'de çalıştı. Bir yıl İspanya'da, çok merak ettiği FC Barcelona'nın çatısı altında yaşadı. Yaklaşık üç yıldır radikal gazetesinin spor editörlüğünü yürütüyor. Haftalık Radikal Futbol dergisinin mucidi ve editörü.
Kitabın Adı | Hatice'ye Mektuplar |
ISBN | 9789750501210 |
Yayın No | İletişim - 885 |
Dizi | Futbol Kitapları - 9 |
Alan | Spor |
Sayfa | 243 sayfa |
En | 130 mm |
Boy | 195 mm |
Ağırlık | 185 gr |
Perakende Satış Fiyatı | 14,81 TL |
Baskı | 1. baskı - Mart 2003 |
Yazar | Yiğiter Uluğ |
Kapak | Utku Lomlu |
Editör | Tanıl Bora |
Dizgi | Remzi Abbas |
Uygulama | Hüsnü Abbas |
Düzelti | Bağış Erten |
Baskı | Sena Ofset |
Cilt | Sena Ofset |